“Off the record”

Bugün Kelebek’te Glee’nin dördüncü sezonunda gördüğünüz yeni genç oyuncularla yaptığım röportajı okudunuz.

Haberin Devamı

Aslında bu, Glee oyuncularıyla olan röportajlarımızın sadece bir parçası.
Hepsini bir anda tüketmemek için “yeniler” ve “eskiler” olarak ayırdık.
Çok kısa bir süre sonra Chris Colfer (Kurt), Matthew Morrison (Will) ve Darren Criss (Blaine) röportajlarını da okuyacaksınız.
20th Century Fox ile gazeteciler arasında yapılan anlaşma gereği, oyuncularla birlikte fotoğraf çekme imkanı bulamadık ne yazık ki.
İki sene önce The Pacific dizisi için oyuncu ve yapımcılarla röportaj yapmaya gittiğimde başroller Jon Seda ve James Badge Dale’i asansörde yakalamış ve bir “Reha Erus pozu” yakalamayı başarmıştım. Bu defa ne yazık ki mümkün olmadı.
Madem size ortamı, oyuncuları gösteremiyorum, biraz anlatayım.
Acaba Glee oyuncuları nasıl insanlar? Nasıl davranıyorlar, gerçek halleri neye benziyor? İşte Glee oyuncularına dair “off the record” notlarım...

Haberin Devamı

- CHRIS COLFER: Aynı dizide canlandırdığı karakter gibi, cinsel tercihinden ötürü lisede bir hayli “bullying”, yani kötü muameleyle karşılaştığını söyledi. Fakat görünen o ki, yaşadığı tatsız deneyimleri etrafındaki dünyanın daha çok farkında olan bir adam olmak üzere kullanmayı becermiş. Sadece 24 yaşında olmasına rağmen yaşından fazla başarıya imza atmış. (Altın Küre ödülü kazandı, bir kitap yazdı bestseller oldu...)
Oyuncular arasında “yeni çocuk” Blake Jenner’dan sonra en çok sevdiğim ve samimi bulduğum isim oydu.

- MATTHEW MORRISON: Yakışıklı öğretmenimiz Will, röportaj esnasında samimilikle snopluk arasında gidip gelen tek Glee oyuncusuydu. Yapımcı Ryan Murphy’le ilgili soru sorduğumuzda snop bir yüz ifadesiyle “Açıkçası onun daha önce kim olduğunu bilmiyordum” dedi. Amerikalı oyuncularda “Entelektüel, televizyonda olup biteni bilmeyen ve bilmek istemeyen Broadway oyuncusu” ve “Hollywood oyuncusu” diye bir ayrım var. (Çok tanıdık, değil mi?) “Yeni kız” Becca Tobin ve Matthew Morrison Broadway kökenli ve bunun özellikle altını çiziyorlar. Fakat Morrison’un “Ryan Murphy’i tanımıyordum” demesine hepimiz şaşırdık. “Yok artık” dedik, “Nip/Tuck’ı da mı bilmiyorsun!”
Nip/Tuck’ı Glee için Kaliforniya’ya taşındıktan sonra seyretmiş, öyle söyledi. Ya da öyle düşünmemizi istedi, bilemeyiz.

Haberin Devamı

- BECCA TOBIN: Bir Broadway kökenli oyuncu daha. Güzel, sevimli görünümlü bir kötü kız olan ponpon kız Kitty’i canlandırıyor. Her ne kadar bunu dillendirmese de vücut dili, konuşması, seçtiği sözcükler “Güzelliğime değil, ne kadar nitelikli bir oyuncu olduğuma bakın” diyordu.
Bugüne kadar kariyerini New York’ta sürdürmüş çoğu oyuncu gibi tozlu sahneleri özleyeceğinin ve bir Hollywood oyuncusu olarak anılmayı her zaman reddedeceğinin sinyallerini verdi.

- BLAKE JENNER: İzleyenler bilir, Glee Project’in ikinci sezonunun birincisi Jenner, finalde Türk yarışmacı Aylin Bayramoğlu ile çekişmişti. Sonunda kazanan o oldu ama sonuna kadar hak ettiğini söyleyebilirim. Oyuncu, dansçı ve şarkıcı olarak müthiş bir yetenek. Üstelik pek iyi kalpli, pek efendi bir oğlan. Amerikalıların o meşhur herkesle, her şeyle ilgiliymiş gibi durmaları ama esasında birbirlerinin umurunda olmamaları halleri, “Haaaaay, how are you todaaay?” sahteliği yok. Hayatımda bu kadar hayata pozitif bakan, pozitif konuşan ve yüksek enerji sahibi bir insan tanımadım (ve inanın abartmıyorum).
Kış depresyonuna filan girersem arada ses kaydını açıp dinlemeyi düşünüyorum, o derece.

Haberin Devamı

- DEAN GEYER: Hani hayatı Twitter’da yaşayıp “Orada yazılanlar umurumda değil” diyenler var ya, hah, işte Geyer da onlardan. Memleketinde 2006 senesinde katıldığı Australian Idol’den sonra onu hüsrana uğratan müzik dünyasını geride bırakıp Los Angeles’a oyunculuk kariyeri yapmak için gelmiş ve tüm yeteneklerini birlikte sergileyebileceği bir fırsat çıkmış önüne. Bunun fazlasıyla farkında.
Herkesin onu tanıyacağı günleri heyecanla beklediğini açıkça ifade etmese de sözleri öyle bir yola işaret ediyor...

Yazarın Tüm Yazıları