Muharrem Sarıkaya: Mimar Sinan'ın 20 metrekaredeki hali

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Deprem felaketi olmasa, bu yıl Osmanlı'nın 700'üncü yılı büyük bir törenle kutlanacaktı.

Hatta bunun için büyük hazırlıklar da yapılmıştı.

Deprem dolayısıyla kutlamalar Nisan 2000'e ertelendi.

Ancak görünen o ki, kutlamalar hazırlanırken, Osmanlı'ya damgasına vuranlar unutulmuş.

İlginçtir ki, bunların başında da Mimar Sinan ve Fatih Sultan Mehmet geliyor.

Nedenini Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın şu sözleri daha açık ortaya koyuyor:

‘‘Geçen hafta İstanbul'da vakıfların yerlerini dolaştım. Eserleri ile övündüğümüz ve mütevazı bir şekilde 20 metrekarelik bir yerde yatan Mimar Sinan'ın türbesi mezbelelik hale gelmiş. Kedi, köpek yuvası olmuş...’’

Yalova, hüzünlü bir ses tonu ile devam ediyor:

‘‘Eski Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Turgut Özal için 20 dönümlük yer yaptırmışız. İnsanlık tarihinin en önemli mimarı Sinan'ın 20 metrekarelik türbesine bakamamışız...’’

Yalova, diğer tarihi eserlerin durumlarının da içler acısı olduğunu vurguluyor.

* * *

Beş yıl önce Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kültür Bakanlığı'na devredilen, türlerinin tek örneği Rabi ve Salis medreselerinin halinin perişan olduğunu bildiriyor.

Gördüğü manzarayı şöyle dile getiriyor:

‘‘Medresenin duvarını ara fon olarak kullanmışlar, dibine kocaman kaçak binalar yaptırmışlar.’’

Yalova, bu manzarayı görünce talimatını da vermiş:

‘‘Bu kaçak yapılar yıkılacak, legal olarak yapılanlar da kamulaştırılacak. İki medresinin önü açılacak...’’

İçinin burulduğunu söylediği bir diğer örnek ise bir süre önce yanan ve kaderine terk edilen Yenikapı Mevlevihanesi.

Yalova, burada yaşadığını da şöyle aktarıyor:

‘‘Durumunu görmek için gittiğimde kapıdaki bekçi içeri sokmak istemedi. Bakan olduğumu söylememe rağmen içeri almama konusunda direnişini sürdürdü. Sonunda girip gördüm. Perişan bir vaziyette. İçerisi kedi, köpek yuvası.’’

Bakan, Fatih, Kılıç Ali Paşa medreseleri ile Veysel Karani Türbesi, Malkoç Efendi Banisi'nin durumunun da farklı olmadığını belirtiyor.

Yalova'nın aktardıklarına bakıldığında, 400 yıldır ayakta kalan bu tarihi eserler, bakımsızlıktan bitap düşmüş.

* * *

Bakan Yalova şimdi Süleymaniye ve Selimiye'yi de kapsayacak şekilde bölgede bir düzenlemeye gideceklerini bildiriyor.

Bunun için çok büyük bir finansmana ihtiyaç duyduklarını belirtiyor.

Buna depremde zarar gören 34 tarihi cami de eklendiğinde masrafın 18 trilyon lirayı bulacağını kaydediyor.

Ancak bu masrafı karşılamanın da formülünü bulmuş.

Kendisine bağlı Özelleştirme İdaresi kapsamındaki firmaların, tarihi eserlerin reklam niteliğinde restorasyonunu üstleneceklerini açıklıyor.

Bunun için gereken her türlü hazırlığı da başlattığını vurguluyor ve şöyle diyor:

‘‘Mimar Sinan Türbesi, Fatih ve Yenikapı medreseleri ile Veysel Karani Türbesi'nin restorasyonu benim şerefimdir...’’

Bir borcun ödenmesi için kolları sıvayan Bakan Yalova'nın kendisine bağlı vakıfların bugüne kadar ne yaptığını da sorması gerekmiyor mu?

Örneğin, kötü durumda olduğunu belirttiği Fatih Medresesi için acaba yıllardır faaliyet gösteren Fatih Vakfı ne yaptı? Gelirleri nereye gitti?



Yazarın Tüm Yazıları