Önemli bir fakülteden elli tanınmış portre

BAZI fakülteler vardır ki, öğretim üyelerinden öğrencilerine kadar, kültür tarihimizin önemli simgesi olmuştur.

Bunlardan biri, belki de başta geleni Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’dir.

Birçok öğretim üyesinin etki alanı, bu fakültede okuyan öğrencilerle sınırlı değildir.

Türkiye’de ve dünyada yaşayan herkesi, onlar bilgilendirmiş, aydınlatmıştır. Okur yazar herkesin onlara saygısı sonsuzdur.

Remzi Demir-Doğan Atılgan’ın hazırladığı Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ve Türkiye’de Beşeri Bilimlerin Yeniden İnşası - Elli Portre kitabı hem bir vefa duygusunu yerine getiriyor, hem de kültüre kendini adamış kişilerden bilmeyenlerin de tanımasını sağlıyor.

Ben o fakülteyi, konferans salonunu ilk kez 27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra burada yapılan Türk Dil Kurumu Kurultayı’nda gördüm.

Elli Portre’yi okurken, bazılarını yakından tanımanın onurunu anımsadım, tanışmadıklarımın da kitaplarını okudum, onlardan çok şey öğrendim.

Albümün birinci sayfasında Mustafa Kemal Atatürk’ün bir fotoğrafı altında da ünlü sözü yazılı:

"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir."

Rektör Prof. Dr. Nusret Aras, Sunu’da kitabı tanıtıyor.

"(...) 50 bilim insanının hayat öyküsünü kaleme alarak onları araştırmacı ve meraklılarının hizmetine sunan bu eseri iki açıdan önemsiyorum.

Bunlardan ilki, bu seçkin bilim insanlarına olan vefa borcumuzun bir karşılığı olması, ikincisi de üniversitemizde ve üniversitemiz dışında yönetici ve siyasetçi olarak da görev yapan ve pek çoğunun hayatları hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olamadığımız bu değerli insanların anılmasıdır."

FAKÜLTE
Dekanı Prof. Dr. H. Sekine Karakaş da Sunu’da, kitabın amacını özetliyor:

"Elli portreden oluşan bu çalışma, gelecek kuşaklarda bilime, felsefeye, edebiyata, tarihe ve diğer alanlara gerekli ve yeterli ilgiyi uyandırmak üzere, Fakültemizde söz konusu alanlarda daha önce çalışmış, başarı sağlamış insanlarla tanıştırmayı hedefleyen bir kaynaktır."

Unutmamamız gereken bu isimleri aşağıda sıralıyorum:

Mehmet Necati Lugal, Besim Atalay, Mehmet Şemsettin Günaltay, Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu, Mehmed Fuat Köprülü, Yusuf Hikmet Bayur, Agop Diláçar, Nusret Hızır, Remzi Oğuz Arık, Abdülbáki Gölpınarlı, Şevket Aziz Kansu, Akdes Nimet Kurat, Suut Kemal Yetkin, Hasan Tahsin Banguoğlu, Enver Ziya Karal, Muzaffer Şerif Başoğlu, Pertev Naili Boratav, Saadet Çağatay, Mehmet Karasan, Afet İnan, Bekir Sıtkı Baykal, Niyazi Berkes, Bedrettin Tuncel, Hamdi Ragıp Atademir, Ekrem Akurgal, Aydın Sayılı, Sedat Alp, Mustafa Akdağ, Osman Turan, Orhan Burian, Azra Erhat, Muzaffer Süleyman Şenyürek, Tahsin Özgüç, Mehmet Altay Köymen, Halil İnalcık, Nermin Erdentuğ, Suat Sinanoğlu, Orhan Acıpayamlı, Mübeccel Belik Kıray, İlhan Başgöz, Osman Ersoy, Sevim Tekeli, Bahaeddin Ögel, Şerafettin Turan, Mübahat Türker Küyel, Metin And, Sedat Veyis Örnek, Doğan Aksan, Turgut Özakman.

* * *

TÜRK kültür ve bilim tarihinin bu önemli isimleri, daha uzun yıllar aynı etkiyi sürdürmeye devam edecek kanısındayım. Çünkü birçok kuşak onların verdiği derslerle yetişti, çoğumuz onların kitaplarını okuduk, hálá birçok eserleri kütüphanemizde duruyor, sık sık onlara başvuruyoruz.

Bu kesinlikle göz ardı edilmemeli.
Yazarın Tüm Yazıları