Ortodokslar’ı ‘İslam’a çağrı’

SEÇTİKLERİ gün, hiç hoş değil!.. Terbiye dışı. Hatta, uygarlıkların çatışma tezini doğrulamak inadı gibi!..

Onbeş, yirmi kişi 23 Nisan günü Büyükada İskelesi’nde broşür dağıtıyor. Dağıtım için, özellikle 23 Nisan gününü seçiyor. 23 Nisan bizim ulusal günlerimizden biri. Ama, Ortodokslar için, farklı anlamı var:

Onların kutsal günü. Büyükada’da Aya Yorgi Kilisesi’ni ziyaret günü.

Her yıl 23 Nisan’da olduğu gibi, bu kez de, Büyükada 23 Nisan günü tıklım tıklım. Yaklaşık yüz bin Ortodoks, Aya Yorgi Kilisesi’nde dua etmek için Büyükada’da.

AYA YORGİ

İnanışa göre, Roma Ordusu’nda bir subay olan Aziz Georgios, Hıristiyanlığı kabul ettiği için, putperestler tarafından III. Yüzyılda öldürülüyor.

960 yılında, Bizans İmparatoru onun adına Büyükada’da bir kilise yaptırıyor. Aya Yorgi’yi ziyaret eden Ortodokslar, dua ederek, hem şifa elde ettiklerine, hem de adaklarının gerçekleşeceğine inanıyor.

Bu amaçla, her yıl 23 Nisan ile Meryem Ana’nın ölümünün 40. günü olan 23 Eylül’de Büyükada’ya gelerek, adak adıyor. Bin yıllık manastır ziyareti yıllardır olağan biçimde yaşanıyor. Büyükada’da yaşayan Müslümanlar ya da başka dinden olanlar bu ziyarete son derece saygılı.

Şu geçtiğimiz 23 Nisan’a kadar.

TEK ÖLÇÜ KUR’AN

23 Nisan günü bir gurup, Büyükada’ya gelen Ortodoksların eline birer broşür tutuşturma çabasında!..

Broşürün kapağında Son Elçi Hz. Muhammed, Son Din İslam yazıyor. Üzerinde cami resmi var, mavi beyaz bir kapak. Altında Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği yazıyor. Onaltı sayfalık broşür, herkesi İslam’a çağırıyor:

‘Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın bir elçisidir. (...) Sizin için hayırlı olmak üzere, bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah’tır. Haşa O’nun bir oğlu olması asla düşünülemez.

(...) Hidayet ve kurtuluş ancak İslam’a ve onu insanlığa tebliğ eden son peygamber Hz. Muhammed’e inanmakla mümkündür. Kur’an ve Hz. Peygamber’in dışında başka yerlerde hidayet ve kurtuluş aramak, başka şeylerden şifa ummak yanlıştır.’

Propaganda broşürde bu biçimde devam ediyor ve bir yerinde:

‘İslam, bütün insanları, özellikle de Yahudi ve Hıristiyanları da, yalnız Allah’a ibadet etmeye ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmamaya çağırır.’

Aya Yorgi’ye dua etmeye gelenlere, inançlarından dönmeleri çağrısı!..

Böyle bir olay, böyle bir günde Büyükada’da ilk kez yaşanıyor.

Müslümanları yola getirmek bitiyor, sıra şimdi Hıristiyanları Müslüman yapmaya geliyor!.. Broşürü alanlar elbette tepki içinde, ama yapacak bir şey yok!..

Ama, soracak bir soru var: Şimdiye kadar bu tür olaylar neden hiç yaşanmıyor da, ılımlı İslam laflarının bol bol dolaştığı AKP İktidarı dönemine rastlıyor?.. Neden?.. Kaldı ki, elalemi kendi dinine çağırmak, ılımlı İslam’ı aşmıyor mu?..

Arım, balım, peteğim

GEÇEN
hafta çeşitli illerde arı ihalesi yapılıyor. Tarım İl Müdürlükleri tarafından. Arılar dağıtılıyor, bal üretilmesi için.

Örneğin, Ankara’da 500 çiftçiye 8’er kovan arı satılıyor. Maliyeti 681 milyar lira. İhaleden 507 milyar lira gelir sağlanıyor. Bu zarar bir yana, önemli olan, arıların kimlere satıldığı. Çok şikayet var. Bir tarafta üreticiler, diğer tarafta ihaleyi yapan Tarım İl Müdürleri.

Üreticilerin iddiası: ‘İhalede arıcılıktan anlamayanlar kollandı!..’

Tarım İl Müdürleri: ‘Doğru değil. Arı sattıklarımızı biz önceden eğittik.’

Sahte bal ve devamı, tam arı kovanı!.. Bir dokun, bin ah işit!.. İzni olmadığı halde, hálá bal üretip, piyasaya sahte bal sürenler var. Şimdi de, ihale feryatları!..

Tarım Bakanı Sami Güçlü bunları izliyordur herhalde!..
Yazarın Tüm Yazıları