Ne demek istedi?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karadayı'nın dünkü açıklaması nasıl değerlendirilmeli?

Açıklamayı iki ayrı düzlemde irdelemek gerekiyor. Birinci düzlemde, Ağustos ayı sonunda Genelkurmay Başkanlığı'nı devralması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nu konu alan spekülasyonlara karşılık veriliyor. İkinci düzlemde, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in hafta başındaki sözlerine hükümet tarafından gösterilen tepkilere yanıt veriliyor.

Açıklamanın Orgeneral Kıvrıkoğlu'nu ilgilendiren boyutu nedir?

Bu konudaki hassasiyetin gerisinde, ‘‘The New York Times’’ Gazetesi'nin İstanbul'daki muhabiri Steven Kinzer tarafından iki hafta önce kaleme alınan bir haber-yorumun, ordu içinde ve Kıvrıkoğlu cephesinde yol açtığı rahatsızlık yatıyor. Kinzer, bu yazısında Kıvrıkoğlu'nun Genelkurmay Başkanlığı'nı üstlenmesi halinde irtica ile mücadelede daha ılımlı bir çizgiye kayacağını, Batı Çalışma Grubu'nu lağvedileceğini iddia etmişti. Kinzer'in yorumu, irtica ile mücadele hedefinin ordu içinde kurumsallaşmış bir konsept haline geldiği, komutanların kişiliklerinden bağımsız olduğunu gözardı eden bir haberdi. Ayrıca Kıvrıkoğlu'nun irtica konusundaki bilinen duyarlılığı ışığında gerçeği de yansıtmiyordu.

Orgeneral Kıvrıkoğlu ne mesaj verdi?

Dünkü açıklamanın girişinde, ‘‘Komutanların kişiklikleri ve müstakbel icraatlarına müteallik, gerçeği yansıtmayan spekülasyonlar kamuoyunda yanlış izlenimler yaratmaktadır’’ denilerek, açıkça Kinzer'in haberi kastedildi. Açıklama, bu haliyle müstakbel Genelkurmay Başkanı'ndan söz konusu spekülasyonlara kuvvetli bir yanıtı niteliği taşıyor ve ‘‘Genelkurmay'ın irtica ile mücadele kararlılığında bir değişiklik olmayacaktır’’ mesajını içeriyor.

Açıklamanın Orgeneral Bir'i ilgilendiren yönü nedir?

Hükümet-Ordu ilişkilerinde ortaya çıkan hassasiyetin gerisinde Orgeneral Bir'in hafta başında yaptığı açıklama yatıyor. Orgeneral Bir, pazartesi akşamı Merkez Orduevi'nde gazetecilerin, ‘‘Bazı parlamenterlere Fazilet Partisi'nin kamuoyu yoklamalarında birinci olduğunu ve irticayı hala birinci tehdit olarak gördüğünüzü söylediğiniz doğru mu?’’ sorusuyla karşılaşmış ve ‘‘Evet, kendilerine bu sözleri söyledim’’ demişti. Bir, bu yanıtıyla sözlerinin arkasında durmuş, ancak gerek Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, gerek Başbakan Mesut Yılmaz'ın, ‘‘Siyasete karışıyorsunuz’’ suçlamalarına hedef olmuştu. Genelkurmay'ın dünkü açıklamasında, ‘‘Son günlerde sosyal faaliyetler sırasında sohbet çerçevesinde söylenen veya söylendiği varsayılan bazı sözlerin çeşitli yorumlarda polemik konusu yapılmasından duyulan üzüntü’’ ifade edildi. Bu açıdan bakıldığında, Genelkurmay, Çevik Bir'in bu sözleri sarfettiğini büyük ölçüde kabullendi, ancak bu sözlerin polemik konusu yapılmış olmasını eleştirdi.

Acıklamada atıf yapılan, ‘‘Hiçbir esasa dayanmayan yorumları yapanlar’’ kimler?

Buradaki adres hükümet. Çünkü gerek Ecevit, gerek Yılmaz, Çevik Bir'in siyasetle ilgili tahmin yürütmesini açık ifadelerle eleştiri konusu yapmışlardı. Bu haliyle dünkü açıklamanın muhatabının hükümet olduğunu teslim etmek gerekiyor.

Peki, ordu, hükümetle köprüleri atıyor mu?

Hayır. Hükümete dönük en ağır eleştiri, ‘‘yanlış yorum yapmak’’, ‘‘münferit bazı sözleri çarpıtmak’’, ‘‘gerçekçi olmamak’’, ‘‘orduyu yıpratmak’’ şeklinde gösterilebilir. Ancak bütün bu sözlerin yine de geçen Mart ayında yaşanan gerginlik sırasında, ordunun açıklamalarda yer alan ağır ifadelerin gerisine düştüğünü belirtmek gerekiyor. Bu haliyle, ordunun hükümetten aldığı eleştirilerin altında kalmadığını göstermek saikiyle yaptığı bir açıklama izlenimi veriyor. Açıklamada, aynı zamanda hükümetin açıkça eleştirdiği bir komutanı, kamuoyu karşısında ve Türk Silahlı Kuvvetler bünyesi içinde zor duruma düşürmemek çabası da seziliyor. TSK'nın üsk kademesi, komutanının (Çevik Bir) arkasında durduğunu gösteriyor. Bu, yeni bir pozisyon almaktan çok, savunmaya dönük bir açıklama olarak nitelendirilebilir. Bir başka deyişle, ordu hükümetle yetki paylaşmında yeni alan kazanmaya dönük bir hamle içinde değil; daha çok tutum açıklıyor, rahatsızlığını hissettiriyor.

Açıklama, ordu-hükümet ilişkilerini nasıl etkiler?

Olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir. Çünkü açıklamanın genel tonuna bakıldığında hükümete sıcak mesajların da gönderildiği gözleniyor. Hükümet ve ordunun Anayasal sistemi koruma çabasında paralel davrandıklarının vurgulanması, TBMM'nin gerici ideoloji ile mücadelesinin övgü konusu yapılması ve ayrıca TSK'nin ‘‘demokrasinin ordusu’’ olduğunun belirtilmesi dikkat çekici. Ayrıca, hükümetin de onayını belirteceği pek çok ortak paydanın vurgulanmış olması, ordu-hükümet ilişkilerindeki hassasiyetin yumuşak bir zeminde atlatılmasını sağlamayı amaçlayan bir psikolojik zemin hazırlıyor.













Yazarın Tüm Yazıları