Politika kulvarında yaratıcı rüzgárı

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Türkiye İşçi Partisi hareketinden bu yana, sanatçıların, edebiyatçıların, bilim adamlarının yoğun biçimde politikaya atılması ÖDP'de (Özgürlük ve Dayanışma Partisi) gerçekleşti.

Demek ki bu kesim, kendi söylemleriyle uyuşan, kendi düşünceleri doğrultusunda bir partinin özlemini çekiyormuş.

Son yıllarda politik düzeni eleştirenlerden bir bölümünün, hariçten gazel yerine sahnede yer aldıkları söylenebilir. Artık kulis kaçaklığına paydos.

ÖDP'nin 'ağır topları' bir basın toplantısında tanıtıldı.

Adlarını bir kez de ben yazıma alacağım:

Adalet Ağaoğlu, Fethi Naci, Mina Urgan, Erhan Bener, Ali Nesin, Mete Tunçay, Leylá Erbil, Masis Kürkçügil, Menderes Samancılar.

Emeğin Partisi'nden de üç dost: Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, Gülsüm Cengiz.

ÖDP'nin sanat, bilim dünyasından gösterdiği bütün adayların biyografisini nerdeyse ezebere biliyorum. Kötü niyetli bir insan bile onların yaşamında pürüz bulamaz.

Külfetsiz nimetlerin dağıtıldığı bir düzende, namuslu kalmışlar, emekleriyle kıtı kıtına yaşayabilmişlerdir.

Namusludur yargısı, bir kimsenin övülmesi için yeterli bir neden değil, Türk toplumu, onları eserlerinden de tanıyor. Çoğumuz onların yazdıklarıyla, yarattıklarıyla zevkimizi geliştirdik, sanatı, edebiyatı onlar sayesinde sevdik.

Ben kendi adıma onlara bir meclis vizesi verebilirim. Çünkü yarım yüzyıla yakın süren meslek hayatlarında hep geçer not almışlardır.

* * *

YUKARDAKİ listede yer alan adların milletvekilliğinden bekledikleri bir şey yok.

Bu unvan, onların biyografilerini zenginleştirmeyecek. 'Şeref-ül- mekán bi-limekán' (mekánın şerefi oturan iledir) sözü geçerlidir.

Aksine bir kaç öğrenci yetiştirmekten, bir kaç kitap yazmaktan yoksun kalacaklar. Türk toplumu onlardan bir süre başka biçimde, alanları dışında yararlanacak.

Hepsi de bu kampanya için gezecekler, konuşacaklar, yorulacaklar. Ne uğruna? Politika denilen kavramı değiştirmek için.

Dostum Fethi Naci, Giresun'dan aday oldu. Doğduğu kenttekilere politikanın bir başka yanını anlatacak. Sendikacılıktan gelme olduğu için de, bana kalırsa halkla iletişim kuracak. Hemşehrileriyle günler geçirmenin hazzın yaşayacak. Güzeli, doğruyu kim anlamaz ki?

Mina Urgan, seksen yaşından sonra masasının başından kalkıp dolaşacak, konuşacak. Çünkü Türkiye'yi seviyor.

Adalet Ağaoğlu, uzun süren sağlık sorunlarından sonra, fiziksel güçlüklere meydan okuyarak, beyinsel gücünü Türkiye siyasetine adayacak.

Gösterişten, televizyonlardan, propagandadan kaçan, köşesinde kitaplarını yazan Leylá Erbil, iş başa düşünce sorumluluğu sırtlayıverdi, ortaya çıkıyor.

Adnan Özyalçıner ile Sennur Sezer, edebiyatın bu iki alçakgönüllü emekçisi de zamanlarını, enerjilerini bu kez de politika için harcayacaklar.

Erhan Bener de, yazarlıkla üst düzey bürokratlığın kesiştiği noktada deneyimlerinden bu ülkenini yararlanacağını biliyor.

Mete Tunçay, bilimsel gerçekleri, kuramla uygulamanın buluştuğu yerdeki noktayı Meclis'e taşımaya kararlı.

İsterdim ki, başka partiler de, bu isimlere, ya da başka adlara başvursalardı, onları aday listelerine alsalardı. Listelerinin çok daha güzelleşeceğine inanıyorum.

* * *

BAŞKA partilerden aday olan dostlarımı da unutmuş değilim.

Kırk yıllık arkadaşım Zülfü Livaneli başta olmak üzere.

Bu adlar, gelişimler bana umut veriyor.



Yazarın Tüm Yazıları