Mock-up’ta gerçekler

Uğur CEBECİ
Haberin Devamı

Türk Hava Yolları yıllardır sıkıntısı çektiği kabin eğitim merkezine kavuştu. Artık THY'nin kabin memurları modern eğitim merkezinde emergency yani acil durumlarda neler yapacaklarını gerçekçi simulatörlerde öğreniyorlar. Simüle edilmiş yolcu kabinlerinde gökyüzünde, denize ya da karaya zorunlu inişte yaşanabilecek her tehlikede yolcuların kurtarılması gerçekçi sahnelerle yaşanıyor.

Havacılıkta emniyet en önde gelen kural. Bu kuraldan verilecek tavizler kazalara davetiye çıkartıyor. Yolcuların bir tehlike anında uçaktan kurtarılması görevi kabin memurlarının yani hosteslerin işi. Hosteslerin bu görevi tam olarak yapabilmeleri için iyi bir eğitim almaları gerekiyor.

THY'nin yeni Kabin Eğitim Merkezi'nin yapımına geçen yıl başlandı. Yaklaşık 3.5 milyon dolara mal olan tesis Florya'da Eğitim Başkanlığı'nın yanında bulunuyor. Binada üç adet Fransız Thomson firmasının yapımı eğitim simulatörü mevcut. Bunlardan ilki acil tahliye mock-up'ı. Mock-up, basitçe yolcu uçağı kabininin bire bir ölçekte koltuklarıyla birlikte yapılmış bir modeli. THY'nin mock-up'ı filodaki uçaklara uygun olarak yapılmış. Ön tarafta Boeing B737'ler için tek, arka tarafı ise Airbus A310 ve A340 için iki koridorlu olarak imal edildi. Yani bir mock-up'da üç tane uçak var. Ayrıca kapılar da bu uçak tiplerinde kullanılanlarla aynı.

HERŞEY HİSSEDİLİYOR

Mock-up'ın altında hidrolik kollar bulunuyor. Bu sayede uçağın kalkış, iniş, çarpma veya mecburi inişlerdeki hareketleri kabin memurlarına fiziki olarak hissettiriliyor. Hidrolik kolların yardımıyla mock-up, sağa-sola 5 derece, yukarı aşağı da 9 derece hareket edebiliyor.

Kabin içinde ise kazalar veya mecburi iniş sırasında yaşanan yolcuların bağırmaları, çarpma gibi tüm sesler, duman veya sıcaklık bilgisayar yardımıyla simüle edilerek gerçekçilik sağlanıyor.

Uçakta karşılaşılabilecek yangın, tazyik boşalması, mecburi iniş, iniş takımlarının açılmaması veya kırılması gibi her türlü acil durum mock-up'da yaşanılabiliyor. İçerdeki kontrol odasından verilecek kumandayla yangın veya mecburi iniş gibi istenilen senaryo o an uygulanabiliyor.

Mock-up'ın bir tarafında havuz bulunuyor. Uçakların harhangi bir acil durumda denize mecburi iniş sonrası yapılacak işlemlerin hepsi bu havuzda yaşanarak öğretiliyor. Önce kapılar açılıyor, şişme sallar denize indirilerek yolcuların tahliyeleri sağlanıyor. Sol tarafta ise slide'lar var. Mecburi iniş sonrasında hızlı tahliye yöntemleri teorik derslerle anlatıldıktan sonra uygulamalar burada yapılıyor.

Merkezdeki tüm eğitim aşamaları video kameralarla kaydediliyor. Daha sonra bu görüntüler kursiyerlere seyrettirilerek hatalar gözden geçiriliyor.

KABİN SERVİSİ SİMULATÖRÜ

Merkezdeki diğer iki simulatör ise kabinde servis eğitimi üzerine. Bunlardan birincisi gerçek uçakta olduğu gibi 16 koltuklu first class. Bu tür simulatör daha önceden THY'de bulunmuyordu. Tüm first class hizmet eğitimleri yerde veya bakımda olan uçaklarda gösteriliyordu. Diğer simulatör ise 36 koltuklu bir ekonomi sınıfı kabini. Her iki kabinde mutfak ve diğer sistemler uçaklarla aynı.

THY yeni kabin memuru aldığında adayların başlangıç eğitimleri artık bu merkezde yapılıyor. Eğitimleri teorik ve uygulamalı olarak öğrenen ve sınavlarda başarılı olan adaylar daha sonra uçaklarda çalışmaya başlıyor. Diğer kabin memurları ise 6 ayda bir bu merkezde eğitimlerini yeniliyor, tüm uygulamaları tekrar yaşıyorlar. Tazeleme eğitimi teorik dersler ve uygulamalarla birlikte 1 hafta sürüyor. Bu merkezde kabin amiri olacaklar içinde ayrıca kurs programları da yapılıyor.

Kabin Eğitim Müdürü Nurçin Özsoy, yıllardır sıkıntısını çektikleri mock-up merkezinde personeline gerçekçi bir eğitim vermenin mutluluğunu yaşıyor. Eskiden tecrübeli kabin memurlarının bu tür eğitimleri için yurtdışına gittiğini söyleyen Özsoy, 'Artık bu merkez sayesinde tüm kabin memurlarımız her türlü acil durumla birlikte kabin içinde yolcuya sunulan konforu da yaşayarak öğrenecekler. Böylece THY eğitim için önemli miktarda bir parayı da yurtdışına ödemek zorunda kalmayacak.' dedi. Eğitim Merkezi şu anda sadece THY personeline hizmet veriyor. Ancak gelecek aylardan itibaren başta özel havayolları olmak üzere çevre ülkelerin havayolu şirketleri de bu merkezden yararlanacak. Yaklaşık 3.5 milyon dolara malolan bu tesis yan tarafında bulunan THY'nin uçak simulatörleri gibi para basmaya başlayacak.

TAI MD900 Explorer üretim hattını alıyor

Ankara Akıncı'da bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI) kuyruk pervanesiz NOTAR sistemli MD900 Explorer helikopterlerinin üretim hattını alabilmek için görüşmeler yapıyor. McDonnell Douglas tarafından tasarlanan NOTAR serisi helikopterlerin üretim hattı Boeing'in bu şirketi satın almasının ardından Bell Textron'a satılmıştı. Ancak Amerikan Federal Ticaret Komisyonu dünyanın en büyük helikopter üreticisi olan Bell Textron'u tek motorlu hafif helikopter pazarında tekel oluşturması nedeniyle bu üretim hattını satmaya mecbur etmişti.

MD serisi NOTAR sistemli helikopterlerin tek motorlu ve 5 kişilik MD500, 8 koltuklu MD600 ve çift motorlu 8 kişilik MD900 Explorer modelleri bulunuyor. Tüm serinin bir aile olduğunu belirten uzmanlar üretim konusunda koordinasyonun Belçikalı havacılık şirketi Heli Fly'a verilmesi için görüşmeler yapıyorlar. Heli Fly ise MD900 serisinin gövde üretiminin TAI tesislerinde gerçekleştirilmesini planlıyor. Belçika'da üretilecek olan bazı parçalar Sint-Truiden yakınlarındaki Brustrem'dem Ankara'ya gönderilecek. Ancak MD500 ve MD600 serilerinin üretim hattı Kaliforniya Mesa'da Belçikalı şirketin yönetiminde devam edecek.

Yeni üretim planları çerçevesinde MD900 Explorer helikopterinin fiyatının 3.5 milyon dolardan 2.95 milyon dolara indirilmesi planlanıyor. Düşürülecek fiyatın helikoptere pazarda önemli bir avantaj sağlaması bekleniyor. Üretimi 1998'de sadece 12 adet olan MD900 Explorer'ın 2003'de 50 adet imali hedefleniyor. Anlaşma kesinleşirse TAI, MD900 helikopterlerinin lisansını alacak. Yani üretim ve satışından sorumlu olacak. Program nihai montajı, uçuş işlemlerinin yapılması, teslimat ve satış sonrası hizmetleri de kapsayacak. TAI ayrıca gövde imalatında mühendislik tasarım değişikliklerini de yapacak. Gelecek yıl başlaması planlanan proje birkaç yüz kişiye de yeni iş imkanı sağlacayak.

Tarımsal havacılık zorda

Yıllardır filosuna yeni uçak girmeyen, gerekli yatırımları yapılmayan ve desteklenmeyen tarımsal havacılığımız zor günler geçiriyor. Yaşlanmış uçaklar ve standartlara uymayan bakım, kazaları arttırıyor. Zirai ilaçlama uçaklarının sık sık düştükleri ya da kaza yaptıklarını duyuyoruz.

Ekilebilir topraklarımız 52 milyon hektar ama GAP'la iki katına çıkması bekleniyor. Ve tarımsal havacılığımızın sorunlarının öncelikle ele alınarak çözülmesi gerekiyor. Aksi halde yetersiz kalacak bir zirai ilaçlama filosu tarım sektöründe büyük zararlara neden olabilir.

Havadan gerçekleştirilen zirai müdahale bitkilerin üzerine daha iyi nüfuz ederek hızlı ve etkin önlem alınmasını sağlıyor. Tarım sektörü gelişmiş ülkelerde, ilaçlamanın yüzde 80'i havadan yapılıyor. Dünyada ilaçlama uçağı sayısı toplam 30 bin civarında.

FİLOMUZ GERİLEDİ

Türkiye'de ilk havadan ilaçlama çalışmaları 1950’de başladı. 1960'lı yıllarda gelişen zirai havacılık 1970'li yıllarda teşvik edilerek 1975 yılında 117 uçaklık filoya ulaşıldı. Ama daha sonra duran teşvikler tarımsal havacılığı geriletti. Şu anda Türkiye'nin zirai ilaçlama uçak filosu 70 uçağa kadar düştü. Oysa uçak sayısının en az 200 olması gerekiyor. Neredeyse 1977'den bu yana yeni uçak alınmıyor. Bu uçakların çoğu piston motorlu, artık demode olmuş yüksek işletme maliyetlerine sahip uçaklar. Çoğunun üretimi yıllar önce bitmiş. İlaçlama şirketlerinin içinde bulundukları ekonomik zorluklar nedeniyle yeni motor ve yedek parça ithal edilemiyor. Eğer bir gün Adana'daki oto sanayide otomobiller arasında uçaklar görürseniz şaşırmayın. Çünkü bir çok zirai ilaçlama uçağının bakımları buralarda yapılıyor.

KAZALAR ARTIYOR

Bakımların standart dışı olması kazaları arttırıyor. Amerika'da yıllık kaza ortalaması 240 uçakta birken, Bu rakam yaklaşık 70 uçağa sahip Türkiye'de 10'u buluyor. Zirai ilaçlama pilotluğu dünyanın en zor mesleklerinden biri. Pilotlar yerden bir kaç metre yükseklikte uçuyorlar. Sektördeki pilotların yaşları da oldukça yüksek. Artık genç pilotlar yetiştirilmesi gerekiyor. İlaçlama uçaklarının en büyük düşmanı ise yüksek gerilim hatları ve telefon direklerinin plansız yerleşimi. Çok alçaktan yapılan uçuşlarda karşılaşılan direkler pilota kaçınma olanağı bırakmıyor. Ve her yıl bir çok kaza meydana geliyor.

ACİL ÖNLEM ALINMALI

Dünyada tarımsal ilaçlamada helikopter kullanılıyor. Helikopter hareket kabiliyeti nedeniyle ilaçlama için çok uygun. İstenilen arazi üzerinde 'hover' yani bekleme ile çok rahat ilaçlama yapılıyor. Helikopterin palleri yani üstteki pervanesinden yere doğru oluşan hava baskısı ilacın bitkilere iyi nüfuz etmesi de sağlıyor. Ancak helikopterin uçuş maliyeti uçağa oranla iki kat fazla. Devletin acil olarak tarımsal havacılığa el atması gerekiyor. Alınacak önlemler Türk tarımının çok daha verimli olmasını sağlarken ekonomiye de milyonlarca dolar kazandıracak.

Yazarın Tüm Yazıları