Köşeniz aynı zamanda henüz sorun yaşayamayan çiftlere mesaj veriyor

Güzin Hanım, genç bir erkek olarak, zaman zaman bazı okur mektupları karşısında, objektif mantığınız yerine duygularınızın rol aldığını görüyorum.

Ancak unutulmaması gereken bir konu var; hiçbir ilişki bir başkasıyla aynı değildir. Sonsuz sayıda ve kişilikte insan var. Bu farklı kişilikler evlendiğinde sonsuz sayıda farklı ilişki biçimi ortaya çıkmakta. Böyle bir ilişkide elbette evlilik öncesi, evlilik sonrasından çok çok farklı. Hiçbir çift evlilik öncesi gerçek yüzünü en azından gerçek boyutuyla göstermez. Asıl eşlerin de bir zamanlar "sevgili" olduğu doğrudur. Ama sonuçta evlilik sonrası her şeyin yolunda gideceğinin garantisi yoktur.

Eminim hiç kimse "her şey yolunda gidiyordu ama bir gün erkek karısından bıktı. Daha çekici bir başkasıyla ilişki kurdu" diye düşünmüyordur. Kaldı ki bu olayın sadece erkeklere özgü olduğunu düşünmek de doğru değil. Belki daha az sayıda ama kadınların da böylesine davrandıklarını hepimiz zaman zaman çevremizden görüyor ya da basından okuyoruz.

Öyleyse mantıklı düşünerek bu olayın yaşanabilecek gerçeklerden biri olduğunu kabullenmeli ve asıl dikkatimizi nedenlerine yönlendirmeliyiz. Hiç unutulmaması gereken; böyle bir arayışa giren eş, hayatından hoşnut değildir. Bu noktada diğer eşin ciddi biçimde kendi davranışlarını gözden geçirmesinden, hatalı davranışlarından vazgeçmesinden, birlikte mutlu olmanın çaresini aramasından başka çözüm yoktur.

Köşenizde çıkan yazıların önemi, böylesine bir sorun yaşamayan evli çiftlere verdiği mesajdır. Bu çiftlerin birbirlerine karşı davranışlarını gözden geçirmeleri, daha mutlu olmak, birbirini daha iyi anlayarak yuvalarını daha sağlam temellere oturtmak açısından size yazılan her mektup büyük önem taşıyor.

Günümüzde evlilikler pek çok nedenle sağlıklı biçimde yürümemekte. Eşler bunun nedenlerini belirleyip çözümü için çaba göstermedikçe, sonuç ya ayrılık, ya da bir başka kadın (ya da erkek) şeklinde ortaya çıkacaktır.


n Rumuz: Yıldız

Evet bu konuda bir erkeğin yorumu da çok önemliydi. Ve yazdıklarının çoğuna katılıyorum. Zaman zaman bu ihanet konusunda duygusal davrandığımın da farkındayım, haklısın.

Bu konuda elimde olmayarak, annemin yaşadıklarını düşünmekten kendimi alamıyorum. Köşemde yer alan gerçek yaşam örneklerinin ciddi ölçüde hayat dersi verdiğini de inkar edemem.

Sevdiğimi başkasıyla evlendiriyorlar

19 yaşında genç bir kızım. Birine aşık oldum; birbirimizi çok sevdik evlenmeyi düşünüyorduk. Erkek arkadaşımın daha önceden nişanlanmış olduğunu biliyordum. Şimdi ailesi ona bir kız beğenmiş; evlenmesi için baskı yapıyorlar. Sevgilim de "Daha önceki nişanlımı ben seçtim, ailem çok zarar gördü. Bu sefer onlar ne derlerse onu yapmak zorundayım" dedi. Bu durumda başkasıyla evlenecek. Ne yapacağımı bilmiyorum.

n Rumuz: Nefessiz

Sevgili kızım, sevdiğin genç saçmalıyor elbette. İlk nişanlılık deneyimi kötü sonuçlandı diye, şimdi kendini bir anlamda feda etmeye kalkışması çok anlamsız. Üstelik, her zaman anlatmaya çalıştığım şu noktayı hepiniz unutuyorsunuz. Aileler de bu hataya sıklıkla düşüyor, siz gençler de... Nişanlılık, evlilik öncesinde, iki insanın birbirini tanıyıp, evlenip mutlu olup olamayacakları konusunda karar verecekleri bir dönemdir.

Bizde ise nişan, sanki evlilik öncesi zorunlu bir tören kabul ediliyor. Nişanlıdan ayrılmak neredeyse ayıplanıyor, küçümseniyor.

Sevdiğin erkek nişanlısından ayrılmasını neden bu kadar sorun haline getirmiş? İyi ki ayrılmış. Evlenip mutsuz olsa daha mı iyiydi? Şimdi sevmediği bir kızla evlenir, mutsuz olursa; bu ailesinin hoşuna mı gidecek? Bence bu genç ya zayıf karakterli biri ya da sana yalan söylüyor.

Annem ve babam boşanıyorlar, biz annemi suçluyoruz

Güzin Abla gazetedeki kösenizi sürekli takip ediyorum. Size Adana’dan yazıyorum. 16 yaşında, lise 1 öğrencisiyim. Bu yıl sınıfta kaldım. Yeni mezun olan ablam ve ilkokul dörde giden bir erkek kardeşim var. Sorunum; annem ve babam. Geçen sene annem, babamı mahkemeye vermişti, geçimsizlik yüzünden. Şu anda hálá mahkemelik durumdalar. Boşanamıyorlar çünkü babam boşanmak istemiyor. Annemin beraber olduğu başka bir adam var. Biz de boşanmalarını istemiyoruz. Boşanma sebepleri babamın ilgisizliği ve eve bakmaması. Biz şu an annemle kalıyoruz. Çünkü okulum annemin evine daha yakın. Ben de babam olmadığı için eve geç geliyorum. Annem sürekli ağlıyor ama biz annemi suçluyoruz. Sizce kim suçlu? Evden kaçmayı bile düşünüyorum çünkü annemi ve babamı ayrı görmeye katlanamıyorum. Sizden başka yardım edecek kimsem yok.

n Rumuz; Sisita

Sevgili yavrum, senin yaşında, anneni suçlamak elbette çok kolay. O kadıncağızın neler yaşadığını elbette bilemezsin. Annen için hayatın çok kolay olduğunu mu sanıyorsun? Eğer kolay olsaydı, hayatından da memnun olsaydı, sürekli ağlar mıydı? Kim yuvasını yıkmak, çocuklarını babasız bırakmak ister. Ama belli ki annen, babanın ilgisizliği ve eve bakmaması yüzünden canına tak dediği için boşanmaya kalkışmış. Öteki adam mı? Evet belki onun da etkisi olmuştur ama annen boşanmaya karar verdikten sonra böyle bir ilişki kurmuş olmalı.
Yazarın Tüm Yazıları