Ne yeseniz yarıyor mu

NTV yeni bir sağlık dizisine başlıyor. Bu dizinin tanıtım anonslarında kullandıkları bir cümle ile ben de sık karşılaşırım: Ne yesem yarıyor! Bu gerçekten doğru mu? Yani bazı insanlar ne kadar yerse yesinler (az da yeseler, çok da yeseler) mutlaka şişmanlıyor mu? Bugün bu sorunun yanıtını vermeye çalışacağız. Ama hemen belirtelim, bu yanıtı vermek pek de kolay değildir.

Çünkü, yemek isteğini etkileyen duygular ve iç sinyaller ne kadar çoksa kilo dengesini ayarlayan genetik, metabolik ve hormonal etkiler de o kadar fazladır. Kilo probleminin neden ortaya çıktığını açıklamanın zorluğu bu sistemler arasındaki karmaşık ilişkilerden kaynaklanır.
/images/100/0x0/55ea8781f018fbb8f885efb5
FİLDEN ZÜRAFA OLMAZ

Herkesin bir "sağlıklı kilo"su vardır ve unutulmamalıdır ki herkes farklıdır. "Doğal kilo"nuz işte o sağlıklı kilonuzdur. Doğal kilonuzu belirleyen temel etkenler genetik yapınız, hormonlar ve metabolizmanızdır. Bunlara yaşam tarzınızı, duygularınızı, kültürünüzü ekonomik durumunuzu ve daha pek çok şeyi ekleyebiliriz. Ama çok beğendiğim yazarlardan biri olan Nil Gün’ün belirttiği gibi "Kilonuzu modacılar ve diyet uzmanları değil genetik yapınız ve bu yapının emrinde çalışan hormonlar ve metabolizmanız belirler. Bir fil ne kadar diyet yaparsa yapsın asla zürafaya benzeyemez. Hiçbir yüz bir yüze benzemediği gibi, iki beden de birbirine benzemez. İnce kemikli ya da kalın kemikli olabilirsiniz. Armut bedenli, elma bedenli, sekiz rakamı bedenli olabilirsiniz. Bunların hepsi normal ve doğaldır. Tıpkı boyunuzun ölçüsünü değiştiremediğiniz gibi doğal bedeninizin şeklini de değiştiremezsiniz. Ama fazla kilolarınızı doğal haline yine doğal yollarla getirebilirsiniz." (Nil Gün / Pazartesi Rejime Başlıyorum / Kuraldışı)

METABOLİZMANIZI BOZMAYIN

Bazı insanların metabolizmaları diğerlerinden daha farklı bir hızda çalışır. Metabolizma kilo dengesi için bir termostat görevi üstlenmektedir. Eğer iyi çalışan bir metabolizmanız varsa birazcık fazla yediğinizde metabolizmanız daha hızlı çalışarak fazladan aldığınız kalorilerin yağ olarak depolanmasına engel olur. Bazı insanlar genetik olarak belirlenmiş sabit kilolarını korumayı sürdüremez, yani metabolizmaları bu işi beceremez. Aslında ciddi bir hata yapmaz, denge halindeki sabit kilonun 2-3 kilo altında veya üstünde git-geller yaşayacakken şu veya bu şekilde metabolizmalarını bozarlar. Artık ne yaparlarsa yapsınlar eski kilolarını bile koruyamaz ve eskisinden daha kolay kilo almaya başlarlar. Yani gittikçe şişmanlarlar.

Metabolizma hızları doğuştan düşük bazı insanlar da vardır ama bu da genetiktir ve pek sık rastlanmayan bir haldir. Metabolizma hızını bozan en önemli şey, yanlış yapılan diyetlerdir. Diyetler eğer iyi planlanmaz ve sık tekrarlanırlarsa metabolizma hızında neredeyse yarıya yakın bir düşmeye yol açabiliyor. Ve işte bu yanlış yapılan diyetlerden sonra bedeniniz siz ne yaparsanız yapın genetik şifrelerin etkisinde kalarak artık sürekli yağ depolamaya başlıyor.

DİYET GAZİSİ OLMAYIN

Ne yazık ki kilo vereceğim derken diyet yanlışı çukuruna düşenler, bir süre sonra kilo verirken bile yağ yerine kaslarını yakıyor. Bedenlerindeki yağ miktarı sürekli artıyor. Kısacası "yanlış diyetler" kilo ayarı sistemini bozuyor ve her defasında "set noktası"nı (yani kilo ayar noktasını) biraz daha yukarıya taşıyor. Çoğu "kronik diyetçi"nin sorunu da işte bu noktada başlıyor. Başlangıçta 70 kilodan 60 kiloya inme çabası eğer yola yanlış çıkılırsa 5 sene sonra 100 kilodan 90 kiloya inme çabası haline gelebiliyor. Yani bu insanlar da gerçekten ne yerse yesinler, ne kadar az yerlerse yesinler vücutları yağlanıyor.

Metabolizma hızını azaltan yalnız yanlış diyetler değildir. Aktivitenin azalması, uykusuzluk, öğün atlamak, kahvaltı yapmamak ve tiroid bezi yetmezliği gibi metabolik bozukluklarda da metabolizma yavaşlıyor. Bu insanlar gerçekten de ne yerlerse yesinler kolayca kilo alıyor.

Metabolizmayı bozan en önemli etken diyet yanlışlarıdır. Eğer siz de bir diyet gazisi olmak istemiyorsanız yola diyet yapmak için değil, sağlıklı beslenerek başlamak gerektiğini sakın unutmayın.

Hipotiroidi teşhisinin en kolay yolu

Uzmanlar, eğer tiroid yetmezliğinden kuşkulanıyorsanız TSH testini yaptırmanızı öneriyor. Beyninizde hipofiz bezinden salgılanan bu hormon tiroid bezi tembelliğini teşhis etmenin en kolay ve en doğru yolu olarak gösteriliyor. TSH ölçümleri ucuz ve güvenli. TSH’nın üç buçuktan yüksek olan değerlerinin dikkatle izlenmesi, dört buçuktan yüksek bulunan değerlerin ise tiroid fonksiyon bozukluğu yönünden bir uyarı olarak kabul edilmesi tavsiye ediliyor. Eğer "Bende hipotiroidi olmasın?" diye kuşkulanıyorsanız TSH’nıza baktırmanızda yarar olabilir.

Kırmızı et yasak değil

Eğer haftada bir veya iki ile yetinir, bol ateşte kızartarak (yakarak) pişirmezseniz kırmızı et mükemmel bir protein, demir ve B12 kaynağıdır. Yağsız taraflarından hazırlanmış kırmız eti yiyeceklerinize kullanmaktan korkmayın. Özellikle sebzelerle birlikte yaptığınız sulu yemeklerde az yağlı veya yağsız et parçalarından yararlanın. Bazı beslenme uzmanları kırmızı ette bulunan demirin başka hiçbir besinden karşılayamayacak kadar bol olduğunu söylüyor. Kırmızı et yemeyenlerde (vejateryanlar) B12 azalması, homosistein artması, demir eksikliği kansızlığı gibi sorunlara daha sık rastlanıyor.

Gebelikte tiroid hastalığı tehlikeli mi

Tiroid bezi boyunda nefes borusunun ön-alt hizasında bulunan kelebeğe benzeyen bir salgı bezidir. Bu küçük organ sağlığımız için çok büyük bir rol oynar. Tiroid bezi tarafından salgılanan hormonlar metabolizma, kalp hızı ve vücut fonksiyonlarımızın birçok aşamasında etkilidirler.

Bazen tiroid bezi salgıladığı tiroid hormonunu (tiroksin) az veya çok üretir.

- Hipertiroidi eğer tiroid çok aktifse olur.

- Hipotiroidi ise tiroid bezinin yeterince salgı yapamadığı durumdur.

Bazı hastalarda tiroid bozukluğu gebelikten önce başlamıştır, bazılarında ise gebelik sırasında veya doğumdan sonra başlar. Tedavi edilmeyen bir tiroid hastalığı gebelik sırasında hem annede hem bebekte zararlı olur. Anneler için risk yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi ve diğer gebelik komplikasyonlarını içerir. Bebeklerde riskler ise prematüre doğum, zeka geriliği, yenidoğanda tiroid hastalığı hatta ölümdür.

Uygun tedavi ile hastaların çoğu normal ve sağlıklı bebekler doğurabilirler. Tiroid hastalığı bilinmekte ise, gebelikten önce iyi bir tedaviye başlanmış olması gerekir, tedaviye hiç kesintisiz gebelik boyunca da devam edilmelidir. Tedavide kullanılan ilaçların çoğu gebelikte zararlı değildir, sadece radyoaktif iyot alınmamalıdır. Gebelik sırasında tansiyon iyi takip edilip düzenli aralıklarla tiroid hormon testleri yapılarak ilaç dozu ayarlanmalıdır. Gebe kalmak istenildiğinde veya hamilelik öğrenildiğinde tiroid testi de yaptırmak en doğru yaklaşımdır.

Merdiven görünce vazgeçmeyin

Asansör yerine merdiveni kullanmak bedensel aktiviteyi artırmanın en kolay yollarından biri olarak gösteriliyor. Tennessee Üniverisitesi’nde (ABD) yapılan bir çalışma her gün düzenli olarak 400-500 basamak merdiven çıkanlarda kan basıncının daha düşük olduğunu göstermiş. Merdiven görünce korkmayın, buldukça faydalanın!

n Egzersiz Uzmanı Özcan Kızıltaş

Yavaş yiyin

Yemek yeme hızınızı azaltmak kilo kontrolünü sağlamakta son derece önemlidir. Yavaş yeme yiyeceklerin lezzeti ile ilgili duygusal hazları daha yoğun hissetmenizi de sağlar. Açlık dereceniz ile tükettiğiniz besin miktarının dengelenmesini daha mantıklı hale getirir. Yemeğe başladığınızdan itibaren açlık kontrol mekanizması tokluk hissine ulaşmak için biraz zamana ihtiyaç duyar. Yavaş yemek yiyerek açlık merkezine tokluk hissinin ulaşması için zaman vermiş olursunuz. Rahat ve yavaş yemek yiyin. Yemeğinizin ortalarına doğru kendinizi tok olup olmadığınız yönünde sorgulayın. Eğer cevabınız evet ise yemek yemeye devam edip etmemeyi bir kez daha düşünün. Yemeğiniz çok lezzetli olsa bile bunu deneyin. Bir süre sonra yavaş yemek yemeye alıştığınızı fark edeceksiniz.

Atıştırmalar diyeti bozar mı

İşten eve geldiğimde yemek hazırlama esnasında çok atıştırıyorum ve bu durum sanırım diyetimi bozuyor. Kalorisi daha az, diyetimi bozmayacak atıştırmalar var mıdır?

Akşam yemeklerinden önce atıştırma gereksinimi diyet yaparken atlanan bir ara öğünün sonucu olabilir. Diyetinizde verilen ikindi ara öğününü kaçırdığınızda o öğünde alacağınız 100-150 kalorilik seçim akşam yemeğinden önce kendini mutlaka yedirtecektir. Ancak yemekten önceki atıştırmalarınız ara öğününüz kadar sağlıklı olmayabilir. 1 kaşık bal, 1 parça ekmeğin koparılmış ucu, 1 adet kayısı, biraz peynir gibi...

Seçilen yiyecekler daha çok karbonhidrat içerikli olup en sonunda peynir gibi protein ağırlıklı bir besinle kendinizi durdurmaya çalışacaksınız. Bu nedenle yemek pişirme esnasında atıştırmamak için 1 kase az yağlı yoğurt ve 1-2 küçük salatalık tercih edebilirsiniz. Atıştırmalık olarak tercih ettiğiniz yiyeceklerin de birer kalori kaynağı olduğunu unutmayın! Genellikle atıştırma kavramını diyette ara öğün tüketimine çevirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Sağlıklı bir beslenme planında ara öğünler kazanılmış atıştırma alışkanlıklarını ortadan kaldırmaya yardımcıdır. Dilimlenmiş domatesler, salatalık parçaları, havuç dilimleri ve bir çay bardağı az yağlı yoğurt, işte hepsi bu! Bunun dışında bir yiyecek tükettiyseniz akşam öğününüzden doğru değişimi seçerek kaloriyi azaltmayı unutmayın!

Migren diyeti

Diyet yapıyorum ama migrenim olduğu için atak olduğunda diyetim bozuluyor. Ne yapabilirim?

Migren atağı geldiğinde, aslında bu şiddetli ağrı nedeniyle, yediğinizi içtiğinizi çok fazla düşünecek durumda olmayabilirsiniz. Bazı yiyeceklerde bulunan tramin ve feniletilamin, histamin, nitritler, monosodyum glutamat ve alkol ağrıyı artırabiliyor. Migren ağısını tetikleyen yiyecekler sizin ağrı şiddetinizi de artırıyor olabilir.

n Kahve,

n Çikolata

n Eski peynirler, süt

n Mayalı ürünler,

n Konserve ürünler,

n Kızarmış yiyecekler,

n Baharatlı yiyecekler,

n Fıstık,

n Alkol

Migren ağrınızı azaltmak için;

n Yukarıda saydığım besin maddelerini azaltmaya özen gösterin.

n Size hangi besim maddesinin iyi gelmediğiniz bulmak için sebze-meyve içeren bir diyet yapın ve zararı olabilecekleri deneyin.

n Magnezyum ve B vitamini alımının yeterli olmasına özen gösterin.

n Diyetin kalorisini çok düşürmeyin, aç kalmayın

n Özellikle yürüyüş yapın.
Yazarın Tüm Yazıları