Müzeler küresel bir misyon üstleniyor

ARTIK müzeler sadece kendi ülkelerinin ressamlarını, fotoğrafçılarını, kendi geçmişinin kültürel hazinelerini sunmuyor.

Dünyanın başka ülkelerinin sanatını da başta kendi ülkesinin insanları olmak üzere herkese tanıtıyor.

Alan Riding, Müzelerin Misyonu: Küresel Aydınlatma (Museum with mission: Global enlightment, International Herald Tribune, Thursday, Haziran 22, 2006) yazısında British Museum’da başka ülkelere ait sergilerden söz ediyor.

2002 yılından beri müzenin direktörlüğünü yapan Neil McGregor’un anlayışı, bütün dünyayı bu müze aracılığıyla tanıtmak.

Müzenin konukları arasında yer alan birkaç ülke, küresel anlayışı kanıtlayacak çoğulculuğu taşıyor. Bu tavır İngiltere’nin kültür farklılığına olan tavrını da simgeliyor.

McGregor’a göre, ülkeleri bu sanat eserleri aracılığıyla daha iyi tanıyabiliriz. Tabii insanlarını da.

Mezopotamya, Yunan, Mısır, Çin, Mozambik, Etiyopya, Mali, Gana.

Sergi adlarını görünce, İngiltere’de yaşayanların, yerli ziyaretçilerin ve turistlerin, Ortadoğu’yu, Afrika’yı sanatından tanıdıklarını görüyorum. Yazarın dediğine katılmamak mümkün değil:

"Eğer sanat bir dilse, British Museum çok dilli olma iddiasında."

* * *

YURTDIŞINDA bizim sanat hazinemizin sergilenmesi ne durumda?

Belçika’nın başkenti Brüksel’de açılan Kadınlar, Tanrıçalar ve Hanım Sultanlar sergisi ile İngiltere’nin başkenti Londra’da açılan Turks (Türkler) sergisi olağanüstü ilgi gördü.

Bizim üç özel müzemizin bu konuda misyon yüklendiklerini rahatça söyleyebilirim.

İstanbul Modern’de şu anda sergilenen François Marie Banier’nin Gerçek Öyküler’i, Rosa Martinez’in küratörlüğünde yapılan Bir Yaşama Biçimi Olarak Resim, bu anlayışın doğrultusunda yapılanlardan.

Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılan Picasso İstanbul’da, şimdi açık olan Rodin İstanbul’da bu misyonun iyi örnekleri olarak gösterilebilir.

Pera’da açılan Henri Cartier Bresson, Profiller, Jean Dubuffet bu anlayışın doğrultusunda değerlendirilebilir.

Bu örnekler çoğaltılabilir.

Şimdi olayın bir başka yüzüne de bakmak gerekiyor.

Biz dünyanın önemli adlarını, önemli akımlarının temsilcilerini Türk ziyaretçisine tanıtıyoruz, öğretiyoruz. İyi sergilenmeyle, mükemmel kataloglarla.

Peki bizim çağdaş sanatımız ya da kültür hazinelerimiz yeterince dışarıda sergilenebiliyor mu ?

Yoksa Avrupa, Afrika, Ortadoğu ülkeleriyle bizden daha çok mu ilgileniyor?

Sanırım bunların yanıtını uzmanlar, müzeciler, sanat tarihçileri verecek.

* * *

EKONOMİK yönünü tartışmak alanım, bilgim dışı ama kültür ve sanat artık küresel kavramını görmezlikten gelemiyor.
Yazarın Tüm Yazıları