Makyajda mübah hileler

Kimse mükemmel değil ama mükemmel görünmesi mümkün! Nasıl mı? Küçük makyaj hileleriyle tabii ki... İşte burnundan, ince dudaklarından, küçük gözlerinden hoşnut olmayanlar için minik makyaj tüyoları...

- Büyük burun: Vurgulamayı gözlere yapmalısınız, çünkü kuvvetli bir burnu kuvvetli gözler dengeler. Hani bazen mükemmel bir kadın görürsünüz ve aslında kocaman bir burnu vardır, ama dikkat ederseniz o kadının yüzünde aynı zamanda mükemmel bir de makyaj vardır. Özetle; en önemli şey yüzdeki dengeyi oluşturabilmek.
- İnce dudaklar: Doğal renklerde bir dudak kalemiyle hafif çizgiler çekerek dudaklar kalınlaştırılabilir. İnce de olsalar kalın da, dudakları çizgilerle belli etmek önemlidir. Kalem kullanmanın amacı da onları ortaya çıkarmak, altlarını çizmektir. Kalemle onları belirginleştirdikten sonra ruj kullanmak daha etkili olur.
- Küçük gözler: Göz makyajının çok hilesi vardır. Sadece maskara kullanmak bile gözü büyütür örneğin... Eğer gerçekten çok küçük gözleriniz varsa, göz çevrenizi her zaman çok açık renklerle belirginleştirmelisiniz. Dışlara doğru koyu renk gölgelendirme yapılabilir, fakat uçlara doğru tekrar açık renklere geri dönülmeli. Sakın koyu renk gölgelendirmeyi göz uçlarına kadar uzatmayın. Ve özellikle göz içlerinize koyu renk sürmeyin. Bazen gözleri büyütmek için takma kirpikler de tercih edilebilir.

Şeker, kırışıklıkların kaynağı

Cildinizde gün geçtikçe artan kırışıklıkların ciltteki şeker fazlalığından kaynaklandığını biliyor musunuz? Chanel Laboratuvarları’nın geliştirdiği patentli buluş FN3K, kolajenden şekeri ayırabilen bir protein... Ve bu protein kırışıklıkları hedef alıyor, yoğun ve kalıcı bir biçimde düzelmelerine etki ediyor.

İlerleyen yaşla birlikte ciltte doğal olarak bulunan şeker, kolajen liflerine yapışarak bu liflerin sertleşmesine ve sonunda kırılmasına yol açıyor. Bu olaya glikasyon deniyor. En belirgin sonucu da kırışıklıkların yüzde kalıcı bir biçimde yer etmesi olarak karşımıza çıkıyor.

FN3K proteini ise bu noktada devreye giriyor ve şekeri kolajen liflerinden ayırarak, kırışıklıkların giderilmesi için gerekli tüm esnekliği cilde geri kazandırıyor.

SIK SORULAN SORULAR

- Kırışıklık oluşumunu geri çevirmek mümkün mü?
Evet, Chanel Laboratuvarları’nda geliştirilen özel aktif madde fibroblastlar, şekerlerin sarmaladığı kolajen liflerini bu şekerden arındırabilme özelliğine sahip. Oluşan yeni kolajen lifleri ise esnek ve sağlıklı olduğundan, bu sayede kırışıklıklar azalıyor.
- Şeker cilt için kötü mü?
Şeker, metabolizma için gerekli, çünkü enerji sağlıyor. Ama gazla tüketildiğinde proteinlerin üzerine yapışıyor ve özelliklerini değiştiriyor. Dolayısıyla kolajen gibi proteinler bakımından zengin olan cilt bundan etkileniyor.

Kaşların evrimi

Trendleri takip edenler iyi bilir; bir bakarsınız kalın kaşlar modadır, bir bakarsınız yüzlerde kaşlardan eser yoktur. İşte, eski Mısır’dan günümüze kaşların değişim tarihçesi...

Kaşlar, tüylerin alınmasına yardımcı olan araçların gelişmesiyle birlikte ilk değişimlerini geçirdiler. Eski Mısır’da öncelikle yeniden boyutlandırıldılar, ardından yeşil ya da siyah pigment boyalarıyla farklı tonlara boyandılar.
Bizans döneminde oluşturulan ikinci ince kaş çizgisi, öfkenin dışa vurumu olarak betimleniyordu. Japonya’da ise kaşlar tamamen koparılarak kaş çizgisi siyah bir boyayla yeniden vurgulanıyordu.

YAY GİBİ İNCE VE GERGİN

Tarihe damgasını vuran İngiltere Kraliçesi Elizabeth, sadece turuncu kıvırcık saçlarıyla değil renklerini açtığı kaşlarıyla da yeni bir trendin öncüsü oldu. Dönemin asalet meraklısı kadınları onun başı çektiği bu trendi uygulamaya başladı. Kaşlar beyaz bir toz ile boyanarak belirsiz hale getiriliyor ya da tamamen koparılarak yok ediliyordu. Dolgun kaş modası Barok döneminde yeniden gündeme geldi.

Sessiz film döneminin unutulmaz yıldızı Greta Garbo, adını güçlü oyunculuğunun yanı sıra yay gibi kavisli incecik kaşlarıyla Hollywood tarihine yazdırdı. “Flesh and the Devil” ve “The Mysterious Lady” filmlerinde kaşlarının dikkat çekici etkisini görmemek mümkün değildi. Marlene Dietrich’li 30’larda ise kadınlar, kaş kalemlerini ellerinden hiç düşürmedi.

80’LERDE GÜCÜN SİMGESİ

Tabii ki bu akıma karşı olanlar da yok değildi. Ortada birleşen kalın siyah kaşları, bir fenomene dönüşen Frida Kahlo’yu ölümsüz kılan en önemli özelliğidir örneğin... 1947’de ünlü modacı Christian Dior’un “New Look” trendiyle birlikte kaşlar da yeniden şekillendi. Şakaklardan yukarıya doğru yükselen bu yeni kaş modeli Joan Crawford, Elizabeth Taylor ve Audrey hepburn sayesinde “diva kaşları” olarak anılmaya başlandı.
Kadınların kariyer yapmaya başladığı, geniş vatkalı omuzların ve krapeli saçların vazgeçilmez olduğu 80’lerde ise gür kaşlar gücün simgesiydi. Brooke Shields’ın öncülüğünü yaptığı gür kaş trendi, 2000’li yıllarda ünlü model Lara Stone’la yeniden dikkat çeker oldu. Stone, rengini açtığı kaşlarıyla yeni milenyumda kadınları bir kez daha şaşırttı.

Şimdi Balenciaga ve Prada’nın 2009 defilelerinde öne çıkan son kaş trendinde, modeller retro ve fütüristik görünümleriyle, dramatik yüzlerin müjdesini veriyor. Ve kadınlar ister geri plana attıkları ister güçlü bir şekilde ön plana çıkardıkları kaşlarında yaratıcılıklarını konuşturuyor.

EDİTÖRDEN

Kendiniz için 5 dakikanız var mı?
Soğuk kış günlerinde saçlarınızın yeniden güçlenmesini nasıl sağlarsınız? Kuruyan, yıpranan saçları yeniden ışıltılı günlerine döndürmenin iki önemli formülü var. Evde yapabileceğiniz bu reçetelerle saçlarınıza sağlık kazandırabilirsiniz.
* Kuru saçlara 4 yağ formülü: 50 ml. badem yağını 30 ml. ayçiçek yağı, 30 ml. ceviz yağı, 5 ml. gül yağı ile karıştırıp iki gün boyunca serin bir yerde bekletin. Ardından nemli saç uçlarına masajla yedirin. Saçlarınızı bir havluya sararak yarım saat bekletin. Daha sonra şampuanlayın. Saçlarınızın nasıl yeniden ışıl ışıl parladığını göreceksiniz.
* İnce saçlara bira ve yumurta kürü: Bir yumurtayı 30 ml. birayla karıştırın ve nemli saça masaj yaparak iyice yedirin. Karışımın saçlara etki etmesi için 20 dakika bekleyin, sonra saçlarınızı iyice durulayın. Bu kür saç tellerini güçlendiriyor ve onlara ipeksi bir görünüm kazandırıyor.

Ozonterapinin duayenleri geliyor!

Dünyanın önde gelen bilim adamları, 4-5-6 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek Uluslararası Ozonterapi Kongresi için İstanbul’a geliyor. Günümüzde daha çok yaşlanmayı geciktirme ve kronik yorgunluk sendromuna iyi gelme özellikleri ile bilinen ozon terapi, tüm dünyada kronik hastalıkların tedavisinde de alternatif yöntem olarak kullanılıyor.

Tıbbi Ozon Derneği (TODER) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenecek kongrede, ozon tedavisinin bilimsel etki mekanizmaları ve dünyanın farklı ülkelerindeki kullanım şekilleri anlatılacak. Ülkemizde ilk kez gerçekleştirilecek bu kongrenin başkanlığını, TODER başkanı Doç. Dr. Murat Baş, onursal başkanlığını ise Prof. Dr. Velio Bocci üstleniyor.

KATILIN, KAZANIN

“Anti-age konusunda bir uzman olan Chanel Araştırma Merkezi, son iki çalışmasını çizgi oluşumuna ve elastikiyet kaybına sebep olan temel faktörler üzerinde odaklayarak iki adet yeni cilt bakımı serisini sizlerle tanıştırıyor. Bu iki yeni serinin isimleri nelerdir?” sorusunun cevabını 30 Kasım tarihine kadar www.tekinacar.com.tr adresine isim, soyadı ve adres bilgileriyle bırakan her 50. kişi “Ultra Correction Line Repair” serisinden Gündüz Bakım kremi kazanıyor.

Geçen haftanın kazananları

Shiseido Zen 50ml Edp kazananlar
* Ali Kuşun
* Çiğdem Çalış
* Emine Kekeve
* Emre Acaroğlu
* Mehmet Dümrek
* Nursel Gideroğlu
* Recep Dikoğlu
* Vildan Erdur
* Yusuf Yiğit
* Zehra Onal

Shiseido Zen 10ml Edp kazananlar
* Fatma Doğan
* Birol Tekin
* Alper Taşyürek
* Derya Pekcan
* Zafer İplikçioğlu
* Canan Ertuğrul
* Fazilet Semis
* Ferise Akgün Sıpcıkoğlu
* Sevil Mirzayeva
* Ergin Erden

Shiseido Zen omuz çantası kazananlar
* Abdullah Bahçebaşı
* Barış Duman
* Can Adıgüzel
* Fikret Dişer
* Hamdi Atay
* Hasan Aksular
* Kerim Şanlı
* Mustafa Kök
* Selda Eskiocak
* Tolga Öner
Yazarın Tüm Yazıları