Okul çantası...

BİLMİYORUM okul çantasını hatırlayan var mı?..

Benimki sarı plastik deri kaplı, içi astarlı, sapı metaldi...

Kuzenimin ise babası marangozdu, ona çok daha görkemli bir çanta yapmıştı... Kalın inşaat tahtasından, bavul büyüklüğünde, aslında tüm sınıfa yetecek bir çantaydı...

Yani tekerleği de olsa, bin git...

Asma kilidi sallanırdı...

Zaten anahtarını içinde unuttuğu için kuzenim çantasını hiçbir zaman açmazdı...

Okul çantalarımızın birçok işlevi vardı:

Yağmur yağdığında havaya kaldır şemsiye, yerde ders çalışırken masa, yorulunca üzerine otur sandalye, karda üzerine bin kızak, kavgada indir kafalarına silah...

Savunmada kalkan...

Yeryüzünün en çok işlevi olan nesnesiydi çantalarımız...

Yemek dolabı...

Okul-ev arasındaki maçlarda kale direği...

*

Haberlere göre, Milli Eğitim Bakanlığı çantaları kaldırıyor...

Batı'daki gibi çanta taşımak yerine okullarda dolap sistemine geçilecek diyorlar...

Canım sıkıldı...

Çünkü; okul çantasını taşımak, onu korumak, ona sahip olmak, evden okula sağlam götürüp getirmek ilk sorumluluktu...

İlk mülkiyet, ilk mesuliyet
...

Şu anda Türkiye biraz olsun ayakta durabiliyorsa, okul çantalarını sağlam götürüp getiren o çocuklar sayesindedir...

Devlet kademelerinde onları görünce uzaktan tanırım:

Devletin bir çöpü için yırtınırlar... İmza atarken düşünürler... Yazışma yapmadan kuruş vermezler... Her şeyi yazıp dolaplara saklarlar... Ellerinin altında trilyon olsa çayı marka ile içerler...

Suratları asıktır...

Onlara aniden ‘‘Çantan nasıldı?’’ diye sorun...

Bir anda mutlu mutlu gülümseyip, yıldırım gibi yanıtlarlar:

‘‘Sarı, kulpu demir, içi astarlı, iki menteşeli, derisi parlak...’’

Asla unutmazlar...

*

Ama siz şu Havuç gibi çocuklar istiyorsunuz...

Artist, aslında her şeye maydanoz, televizyon dizileri yapan, reklamlarda oynayan ve bol bol para kazanan...

Yılbaşı gecesi dansözlerle göbek atan...

Tam bu cılk piyasa ekonomisine uygun...

Çantası olmayan çocuklar...
Yazarın Tüm Yazıları