Meğer ne çok karpuz ve çilek varmış...

Sizden gelen karpuz ve çilek postalarından bazılarını buyrun okuyun...

Haberin Devamı

Ben bir çileğim. Hem de doğuştan. Çilek olduğumu senin yazını okuduktan sonra farkettim. Babası tarafından özenle pamuklara sarılarak yetiştirilmiş bir çilek. Öyle ki; bir dediği iki edilmeyen, dünyaya baktığı pembe gözlükleri hep karpuzlarla karşılaştığı için çıkarmaya üşenen bir çilek. Peki kimdir bu karpuz ve çilek?

* Çilekler herzaman güzel kokar, bakımlıdır, çekicidir. Bu yüzden peşlerinden ayrılmaz erkekler. Bu biz çilekler için dezavantajdır. Karpuzun iyisini seçmek bazen çok zordur, kelek çıkabilir.

* Çilekler her zaman hıyarlar tarafından kıskanılır. Hıyardan kastım erkeğine kul köle olan hemcinslerimiz. "Aşık bir kadının kişiliği yoktur, sevdiği kişinin kişiliğinde kendi kişiliğini eritir. " İşte bu söz hıyarlara uyacak en mükemmel tanımdır. Oysa bir çilek asla bu hataya düşmez, kendinden, karakterinden ve zevklerinden taviz ermez. Bu da erkeklerin hoşuna gider, zor ulaşılan meyve her zaman daha tatlıdır. Özetle çilekler arayan değil, aranılandır.

* Bir erkeğe ilk "seni seviyorum" u sen söylersen, ilk "senden ayrılıyorum" u o söyler. Çileklerin altın kuralı budur. Zoru oynarlar ve aşk oyununda kazanan taraf olurlar.
 

Haberin Devamı

Şimdi gelelim karpuzlara... Karpuzun iyisi nasıl seçilir bakalım...

Karpuz diğer erkeklerden farklıdır. Farkı farklı olduğuyla böbürlenmesi değil, farkını ortaya koyma biçimidir. Karpuz dediğin sen ona guzel gorunmek icin süslediğinde, en giyinip kuşandığında hicbir şey olmamis gibi davranmayacak. Ruhunu oksamasini bilecek, belki bir çift tatlı sözle ya da bir buket çiçekle seni mutlu etmesini bilecek. 

* Karpuz dediğin benmerkezci olmayacak hatta senmerkezci olmak için uğraşacak. Görüşmek için çaba harcayacak, hasta olunca üstüne titreyecek, sen canın sıkılıp eve kapanıp ağladığında yanında olacak, seni sarıp sarmalayacak.

* Karpuz dediğin klişelerden uzak olacak, hayatın tadını çıkara çıkara yaşayacak. Naz, kapris yapmayacak. Erkeklerin naz yapma hakkı olsaydı "Naz" diye erkek ismi olurdu. Nazlanma hakkını çileğe devredecek.

 

Haberin Devamı

Baylar bayanlar inanın var böyle karpuz ve çilekler. Sadece pazara gidince almış olmak için almayın, bakmasını seçmesini bilin. 
Cansu U.

 

* * *


Sevgili Ayşe,


Biz erkekleri karpuza benzetmeni protesto ediyoruz. Biz kurduz tamam mı? Kuzular da sizsiniz. 
Bekir D.

 

* * *

 

Cetriolo...


Hıyar'ın İtalyancası...
 
Hıyar kelimesi biraz kaba geliyor bana. Salatalık da direk meyveyi hatırlattığı için genelde ben, cetriolo diyorum hıyarlara...

 

Bu tiplere acırım ben, özgüvenleri olduğunu sanıp yaptıkları her atılımda hayal kırıklığına uğrayıp salatılık gibi soyulur, hıyarlar...


Oysa, karpuz gibi içi su dolu boş tipler, kırmızı renkleriyle hep çileklerin favorisi olmuşlardır.

Haberin Devamı

Çilekleri de anlamak zor yani... Sırf rengi kendine benziyor diye karpuzu tercih ediyorlar ya...


Ben ne olsam diye sormuşumdur hep, kendi kendime...

Genlerimle mi oynasam acaba? Yazarımız karpuz ve hıyar diye iki şık veriyor yaa...

Hani azcık Cetriolo... Azcık karpuz falan mı olsam ki?
Çileğin sevgisinin bittiğinde..
Cetriolo gibi soyulacağımı bilerek yaşamak adına...
 
Sevgi ve saygım daim kalsın,
Yüreği temiz tüm insanlarda...

 

* * *


Sevgili ARAL,

 

Bugünkü yazınız bana yaşadığım şu olayı hatırlattı. Aynen yazıyorum. Bir akşam alkol duvarını aşmış olarak eve gelmiştim. Yatağa kendimi dar atıp sızmışım. Sabahleyin sarhoşluğun ve uykunun mahmurluğu içinde eşim mihirlenerek bana sokuldu ve dedi ki;

 

Haberin Devamı

- Akay akşam ne diyordun?

- Bilmem hatırlamıyorum.

- Akşam bana "seni seviyorum" dedin.

- Git işine allasen ben aklımı mı kaçırmışım?

- Valla ben de öyle düşündüm ve seni banyoya sokup yüzünü gözünü yıkadım. Herif aklını oynatıyor, bana seni seviyorum diyor.

 

Bu olay yirmi yıllık evliyken yaşanmıştır. Yirmi yılda bir kere eşime seni seviyorum demişim. O da alkol etkisiyle. Hanım da inanamayarak eyvah bizimki aklını kaçırdı demiş. İyi mi...

 

Selam ve sevgilerimle.

 

NOT: Bu yazımı da yayınlarsanız, galiba sizin köşenizin fuzuli şagili olarak işgaliye ödemem gerekecek.

 

Akay A.-IĞDIR


* * *

 

Ayşe Hanım günaydınlar, nasılsınız?

 

Bugünkü yazınızdan sonra size yazayım dedim, kendime göre "karpuz" olduğuma inandığım için;

 

Haberin Devamı

Yazıyorsunuz iyi güzel de bizi hıyar olmaya kim sevkediyor dersiniz?

Siz dahi karpuz istediğinizi ancak şimdi, onca yıldan, yaşanmışlıktan sonra anlıyorsunuz.

Kendiniz farkında olmasanız dahi nedense "hıyar" lar ilk etapta çok daha çekici geliyor ve karpuzları bostanlarında olgunlaşmaya terk ediyorsunuz.

E ama karpuzu da zamanı gelince toplayıp yemek lazım değil mi? Yoksa pörsür.

Karpuza hıyar olmaktan başka bir şans tanımazsanız, karpuzlar ne yapsın?

 

Şu koruma kollama meselesini de hiç aklım kesmiyor, kim kimi neye karşı korumalı?

Karpuz istiyorsunuz ama hıyar genetiği olan karpuz istiyorsunuz yine...

 

E hani eşitlik, zart zurt...

 

Sevgi ve Saygılarımla,

 

Haluk T.

 

* * *


Meğer ne çok karpuz ve çilek varmış...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sevgili Ayşe’m,

 

Önerinize aynen katılırım. Bir şeyi birlikte paylaşacaksak; muhakkak ki hepimizin bir şeyler olması gerekmez mi? Kendi kabımızın dışında başka türlü nasıl sürekli akışkan kalabiliriz? Bence en şanlı çiftler bunu ta başından beri en optimum seviyede yaşayanlar diye düşünürüm. Nasıl olsa akıl için yol bir değil mi? Bütün mesele akılla duygu arasındaki denge adam gibi kurulmadıkça; hiç kimse sorunsuz mutlu bir yaşamayı sürdüremez. İşte denge; ister karpuz olsun; isterse kavun olsun. Yazın sıcaktan bunalan bedenlere ve ruhlara ferahlık vermeli ve bu da iki günlük olmamalıdır. Etrafımızdaki örnekler her ne kadar bunun zor olduğunu gösterse de olanaksız olduğu da söylenemez. İşte enerjimizi yoğunlaştıracağımız tek alan veya ip de bu olsa gerek. Biz bu olanağı sonuna kadar kullanacağız demekle işe başlayıp yakalayana değin kovalamalıyız. Bunu başarabilenlere ne mutlu der, seni çok çok öpe rim.

 

Süleyman A.   

 

* * *


Merhaba ben kavun. Yazınız çok güzelllllll... Ben "hıyar ve çilek" i okumamıştım. O şerefe de bugün nail oldum.


Ne kadar da doğru söylemişsiniz; ne geliyorsa başımıza sadece karşımızdaki şahsın hıyarlığından değil, bizim de hıyarlığımızdan geliyor. Çünkü buna izin veren biziz. Tarafımızdan hayatımıza bu denli sokulan hıyarları bulunmaz hint kumaşı sanıp kendimizden, kimliğimizden ödün veriyoruz. Sonra bir bakmışız ben diye bişey yok, hep o var. Kendi hıyarlığımızı ona yüklemeye çalışıyoruz ama yemezler. Dediğiniz gibi bu böyle uzayıp gider, dipsiz bir kuyu gibi... Yazılarınızı takip ediyor ve keyifle okuyorum, paylaşmak istedim. Neden mi kavunum? Yeter ki yanımda karpuz gibi biri olsun, ben onun rakısının yanında kavun olmaya razıyım. Bakın gene aynı şey hep o, hep o, hep o... Ahh ahh... Sevgiyle kalın... 


Nalan D.

* * *


Yani bu kadar iyi bir zamanlama olurrr... Arkadaşlarımla aşk aşk aşk diye tutturduğumuz yine belli zamanalardan birinde teşrif ettiniz karpuzla, tam da bahar yaklaşmışken. Eminim bu yazınızın üstüne hıyar ve çilekten daha çok mail gelecektir. O kadar çok karpuzunu bekleyen hanımlar var ki... Böyle karpuzu duyunca beğenmeyebilir erkekler ama gerçekten çok iyi isim bulmuşsunuz. Hem büyükler, ağırlar, sertler ama içleri yumuşak, tatlılar, güzeller,  vazgeçilmezler. Aman dikkat, bazı karpuzlar gibi çok sulu olmasınlar.

 
Acilen bir karpuz istiyorum. Bekle bekle ne baharlar yazlar geçti, hayır yani sonunda çilek çürüyecek tad alamayacaklar, ona üzülüyorum...
 
Tüm çileklere sevgilerimleee, en tatlısından karpuzlarınız olsun inşallah! 
 
Z.Y.

* * *


Sevgiler Ayşe,

En son, reyonda karpuz olduğumu farkettim. Yaşadığın son olaylardan beri yazılarını takip ediyorum. Samimi bir şekilde yazmamın nedeni de bu. Aldatılmak ne kadar onur kırıcı birşey, bunu yaşayan da yaşamayan da bilir ama sonrasında yaşananları bir tek aldatılanlar bilir.
 
Senin yazılarını, yaşadıklarını sesli okuduğum eşim, aşık olduğum ve sadakatına sonsuz güvendiğim kadın, ben ona bu yazıları okurken ve sana yaptıkların konusunda sonsuz hak verirken, beni birlikte çalıştığı, kendisinden 9 yaş küçük, 22 yaşında bir erkekle aldatıyormuş. Oysa ki 8 yıldır bir karpuz gibi sarıp sarmaladım, koruyup kolladım. Soğuk iklimlerde yetişmeye adapte oldum ama dayanamadım, orta yeri mden çatladım. Şu anda ortak arkadaşlarımıza benim nasıl bir hıyar olduğumu ve böyle bir sebepten 8 yıllık ilişkimizi bitirdiğimi anlatıp duruyor.
 
Ve eminim şimdi o da çilek olma çabasında hem de çikolata kaplı bir çilek. Ve şimdi gerçekten kornişon gibi hissediyorum kendimi. Oysa tam tersi olması gerekmez miydi? Bir erkek çilek bir kadın hıyar olamaz mı?

Önemli olan bundan sonraki hayatta hangi meyva olacağımız. Sanırım çilek olmak biraz tehlikeli. İntikam duygusu taşıyan bir meyva çilek. Şampanya ya da krem şanti ile yenir. Ama sonunda yenir. Bir de karpuz ç ileği istemez, çilek de hıyar sever diye bir saptama yapmak ihtiyacı hissediyorum. Çünkü her kadının hayatında zaten yeri başkası tarafından doldurulamayacak bir karpuz zaten vardır.

Bir de karpuzun kollarının uzun olması sıcak iklimlerde yetişmesi, vs., vs... Bazen bütün bunlar da yeterli olmuyor. Çünkü eğer birer meyvaysa kadın ile erkek, doğru muhafaza edilmediğinde çürüyor.

Çok şanslısın onun sinirlerini bozacak ve bütün arkadaşları tarafından okunacak ve müdahele edemediği bir köşen var. Ben ve benim gibiler ise hiç tanımadığımız ve ortak yönlerimiz olduğunu sandığımız aykırı köşe yazarlarına mail yazıyoruz.

Karpppuzz

 

* * *


Karpuzun adı, çileğin tadı

 

Karpuz zordur her zaman, çekirdekleri vardır ayıklanması gereken ve tabi kalınca kabuğu. Elini kesmeden kesmelisin kabuğu, eline yüzüne bulaştırmadan nazik olmalısın, kadınsın elbette nazik olacaksın. Erkeğinse, kibar yaklaşacaksın.

 

Çekirdekleri ayıklarken bile karpuzun şeklini bozmamaya dikkat ederiz, bıçağın ucuyla özenerek. Karpuzdur o bir kere, her mevsim yoktur.

 

İrem

 

* * *


Hıyar ve Karpuz

 

Hıyarın da karpuzun da ortak yanları vardır elbet; ikisinin de %80’i sudur aslında ve dışarıdan bakınca ikisi de yeşil kabukludur.Bu sebepten ötürü bazen yanılıp karpuz zannedip hıyar yemişliğimiz, prens zannedip kurbağa öpmüşlüğümüz de vardır.

 

Yediğimiz kazıkların toplamına de deneyim dememiz bundandır. Aslında ayırmak o kadar da zor değil.

 

Karpuzun sert ve sağlam bir kabuğu vardır. Dışarıdan bakınca koyu yeşil takım elbisesini giymiş ağır ve ciddi bir erkek ama kestiğinizde içinden kıpkırmızı neşeli, biraz da çekirdekli nefis bir meyve çıkar.

 

Eh, o kadar kusur kadı kızında da olur. Hatta tadını çıkarmayı bilenlerdenseniz o çekirdekleri bile yiyebilirsiniz pekala.

 

Kadınlar da bunu bekler bir erkekten aslında. Dışarıya karşı olması gerektiği kadar sağlam ve koruyucu ama bize karşı yumuşacık, lezzetli ve renkli.

 

Hıyarı kesince kabuğuna göre ancak birkaç ton açık bir yeşil renk çıkar ki, karpuzla farkı hemen anlarsınız.

 

Biz kendi işimizi yapsak da hatta o iş için tek başımıza günübirlik ülkenin öteki ucuna gitsek de gece beraber dışarı çıktığımızda erkek tarafından kapıya kadar bırakılmayı bekleriz.

 

Üşüyünce ceketini versin, karpuz kollarıyla bizi sarsın isteriz.

 

Karpuz kiraz yemeye kalkarsa da, biz o karpuzu sepet şeklinde oyup, içine bütün meyveleri doldurmayı da biliriz.

 

Merve Gürcan

 

* * *


YONCA TOKBAŞ'DAN MESAJ VAR... İYİ Kİ VARSIN "YONCA'M"...

 

Boş boş koşmuyorum. Yardım amaçlı koşuyorum.

Antalya'da RUNTALYA 2010 koşusunda, "ADIM ADIM" oluşumu ile beraber 10 km koşmama TAM 4 GÜN kaldı. TEGV’nin "Bir Çocuk Değişir, Türkiye Değişir." kapsamında, “MİDYAT’A ADIM ADIM” Midyatlı Çocukların Eğitimine Destek Projesi için koşuyorum, gururla.

Durmaya da hiç niyetim yok!

Her 60 TL’lik bağışınız karşılığında 1 ÇOCUK 1 yıl boyunca TEGV Mardin Midyat Öğrenim Birimi'ndeki faaliyetlerden faydalanabiliyor.

Ve

İşte o 1 tek çocuk aslında hepimizin geleceğini ilgilendiriyor.

Değmez mi buna?

Değer.

Siz destek olun onlara, ben 100 km de koşarım icabında.

Eğer hala bağış yapmadıysanız, erteleyip unuttuysanız, “Uzun zamandır bir şey yapmak istiyordum!” derken benden bu hatırlatmayı aldıysanız...

Lütfen,

Beklemeyin, ertelemeyin,

Çocuklarımızın eğitimi için harekete geçin.

Olmadı bu maili tanıdıklara iletin!

Teşekkür ederim.

 

Yonca

 

---------------

  

“KoşarADIM”

Nasıl Bağış Yapabilirsiniz?

Bağışları aşağıdaki TEGV hesap numaralarına E.F.T. veya havale yapabilirsiniz. AAO, bağış toplama işleminde aracı konumda değildir. Sadece yapılan bağışların hangi sporcu adına yapıldığını STK ile işbirliği içerisinde kontrol etmektedir.

DİKKAT!
Bağış yaparken:

* Gönderinin "Açıklama" kısmını lütfen boş bırakmayın.

* ADIM ADIM OLUŞUMU'nun kısa adını (AAO) ve AAO için desteklediğiniz gönüllü koşucunuzun, yani benim adımın baş harfini (Y) ve soyadımı (TOKBAŞ), kendi adınızı ve soyadınızı yazın.


EFT için Örnek açıklama: AAO, YTOKBAS, KENDİ ADINIZ SOYADINIZ

 

Böylelikle; benim adıma toplanan bağış miktarını ve TEGV için ADIM ADIM adına toplanan bağış miktarını takip etme imkanım olacaktır.

 

TEGV  BANKA HESAP NUMARALARI

 

BANKA ADI        :YAPI KREDİ  BANKASI (TL) ( 0067 )

ALICI ADI            :TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI

ŞUBE                     :HARBİYE ÖZEL BANKACILIK MERKEZİ (00391)

HESAP NO            :7997892         

IBAN                     : TR890006701000000007997892   

SWIFT KOD          : YAPITRIS

 

BANKA ADI        :İŞBANKASI (USD) (0064)

ALICI ADI            :TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI

ŞUBE                     :BEYLERBEYİ (1136)

HESAP NO            :377337          

IBAN                     : TR13 0006400000211360377337     

SWIFT KOD          : ISBKTRIS

 

BANKA ADI        :İŞBANKASI (EURO) (0064)

ALICI ADI            :TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI

ŞUBE                     :BEYLERBEYİ (1136)

HESAP NO            :381861           

IBAN                     : TR85 0006400000211360381861      

SWIFT KOD          : ISBKTRIS

 

 

İLETİŞİM;

 

Arzu Özdemirci: arzuo@tegv.org , Feyziye Günaydın: feyziyeg@tegv.org

Yazarın Tüm Yazıları