Nefs mertebeleri

Ruhumuz dışında kalan her şeyimiz nefstir; bedenimiz, sözde kimliğimiz, kişiliğimiz, sanal bilincimiz, bilinçaltımız, benliğimiz…

Haberin Devamı

“Nefsini bilen Allah’ı bilir”. ‘Nefs’ten, daha önce ‘sanal/sahte ego’ diye bahsetmiştim, ‘Hakikatin gölgesi’dir diyebiliriz. Evrim geçirmemiş ham nefs şeytanın içimizdeki şubesiNefsin belli mertebeleri geçilince kemalat dereceleri yaşanmaya başlar ve bu derecelerdeki nefs, yaradılanların en yücesidir. ‘Kamil İnsan’ Yaratıcı’nın aynası nispetindedir ve Allah’ın ‘Bilinmekliğimi istedim’ dileğine hizmet eder. Nefs, kemalat (olgunluk) yönünde evrildikçe sanallıktan ve sahtelikten sıyrılma yolunda ilerlenilmiştir. Ayna parlamaya başlamış, hakikat gölgenin önüne geçmiştir. Kişi artık cennet basamaklarını tırmanmakta, yaradılış amacını gerçekleştirmekte, ‘Birlik bilinci’ne tabi olmaktadır. İşte Sufilere göre nefsin 7 mertebesi:
Nefsi Emmare
“Şüphesiz nefs kötülüğü şiddetle emredicidir” (Yusuf, 53). Nefsin en ham, en bayağı şekli olup her şeyde ben ve benlik düşüncesi hâkimdir. Bencillik, kibir, şehvetperestlik, cimrilik, alaycılık, kıskançlık, öfke, kindarlık, zulüm, şirk, küfür, zina, içki, kumar, dedikodu, iftira, hırsızlık, ikiyüzlülük özelliklerinin bazılarıdır. Nefsi emmarenin hâkimiyetindeki kişinin imanı olmaz, bilgisizlik içindedir, hayır ve hakikate karşı çıkar, kötülüğe ve fenalığa eğilimlidir. Bu mertebedeki kişiler dünyevi arzuları, bedeninin isteklerini tanrı edinmiştir. Yasak, gayri meşru olduğunu bildiği halde harama, günaha düşkünlük gösterirler.
Nefsi Levvame
“Yine hayır, o sürekli kendini kınayan nefse yemin ederim” (Kıyamet, 2). Ruhun tekamülünde önemli bir aşamadır. Uyanış başlamış, özeleştiri, pişmanlık, tövbe, kendini kınama görülmektedir. Emmaredeki sıfatlar varlığını devam ettirse de kişi halinin farkındadır. Bazen hallenip ibadet eder ya da ibadeti karşılık beklentisiyledir. İman ve isyan arasında gel-gitler olur. Şeytan kuruntu vermeye devam etse de emmaredeki gibi tam hâkimiyet kuramamaktadır.
Nefsi Mülheme
Adını Şems Suresi 8’inci ayetten alır. Azap ve kurtuluşun sınırındadır. İlham ve keşifler başlamıştır, yavaş yavaş nefs aşırı istek ve arzulara karşı direnme gücüne kavuşmaktadır. İlim kapıları açılmıştır ancak tereddütler vardır. Amellerde, ibadetlerde ihlas, yani içten gelen bir sevgi ve bağlılık tam oluşmamıştır. Ayakların kolay kaydığı yerlerdendir.
Nefsi Mutmain
“Ey Rabbine itaat edip huzura eren nefs” (Fecr, 27). Kötü, çirkin sıfatlardan, manevi sıkıntı ve ıstıraplardan kurtulunmuştur. Huzur ve güven duygusu gelir. Mutmain nefs sahipleri cennetle müjdelenmiş kullardır. Hakikati anlayarak tatmine ulaşmışlardır. Burası kemalat derecelerinin başlangıcıdır.
Nefsi Raziye
Allah’tan razı olmuş nefs demektir, velilerin mertebesidir. Bu mertebeye ulaşanlar ilahi lütufla keramet sahibi zatlardır.
Nefsi Marziyye
Allah’ın kuldan razı olduğu mertebedir. Kişinin gayretiyle değil, Allah’ın lütfuyla varılan bir makamdır. Kul Allah’ta fani olmuş, ikilik kaybolmuştur.
Nefsi Kamile
Safiyye ve Saliha nefs de denir. Her türlü kemali elde etmiş ve irşad mevkiine yükselmiş, tam arınmış nefstir. Varlıkta yok olma dediğimiz yerdir. Cenabı Hak ile bütünleşmiş peygamberlerin mertebesidir. Bu zatlar için her şey mümkündür. “Ben kulumu sevdiğim zaman onun duyan kulağı, gören gözü, tutan eli olurum” (kudsi hadis).
Rabbim menzilinizi açık etsin! Hu
(‘Aşka açılan kapı’ kitabından faydalanılmıştır.)

Yazarın Tüm Yazıları