Onların zamanında eğlence hayatı

Gece hayatının iki duayen ismi Celal Çapa ve Metin Fadıllıoğlu, Mayadrom dergisinin "parti zamanı" konseptli sayısına bir dönemin gece hayatını anlatmışlar.

Yani 70’leri, 80’leri, nasıl eğlendiklerini ve eğlendirdiklerini...

Efenim, şimdi nasıl kulüplerde en çok tüketilen içki votka ise o zamanın içkisi de viskiymiş.

"Bazı viski şişelerinden çay çıktığı da olurdu" demiş Fadıllıoğlu, "Az da olsa kaçak içkiler vardı".

Şamdan’ın, restoranken dans edilen bir mekana dönüşmesi ise ünlü bir gazeteci sayesinde olmuş:

"Ahmet (Çapa) müzik çalıyordu o zaman. Bir gece Abdi İpekçi, ’Volümü aç’ dedi, millet ortadaki masaları açtı ve dans etmeye başladı. Öyle de kaldı. Şimdi kimse yemeğe gitmiyor, after hours bir kulüp oldu."

Peki Celal Çapa’nın içki yüzünden hüküm giyip son anda çıkan afla hapse girmekten kurtulduğunu biliyor muydunuz?

Çapa başına gelenleri şöyle anlatmış: "Yabancı içki ve sigara problemi vardı. İçkiyi sadece Tekel’den ve kısıtlı olarak alabiliyorduk. Hatta ’81 yılında Etiler Şamdan’da bulunan içkilerden dolayı 15 gün mali şubede misafir kaldım. O zaman ağır cezada yargılanmıştım. Bir kere de ’87 yılında beş yıl hüküm giydim, neyse af çıktı da yırttım."

İki duayenin "O günden bugüne ne değişti?" sorusuna verdikleri yanıtlarla bu nostalji turunu bitireyim.

Celal Çapa: "Eskiden bizim müşterimiz lokomotifti, şimdi vagon oldu!"

Metin Fadıllıoğlu: "Bizim zamanımızda yeni insanlarla tanışmak zor bir şeydi. Kavga çıkardı. Şimdi o kavga dövüşler azaldı. Bir de yalnız çıkan kızlar yoktu. Şimdi en büyük fark, karşı cinsin bolca ortada olması."

Gülben Ergen’in kurabiyesi

Gülben Ergen aradı. Çarşamba günkü yazı üzerine.

"Avrupa dışında da güzel şarkılarım var, albümü bir daha dinlemenizi öneririm" dedi.

Şarkıları yine yeniden dinlerken de şöyle bir ortam önerdi: Mumlu, tütsülü ve kurabiyeli.

Kurabiye nereden çıktı bilmiyorum. Aklıma gelen ilk olasılıklar şunlar:

1. O sırada Gülben Hanım kurabiye yiyordu.

2. Alice’in kurabiyesini yiyip ebediyen küçücük kalmamı arzuluyordu.

3. "Şarkılarım kurabiye gibi, tatlı tatlı Onur Beyy" demek istiyordu bir alt metin olarak.

Kurabiyeler bi yana, mumları, tütsüleri yaksam uykum gelir benim. Şarkı filan dinleyemem.

Bir de "güzel kalple dinleyin" öğüdünü verdi Gülben Ergen.

Dedim ki, "Kötü kalpli miyim yani?"

Böyle işte. Gülben Ergen’in şarkılarını dinlemek için gerekli şartlar bunlar arkadaşlar.

Şimdi mumları/tütsüleri yakın, kalbinizi güzelleştirin ve dinleyin: "Sürpriz sürpriz sürpriz aşkımmm."

ŞEHİR ATLASI

n Artık gidilmez dedim, suyu çıktı dedim, bozulmaya başladı dedim, ama insan duramıyor.

Gecenin bir saati yine Scotch’a damlıyor.

Meğer Scotch badigartlanmış, kapıya üç-beş irikıyım arkadaş dikmişler.

Baktılar ki kapıda oluşan izdihamı, içerde yaşanan kavgaları önleyemiyorlar, 1969 ruhuna ihanet edip zamana uymuşlar.

Ha bir de x-ray cihazı var. Önce "pes" dedim, havaalanı gibi nedir bu yani.

Ama sonra hak verdim, belinde silahla girmek isteyen zararlılar oluyordur tabii.

Peki içerde kim vardı? Süreyya Yalçın!

Sevgilisi Emre Bahçıvan’la salınmaktaydı. Ama eski havası yoktu Süreyya’nın. Bodrum güneşi altında, kucağında köpeği Isabelle, üzerinde işlemeli kaftanımsı pareosuyla dans eden, hiçbir şey umrunda olmayan o kız gitmiş sanki.

n Türk modacıların güçbirliği yapıp organize ettikleri İstanbul Fashion Lab dün itibariyle başladı Tophane-i Amire’de. Bugün Bahar Korçan ve Arzu Kaprol defileleri var. Fashion Lab izlenimlerini yarın yazacağım, ayrıca ve ısrarla bekleyiniz.

n Emel’in keşfettiği Aslı Zen yıllar sonra albüm çıkardı, "Şerefe" diye. Yeni şarkılarını bu gece ilk kez Nispet’te söylüyor. Sesi çok güçlü Aslı Zen’in, canlı müzikçi tayfaya önerimdir.
Yazarın Tüm Yazıları