Ozan Doğulu’nun düğününden notlar

Normalde partiden partiye gördüğüm bu kulüp, düğün gecesi için baştan aşağı değiştirilmişti. Konser için geniş bir sahne, davetliler için beyaz oturma grupları, gelinle damadın ilk dansı için özel bir pist, içki almak için iki adet bar, duvarlarda ise barkovizyonlar vardı. 

Girişteki davetli listesinde adınız yoksa düğüne girmeniz imkansızdı. Öyle ki, organizasyonu yapanlar davetlilerin yanında getireceği kişilerin bile kim olduğunu öğrenmişler!

Hayli titiz bir çalışma sözkonusuydu yani. 

Ozan Doğulu’nun damatlığı (tıpkı düğün gibi) klasik değildi. Cepleri ve yakası siyah şeritli bembeyaz bir takım vardı Ozan’ın üzerinde ve gelinle (Ece Yosmaoğlu) gayet uyumlulardı. 

Kenan Doğulu nikah kıyıldıktan hemen sonra kardeşini tebrik etmek için sahneye çıktı ve o sırada kendini tutamayıp ağladı. Davetliler için de pek duygusal bir andı, ki o sırada Kenan’ın düğün için bestelediği şarkısı çalıyordu fonda.

ANNE ADINIZZZ VE BABA ADINIZZZ!

 Nikah memuresinin TRT spikeri Türkçe’sine, tonlamalarına öldük bittik. Neydi o, "anne adınızzz", "baba adınızzz" deyişteki süper vurgu? Hálá kulağımda çın çın çınlamakta memurenin sesi. 

Nikah sonrası arka arkaya o kadar çok şarkıcı ve grubun performansını izledik ki, hani Kenan’ın malum şarkısı gibi, festivale gelmiş gibiydik. Önce dj Can Hatipoğlu ve ekibini (vokalleri Jehar harikaydı), sonra da sırasıyla ENBE Orkestrası’nı, Vokaliz’i ve Kenan Doğulu’yu izledik. Kenan sahneye Özlem Tekin’i (acil konser vermeli kendisi), Sıla’yı, Hepsi grubunu, Deniz Seki-Hüsnü Şenlendirici’yi ve Burak Kut’u alınca ortam daha bir coştu.

DENİZ’LE HÜSNÜ’NÜN DÜETİ

 Deniz Seki ve Hüsnü Şenlendirici sahnede beraber şarkı söylediler (Hüsnü’nün sesi güzelmiş). Seki’nin şubat ayında çıkacak "Sahici" adlı yeni albümünde yer alacak bu şarkı meğer Hüsnü Bey’in bestesiymiş. Ama albümde beraber söylememişler, son dakikada vazgeçmişler.

Şarkının sözlerini şu an hatırlamıyorum, ama aşk doluydu işte, anlayın. Keza Deniz’le Hüsnü gerçekten çok aşık. Gece boyunca defalarca karşılaştık. Her seferinde ya öpüşüyorlardı ya da birbirlerine takılıp gülüyorlardı. 

Yaşar’ın kulaklarında tıkaç vardı. Merak edip sordum, "Niye kulağını tıkıyorsun?" diye. Akustik travması varmış. Yani çok yüksek baslara karşı kulağı aşırı duyarlıymış. O yüzden kulağına özen gösteriyormuş. Bir şarkıcı için zor bir durum.

"KULAĞIM AĞRIYOR BEBEĞİM"

 Sezen Aksu nikah töreni sonrası geldi düğüne. "Kulağım ağrıyor bebeğim" diyordu, meğer hálá gribin etkilerini üzerinden atamamış... İçkimi alırken bir ara Sezen’in küçük vantilatörüne takıldı elim. Önce o kafayla/o loş ortamda anlamadım ne olduğunu; elimi gıdıklıyor bir şey, ama nedir acep? Sonra da küçük vantilatörle oynayıp durdum, umarım hálá çalışıyordur. 

Sezen, Meltem Cumbul’un ayakkabılarına bayıldı. Epey bir süre Cumbul’un ayakkabılarını inceledi. Bu arada Meltem de senaryo yazıyormuş, rol alacağı dizi ise nisanda başlıyormuş.

’O Kadın’ın yapımcısından tuhaf açıklama

Yılın aşk filmi diye lanse edilen "O Kadın" adlı uzun metrajlı klibin yapımcısı Ahmet Çelenk’ten tuhaf bir metin geldi. Sanırım benimle beraber, filmi eleştiren diğer yazarlara da yollanmıştır.

Amaç şu herhalde: Polemik olsun torba dolsun, azıcık daha gişe yapılsın...

Çelenk’in yazdığı metnin en acayip kısmını aktarmadan olmaz:

"... Fazıl Say’ın ülkeyi terk etme düşüncesine karşılık Sezen Aksu şarkılarının başrolü oynadığı bu aşk filmi bir yanıttır. Adam olanın adı bu ülkede sinema salonlarına verilmekte, insan olana 2 milyon dolar harcanarak film yapılmaktadır. O Kadın silahsız, töresiz bir aşk filmidir. Duygular istismar edilerek yıllardır yapılan töre filmlerine bir yanıttır".

Fazla söze ne hacet. Kıyaslamalardaki absürdlük ortada.

Anlaşılan o ki; Fazıl Say bu filmi görünce ülkeyi terk etmekten vazgeçecek.

Silahsız, töresiz film çekildi diye mutlu olacak. Ne alaka yahu?

En iyisi, en kestirmesi: Geç bunları, anam babam geç bunları...