Mesa ve Nurol, Birlik yönetiminden gidiyor mu?

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Türk Müteahhitler Birliği'ne, Türkiye'nin büyük müteahhitlik firmaları üyedir. Birliğin Başkanlığını da yaklaşık 8 yıldır METİŞ'in patronu Kadir Sever yapıyor. Kadir Bey aynı zamanda Uluslararası Mütehahhitler Birliği Başkanı.

Türk Müteahhitler Birliği Genel Kurul toplantısı bugün Ankara'da yapılıyor. Seçimli bir genel kurul bu. Bir kaç haftadır yoğun kulis oldu. Yönetimin değişmesi isteniyor...

TBMM'nin yeni Genel Kurul Salonu inşaasına ilişkin ihalede dönen dolaplar kamuoyuna yansıdı. Bu ihaleyi alan, işi yapan firmalar Nurol ve Mesa yetkilileri, sözleşmeye uygun olarak ve ihale bedelinde hiçbir artış olmadan Meclis'e yakışır bir eseri teslime hazır hale getirdiklerini söylediler ve tüm iddiaları reddettiler. Tabii ihaleyi araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu ve sonraki olası yargı sürecinde olay aydınlığa kavuşacak. Konumuz direkt olarak bu değil.

Bağlantısı Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu'nun yenilenmesi istemiyle ilgili. Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu'nda kimler var?

Kadir Sever, Oğuz Çarmıklı (Nurol), Atilla Şenol (Mesa), Mustafa Özcan, Kamuran Gürakan, Turan Haznedaroğlu ve Mehmet Aydıner.

Kulislere göre, Nurol ve Mesa temsilcilerinin yönetimde olmaması isteniyor. Kadir Sever'in de uzun yıllardır başkanlık işini yapması, Uluslararası Müteahhitler Birliği'nin de Başkanı olması dolayısıyla ‘‘yorulduğu’’, ayrılması talep ediliyor.

Türk Müteahhitler Birliği'nde şimdi yönetime talip olanlar arasında Limak'ın patronlarından Nihat Özdemir, Bayındır'dan Kamuran Çörtük, Yüksel İnşaat'tan Mehmet Sert, Mön İnşaat'tan Nihat Özbağı var. Bu müteahhitler, Haznedaroğlu ve Mustafa Özcan'la (Mimtaş) beraber hareket ediyorlar. Yönetime talip olanlar, Türkiye'de müteahhitlik sorunlarının iyi anlatılamadığını, taze kan gerektiğini, ihale sisteminin değişmesini istiyorlar. İhale sisteminde birim fiyat, ödenek sistemi yerine anahtar teslimine dönülmesi gereğini vurguluyorlar.

Eee Meclis olayında anahtar teslimi sistem uygulandı, değişen ne oldu diye Nihat Özdemir'e sordum. Yanı sıra Mesa ve Nurol'un hatası var mı diye de... Özdemir, ‘‘Meclis ihalesinin şeklinde ve birim fiyatlarında soru işareti görmüyorum. O kalemden (koltukları kastediyor) kazanmışlar. Toplam fiyat önemli. Detaylı incelemedim ama bir usulsüzlük olduğunu sanmıyorum. O arkadaşlar (Mesa-Nurol) kendilerini anlatamadılarar’’demekle yetiniyor özetle...

Bakalım bugünkü seçimlerle Türk Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu kimlerden oluşacak... Yeni Yönetim Kurulu, kimi başkan seçecek...

Tekel'in hukuku

SAMSUN ve Yeni Harman sigaralarının isim haklarıyla, Akhisar Sigara Fabrikası'nın, British American Tabacco (BAT) firmasına satış sürecinde izlenen yöntem mevcut yasalarımıza uygun mu?

DDY, Tekel, DHM, Posta İşletmesi ve Türk Telekom, Kamu İktisadi Kuruluşu (KİK) olarak yeniden tanımlanmış durumda. 4046 Sayılı Özelleştirme Yasası uyarınca da adı geçen bu KİK'lerin mülkiyetlerinin devrinin yapılabilmesi için özel yasa gerekiyor. (Türk Telekom'da olduğu gibi) Yok eğer mülkiyet devri dışında bir yöntemle özelleştirilecekse, Özelleştirme Yasası'na göre olmak durumunda ve Özelleştirme İdaresi (Öİ) yetkili kılınıyor.

Tartışmalı Tekel konusunu, Öİ üst üzey yetkilileri ve uzmanlarıyla da konuştum. Özetle şu görüşteler:

‘‘Burada yepyeni bir yol izlenmiş. Ne o ne bu. Yani ne özel yasa çıkarılması ne de Öİ'nce özelleştirilmesi konusuna giriyor. Bunların dışında bir şey. Ortak şirket kurma yoluna gidiliyor. YPK kararı ile bir KİK'in bu anlamda iştirak oluşturması mümkün. Tekel burada ortak şirket kuruyor. Varlık olarak katılıyor, yabancı firma sermaye koyuyor. Dolayısıyla hukuki anlamda yanlışlık yok...’’

Tekel-BAT operasyonunu yakından takip edenlerden Ankara Bağımsız Milletvekili Doç. Dr. Gökhan Çapoğlu (eski DSP'li) ise aksi görüşte olanlardan. Özel yasa olmadan, ihaleye çıkmadan Tekel'in kaynaklarının tahsis edilemeceğini, Bakanlar Kurulu'nun da böyle bir yetkisi olmadığını söylüyor. Çapoğlu, ‘‘ Özelleştirmeye karşı değilim. Hukuki zeminde yapılsın, sermaye tabana yayılsın, yabancı sermaye ürkütülmesin. BAT operasyonu büyük ihtimalle mahkemeden dönecek. Ondan sonra hangi yüzle yabancı sermayeyi davet edeceksiniz?’’ diye soruyor.

Hukukta yorum da çok önemli. Hangi taraf daha iyi savunursa o kazanacak herhalde...

Her sene yüzde 10

TÜTÜN politikasının ne olacağını bu hafta yazacağımı söylemiştim. Tekel'den Sorumlu Bakan Eyüp Aşık'tan aldığım bilgilere göre tütün politikasının özeti şu:

Tütün, Tekel'den ayrılacak. Tütün Ofisi adı altında yapılanacak. Büyük olasılıkla Tarım Bakanlığı'na bağlanacak bu ofis. Tütün alım satımı serbest piyasada olacak. Tütün borsaları kurulacak. Destekleme, sübvansiyon netleştirilecek. Türkiye'nin gereksinimine göre ekim, alım ve fiyatlandırma yapılacak. (Bu sene 100 trilyon liralık sübvansiyon öngörülüyor.) Aynı zamanda sübvansiyon bütçelendirilecek.

Bakanlar Kurulu’na sevkedilen tütün kanununa ilişkin değişikliğin realize olması beklenmeden tütün üretimi planlamasına başlanacak. Bu üç yıllık bir süreyi içeriyor. '97 rekoltesi 300 bin ton civarında bekleniyor. 60-70 bin tonunu Tekel alıyor. Yanı sıra 70 bin ton da Tekel eliyle ihraç ediliyor. Yaklaşık 80 bin ton tütünü de tüccar alıyor. Bu anlamda Türkiye'nin tütün üretiminin 220 bin ton civarında tutulması hedefleniyor.

Üç yıl boyunca her yıl yüzde 10 olmak üzere tütün ekiminin, dolayısıyla üretimin azaltılması düşünülüyor. Ege, Marmara ve Karadeniz Bölgeleri açısından tütün ekiminin rahatsız edici boyutta olmadığı, ancak Doğu ve Güneydoğu'da üreticinin başka alanlara yönlendirileceği belirtiliyor.

AGİT TÜGİT ortaklığı

TÜSİBAK (Türkiye Sanayici ve İşadamları Dernekleri Başkanlar Konseyi) yeni bir kuruluş. Ama kayda değer ataklar içerisinde. Başkanları, aynı zamanda ASİAD (Ankara Sanayici ve İşadamları Derneği) Başkanı da olan Cengiz Bozbeyoğlu... Türkiye çapında 38 SİAD da bu çatı örgütün üyesi.

Şimdi vakıf kuruyorlar, TÜGİT adıyla. Açılımının bir anlamı yok aslında. Bir Alman kuruluşu, devasa bir teknopark olan AGİT (Aechen Bölgesi Teknoloji Geliştirme Merkezi)'ne söyleniş uyumu olsun diye TÜGİT ismi benimsenmiş sanırım. TÜGİT'i belki Türkiye Geliştirme İleri Teknoloji Vakfı olarak isimlendirebiliriz. TÜGİT, AGİT ile güçbirliğine gidecek. AGİT cüzzi bir payla TÜGİT'e hem ortak olacak hem danışmanlık yapacak... Alman kuruluşu, teknoloji ve projelerini Türk şirketlerine yönlendirerek bir anlamda kendi şirketlerinin rekabet gücünü de artıracak. Yanı sıra Avrupa Birliği fonlarının Almanya'da çıkış noktası olan AGİT, bu fonların Türk şirketlerince kullanılmasını sağlayacak. Teknoloji transferleri, şirket evlilikler, know-how bakımından önemli gelişmeler...

TÜGİT'in bir vakıf anlamında kurulması için başlangıç sermayesini 13 SİAD verdi. 500'er milyon lira ile katıldılar. Samsun SİAD Başkanı Orhan Cazgır da TÜGİT İcra Kurulu Başkanlığı'na getirildi. Harıl harıl vakfın kuruluşu için çalışıyor. Vakıf resmen kurulduktan sonra risk sermayesi yatırım ortaklığı, danışmanlık şirketi ve teknopark kurulacak. İlk teknopark Karadeniz'de oluşturulacak.

TÜSİBAK'ın kuruluşunda, TÜGİT'in oluşturulması girişiminde, AGİT'le işbirliğinde, bazı ANAP'lıların destekleri var. Başta da ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ın. ANAP, SİAD'ları kanaat önderleri, 1983 sonrası dinamizminin ürünleri, Türkiye'nin geleceğinin iş adamı profili olarak değerlendiriyor. Verdikleri gönül ve beyin desteği dolayısıyla ANAP Genel Sekreteri Erkan Mumcu ve Mesut Yılmaz'ın danışmanı Dr. Nesrin Nas için, ‘‘Bizden biri’’ nitelemesi yapıyorlar...






 








Yazarın Tüm Yazıları