Otuz dört yılda hazırlanan sözlük

Otuzdört yıl önce yapılmasına karar verilen Asırlar boyu tárihi seyri içinde Misalli Büyük Türkçe Sözlük (Kubbealtı Lugatı) tamamlandı. Sözlüğün baskısında ve tanıtımında Vehbi Koç Vakfı’nın da yardımları oldu.

Sözlük için ilk danışma toplantılarına 1971 yılında bilim, düşünce adamları ve dil bilginlerinden oluşan 12 kişilik kurulla başlandı.

Kurul, Sámiha Ayverdi (1905-1993), Dr. Ekrem Hakkı Ayverdi (1899-1984), Nihad Sami Banarlı (1907-1974), Tahsin Banguoğlu (1904-1989), Ömer Lütfi Barkan (1902-1979), Kaya Bilgegil (1921-1987), Abdülkadir İnan (1889-1976), Faruk Kadri Timurtaş (1925-1982), Faruk Nafiz Çamlıbel (1898-1973), Orhan Seyfi Orhon (1890-1972), Fevziye Abdullah Tansel (1912-1988), İlhan Ayverdi’den oluşmaktaydı.

Sözlükte; farklı devirlerindeki yazılı ve sözlü dil örnekleri 3 cilt içinde 3 bin 550 sayfa içinde toplandı.

Sözlük şöyle tanıtılıyor: ‘61 bin ana madde ve ara madde, yaklaşık 35 bin deyim 400 müellifin 1000’e yakın eserinin taranmasıyla elde edilen 100 bin örnekli bir temel başvuru eseri.’

Sözlük’
ün birinci sayfasında yer alan adların sırası şöyle: İlhan Ayverdi, Ahmet Topaloğlu, Hayri Bilecik, Mustafa Tahralı, Fahrünnisa Bilecik, Hülya Uğur.

*

Takdim
yazısında İlhan Ayverdi’nin bir cümlesini, Türk dilinin tarihi seyri içinde, dile yabancı kelimelerin girişi biçiminde de Dil Devrimi içinde yapılanlara birer gönderme olarak da algılayabiliriz:

‘Bu çetinden çetin işe dilimizin máruz kaldığı içler acısı máceráya karşı elini kolunu bağlayarak oturulamayacağı için kalkışmış ve kendimizi birdenbire omuzlarımızı çatırdatacak bir yükün altında buluvermiştik.’

Dilin gelişim sürecini kurallarla, müdahale ile değiştirmek mümkün olmasa da yönlendirebileceğimizi söyleyebilirim.

*

Bu zengin sözlükte gerçekten aradığınız birçok yeni-eski kelimeyi bulabilirsiniz. Ancak birçok kelimede verilen örneklerin dilini, uzmanların ve edebiyatla ilgili olanların anlayacağını belirtmeliyim. Seçilen örneklerin günümüz edebiyatçılarından da olması gerektiğini bir not olarak belirtelim, ileriki baskılarda sanırım bu eksiklik giderilir.

Yalnız bu saptamaya şöyle bir itirazda bulunulabilir. Eski metinlerden alınan bir kelimeyi, bir deyişi bugünün dilinde örneklemenin de imkánı yoktur.

Sözlük’te birçok Osmanlıca kelimeyi de örneklerle bulacaksınız. Böylece Türkçe Sözlük ile Osmanlıca Sözlük’ün özelliklerini bir arada barındıran bir sözlük bu.

Önsöz’deki bir yargının da yukarıdaki saptamamızı, sözlüğün daha çok uzmanlar için yararlı olacağı yargımızı desteklemektedir.

‘Bizi bu yola sevk eden, Türk diline yapılan kasıtlı müdahaleler sonucunda dilimizin gittikçe fakirleşmekte ve ifade yeteneğini kaybetmekte oluşudur. Daha önce kullanılmış olan áşikár, bedihi, dekolte, münhal, müstehcen gibi 12 kelimenin bir tek açık kelimesiyle karşılanması dilde nasıl bir kavram kargaşasına yol açar, nüanslar nasıl kaybolur ve bu müdáhale dili nasıl fakirleştirir, düşünülmeye değer! Bu pek çok misalden bir tanesidir.’

Aşikár, dekolte, müstehcen
kullanılmaktadır. Elbet ben de bir dildeki nüansların kaybolmasından yana değilim, tek kelimeye indirgenmesini de savunmam.

Ancak yukarıdaki gerekçenin çoğu zaman Dil Devrimi’ne karşı kullanıldığını anımsatmak isterim.

*

TDK (Türk Dil Kurumu)
sözlüklerinin başlangıcından bu yana kelime haznesini azalttığını iddia edenler ve buna karşı tez ileri sürenler, sanırım bu sözlük üzerinde epey konuşacaklardır. Ancak, böyle bir sözlüğün de çok gerekli, yararlı olduğunu belirtmek gerek.

Önsöz’ün son cümlesi şöyle:

‘Sözlük genellikle fikir yürütmez, tespit eder, elimizdeki malzemeye göre şekillenir. Tablo bu... Bu tablodan bu sözlük çıkmıştır.’

‘Sözlük genellikle fikir yürütmez’
cümlesiyle acaba bazı kelimelerin karşılığındaki yorumlar çelişmiyor mu? Örnek:

OLANAK i. (ol-mak yardımcı fiilinden - anak ekiyle ol+anak) (Çok eleştirilen kelimelerden olup bázı yayınlarda kullanılmakla birlikte halk arasında tutunmamıştır.) yeni. İmkán.

OLASI sıf.(ol-mak yardımcı fiilinden işlek olmayan -ası isim-fiil ekinin kalıplaşmasıyla ol-ası) (Olasılık ile birlikte çok eleştirilen kelimelerden olup yayınlarda kullanılmakla birlikte halk arasında tutunmamıştır) yeni. Mümkün, muhtemel.

Uzmanlar, ciddi edebiyat okurları, edebiyat öğretmenleri için gerçekten her zaman başvurabilecekleri, yararlanacakları bir sözlük.

Şimdi masamızda, kitaplığımızda olan sözlüklerin en zengini. Mutlaka alınması gereken bir çalışma.

ONUNCU BASKI TÜRKÇE SÖZLÜK

Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük’ün 10. baskısını yayımladı.

Sözlük’ün birinci sayfasında Atatürk’ün fotoğrafı, arkada da Gazi M. Kemal’in el yazısıyla dil üzerine ünlü görüşü yer alıyor.

Türkçe Sözlük başlığı altında, güzel bir emeğe vefa tablosu sergileniyor.

Başlangıcından bugüne kadar her baskıyı hazırlayanların, sözlüğe emek verenlerin adları konulmuş.

Sunuş’ta, TDK Başkanı Şükrü Halûk Akalın, Türkçe Sözlük’ün hazırlanışı konusunda okuru bilgilendiriyor.

Ağ ortamında Güncel Türkçe Sözlük, iki ay boyunca, orada bulunan bilgiler 200’ü aşkın uzman, bilim adamı tarafından sınandı.

Böylece sözlük, kullanıcıların da çabasıyla zenginleşti. Dilin bir toplum ürünü olduğu gerçeği göz önünde bulunduruldu. Sözlükte kaç kelime var?

‘Türkçe Sözlük, söz, terim, deyim, ek ve anlamdan oluşan 104 bin 481 söz varlığına sahiptir. 63 bin 818 madde başı, 13 bin 589 da madde içi olmak üzere toplam 77 bin 407 söz bulunmaktadır. Sözlük metni ise 1 milyon 236 bin 484 sözden oluşmaktadır.’

Türkçe Sözlük’
ün yeni baskısı, günlük kullanımda iyi bir sözlük. Örnekler, alıntılar kelimenin yerleşmesini sağlıyor.

DİL DERNEĞİ’NİN TÜRKÇE SÖZLÜK’Ü

Türkçe Sözlük’ün Önsöz’ünde Dil Devrimi’nin izdüşümünde dile bakıldığını görüyoruz. Bu Sözlük’te de Türk edebiyatından, önemli yazarlardan seçmeler var.

Hiç kuşkusuz Dil Derneği, dilimizi hem yabancı kelimelerden korumayı, hem de yeni kelimeler üretmeyi savunuyor ve bu çalışmayı gerçekleştiriyor.

Önsöz’den bazı bölümleri aldım. Hem sözlüğün niteliğini hem de amacını özetleyebilmek için:

‘Bu sözlük üzerinde çalışırken bir kez daha gördük ki yabancı sözcükler akıl almaz bir hızla dilimize yerleşiyor. Bu nedenle yazarlarla bilimciler ‘Türkçesi varken’ yabancı sözcüklere yaslanmamalı, Türkçenin sözcük yapma yolları işletilerek tıpkı 1930’larda olduğu gibi, aynı coşkuyla yeni sözcükler türetilmeli, bir başka deyişle dilseverler Dil Devrimi’nin coşkusunu diriltmelidir.’

Bu düşünceden ve yabancı sözlüklerden referans alınarak sözlük yapılamayacağı fikrinden hareketle, Dil Derneği Türkçe Sözlük’ünü genişleterek ve yenileyerek yayımladı.

DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ

Enis Batur Kütüphane Sel

Bernard Lewis Ortadoğu Arkadaş

Taner Timur Felsefi İzlenimler İmge

Henning Mankell Riga’nın Köpekleri Altın

Rauf Denktaş Karkot Deresi Remzi Kitabevi
Yazarın Tüm Yazıları