Omega-3 tamam sıra CoQ10’da!

Modern tıp, teşhis ve tedavide yaklaşımlarını kolay kolay değiştirmez.

Haberin Devamı

Böyle olması da normaldir ve aslında iyi ki de öyledir! Konu insan sağlığı ise elinizde yeteri kadar güvenilir kanıt olmadıkça mevcut teşhis ve tedavi yöntemlerinizden vazgeçmemeniz gerekir.
Ama bu durum mutlak tavizsiz ve katı olmayı, yeniliklere kapalı, bağnaz bir tavır sergilemeyi de gerektirmez. Bilimin her alanında olduğu gibi yeniliklere açık olmak tıpta da vazgeçilmez bir kural olmalıdır.
Modern tıp son zamanlarda antibiyotiklerden aşılara, tomografiden MR’a pek çok ilerlemeler kaydetti, yeni ve etkili buluşlara imza attı. Ama bütün bunlar onun doğal şifa yöntemlerinden faydalanmayı reddetmesi anlamına gelmiyor. Oysa durum pek de öyle değil. Modern-bilimsel-tıp ısrarla, inatla, doğal tıp yöntemlerine sırt çevirmeyi sürdürüyor.
OMEGA-3’Ü ARTIK HERKES REÇETE EDİYOR
Yıllar önce Hürriyet’te yayınlanan bir röportajımda dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in tedavi programında düzenli olarak omega-3 yağları ve antioksidanlar kullandığımı belirttiğimde pek çok meslektaşımı şaşırtmış, çoğundan ciddi eleştiriler bile almıştım. Ne var ki zaman geçtikçe omega-3 yağlarının özellikle kalp damar hastalıklarından korunmada mucizevi etkilerinin olduğu bilimsel olarak da kanıtlandı.
Omega-3 kapsüllerini nörologlar bellek bozukluklarıyla mücadelede, pediyatristler çocukların zihinsel işlevlerini desteklemede, gözcüler retinayı beslemede kullanıyorlar! Yani omega-3 destekleri pek çok alanda multivitaminlerin yerini çoktan aldı...
COENZYM Q10’NUN FAYDALARI
Antioksidanlar özellikle CoQ10 için de benzer bir durum söz konusu. Ubiqinone adıyla da bilinen CoQ10, kalp hastalıklarını önleyebilmede oldukça dikkat çeken muhteşem bir doğal antioksidan. Bu doğal antioksidanın özellikle kalp kaslarını güçlendirmede LDL kolesterolün oksidasyonunu ve buna bağlı damar sertliği sürecini yavaşlatmada faydalı olabileceğini gösteren çalışmalar var.
CoQ10’u bana göre özellikle kolesterol ilacı kullanan yani statin grubu ilaçlarla tedavi görenlerin destek programlarına almalarında fayda var. Çünkü statin grubu ilaçlar kolesterolle birlikte CoQ10 üretimini de azaltıyorlar.
Benim görüşüme göre özellikle uzun süre ve yüksek dozda statin kullananlara imkânları varsa ek olarak CoQ10 desteği vermekte fayda var.
Tabi buna mutlaka doktorların karar vermesi lazım, vitamin satıcılarının ya da eczane kalfalarının değil!
Birçok araştırma merkezi bu mükemmel antioksidanın bellek kaybı ile mücadelede, Parkinson hastalığında işe yarayabileceğini düşünüyor, bu yönde araştır-malarını sürdürüyor. Ayrıca “Mitokondri hastalıkları” adı verilen bir grup hastalıkta ubiqinone tedavi amacıyla da kullanılıyor.
CoQ10 yiyeceklerle öğütülürken ATP adı verilen enerji unsurunun üretiminde de mükemmel işler beceriyor. Yani CoQ10 insanların enerji seviyelerini de arttırıyor.
Kısacası özellikle kalp damar hastalıkları ile ilgili problemleri olanların bilhassa statin kullananların CoQ10 desteğinden faydalanmayı düşünmeleri gerekiyor.

Haberin Devamı

Menopoz yaşını tahmin edebilir miyiz

Haberin Devamı

İran’da yapılan küçük çaplı bir araştırmada, en fazla 3-4 yıl yanlış ile menopoz yaşının tespiti başarıyla belirlendi.
1998 yılında başlatılan araştırmada 20-49 yaş arasındaki 266 kadının kanlarındaki AMH hormonu seviyesi bakıldı. Yumurtalık rezervini ve fonksiyonunu belirlemede çok güvendiğimiz bir hormon olan AMH, ilk kez menopoz yaşının belirlenmesinde de kullanılmış oldu.
20’li yaşlardan itibaren bakılan hormon seviyeleri belli bir sınır değerin altındaysa erken menopozu, üstündeyse 50 yaş sonrasına kalan menopozu kabul edilebilir bir sapma ile gösterdi.

Akupunktur, sırt ve bel ağrılarında etkili mi

Bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak akupunkturun etkisinin abartıldığı bazı alanlar var. Hatta hiç etkili olmadığı halde ticari olarak ön plana çıkarıldığı bazı sorunlar (örneğin şişmanlık tedavisinde yeri yoktur) olsa da Asya’da yüzyıllardır uygulanan bu geleneksel yöntemin özellikle bazı sırt ağrılarında faydalı olabileceği belirtiliyor.
Uzmanlar akupunkturun beynin selotonin seviyesini kontrol eden kısmında etkili olduğunu belirtiyor.
Eğer uzman bir elde ve hijyenik şartlarda uygulanırsa bel ve sırt ağrılarının tedavisinde akupunkturdan yararlanmak düşünülebilir.

Yazarın Tüm Yazıları