Oscar’da eski eşler savaşı

Bu yıl Oscar’ı sinema mı, özel efektler mi kazanacak diye sormak geliyor içimden.

Haberin Devamı

The Hurt Locker mı, Avatar mı diye çemberi biraz daraltmak.
Ama çember daraldı derken aslında ciddi bir genişleme söz konusu.
Çünkü bu yıl 7 Mart’ta yapılacak olan 82. Oscar töreni öncesinde En ıyi Film kategorisi için 5 değil 10 aday açıklandı.
Akademi bu değişikliği “Oscar’ın eski altın günlerine dönüş” olarak tanımlamıştı.
Bunda, geçen yıl Kara şövalye’nin en iyi 5 film adayı içinde yer almamasının etkili olduğu söylense de Akademi açıklamasını 60 yıl öncesinin bol adaylı Oscar günlerine geri dönme arzusuna bağlayıvermişti.
Öyle ya da böyle. Bu yıl En ıyi Film Oscar’ı için tam 10 film yarışıyor.
Bu durum An Education, District 9, Precious, Ingloruious Basterds, Up in the Air, A Serious Man gibi filmlerin umutlarının devam etmiş olması açısından iyi.
Ama onlar için bir de kötü haber var; yarışın Avatar ve The Hurt Locker arasında geçeceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. (Bu arada En ıyi Erkek Oyuncu dalında Jeff Bridges, George Clooney ve Colin Firth’le yarışacak ve geçecek gibi. En ıyi Kadın Oyuncu dalında Sandra Bullock ve Meryl Streep yarışta. Yardımcı oyuncu rollerinde ise Christoph Waltz ve Mo’Nique’in ipi göğüslemesi sürpriz olmayacak.)
Önce gişeye sonrasında ise Altın Küre’ye damgasını vuran James Cameron imzalı Avatar, Oscar’ın en güçlü adayı olarak gösteriliyor.
En büyük rakibiyse “çağın en iyi savaş filmi” olarak nitelendirilen The Hurt Locker (Ölümcül Tuzak).
Akademi savaş filmlerini gözardı etmiyor olsa da uzun zamandır bu türe bir ödül gitmedi. Bu da “zamanı gelmiş olabilir” mantığıyla filmin şansını biraz daha artırmakta.
“Çağın en iyi savaş filmi” The Hurt Locker’ın Avatar’a karşı savaşında kazanan kim olacak merak etmiyor değiliz tabii.
Kim bilir, pek huyları değil ama, Akademi üyeleri belki de En ıyi Film Oscar’ını Avatar’a, En ıyi Yönetmeni ise The Hurt Locker’ın yönetmeni olan Kathryn Bigelow’a verirler.
Böylece büyük ödüller eski karı koca arasında paylaşılmış olur.
Çünkü sinemanın en güzel bacaklı kadın yönetmeni unvanına sahip olan Bigelow, Cameron’un eski eşi.

Engin Altan’a dikkat

Haberin Devamı

“ıçimde garip bir his var... Adını artık sen koy” diyor Demet Sağıroğlu, Adını Sen Koy adlı şarkıda.
Bu şarkıya takılmışım son günlerde, dönüp dönüp dinlerken, adını koyuyorum düşündüklerimin.
Sanki Türk sineması jönünü ve aradığı hem yakışıklı, hem yetenekli hem de eğitimli oyuncusunu bulmuş gibi geliyor.
Adını Engin Altan Düzyatan koyuyorum.
ılk kez DOT’taki Kürklü Merkür’de izlediğim, sonra Cennet’te, sonra da Romantik Komedi’deki rahat ve keyifli oyunculuğundan etkilendiğim Altan (Engin’i pek kullanmıyor), ızmir’de tiyatro eğitimi aldıktan sonra ıstanbul’a gelmiş.
Yarın vizyona girecek olan Romantik Komedi filminin afişindeki kıyafeti ve duruşu, Oceans serisindeki Brad Pitt’i andırıyor.
Filmdeki rahat ve doğal oyunculuğu ise görülmeli.
Engin Altan Düzyatan fiziği ve duruşuyla Türk sinemasının modern ve batıya dönük yüzü adeta.
Fırsat buldukça Londra’ya gidip tiyatroları takip eden, işini seven, çok film izleyen bu genç oyuncu kesinlikle gelecek vaat ediyor.
ıyi projeler onu çok daha farklı yerlere taşıyabilir.

O nasıl uyuyordur acaba?

Haberin Devamı

Ankara Gölbaşı barınağında köpekler çamur içinde, barınağın yeterli tentesi bile olmadığından canlar yağmur ve kar altındalar. Mine Hanım’ın belediyenin yardımına ihtiyacı var.
Tekirdağ Çerkezköy’de de durum farklı değil. Köpekler balçık içinde, yiyecek az, açlıktan ölüyorlar.
Ve eminim kötü şartlara sahip barınaklar bunlarla da sınırlı değil. En yakınınızdakine gidip bir bakın derim.
Bolluca Ormanı’nda ölüme terk edilen köpeklerin sayısı her geçen gün artıyor.
Bolluca SOS grubuna destek olmak gerek, çünkü durum sanıldığından da kötü.
Ve benim en korktuğum, bazı insanların bu vahim duruma duyarsız olmaları.
Kar, tipi ve fırtınanın olduğu gece Twitter’a “partileyenler, sıcacık evlerinde oturanlar, keyfinizi kaçıracağım ama bu soğukta bir sürü hayvan aç. Yemek artıklarınızı çöpe atmayın, onlara verin” yazıyorum.
Hemen block’ladığım acımasız biri “sizden ve tüm hayvanseverlerden nefret ediyorum, sokaktaki tüm hayvanlar gebersin” diyor.
Ama ben umudumu yitirmiyorum.
O gece tabağımızdan artanlarla birkaç masum hayvanın karnını doyuruyor olmanın, onları düşünmenin, sevgi alışverişi yapmanın huzuruyla uyuyorum.
O nasıl uyuyordur acaba, merak ediyorum?

Çocuklar için masallar

Haberin Devamı

Geçen hafta Haliç Kongre Merkezi’nde Mickey’nin Masal Dünyası müzikalini izledik. Çocuklar ne kadar mutlu, görmeniz lazım. Son moda vurdulu kırdılı, şiddet yüklü oyuncak, hikaye ve filmlerin aksine son derece naif masallar vardı sahnede.
Çocukluğumuzun masalları olan Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Cinderella ve Güzel ve Çirkin’i renkli kostümler, şahane bir dekor ve müthiş bir kurguyla izlerken çocuklar kadar biz de etkilendik.
Gösteri sonunda sevgililer kavuşunca hep birlikte alkışladık.
Türlü zorluklarla başlayan ama sevginin ve iyiliğin gücüyle sonu güzel biten bu masalları unutmamamız, çocuklarımıza da unutturmamamız gerekiyor.
Disney müzikali bunun için iyi bir fırsat.

Yazarın Tüm Yazıları