Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Korkmak ya da korkmamak, bütün mesele bu

Paranoyak olmayan kalmamıştı.

Haberin Devamı

Bu uzun zamandır böyleydi. Garip bir sessizlik, yapay bir “çak dostum” havası vardı ortamda. Herkes rahatsız ama sessizdi.

Huzursuzluk vardı fısıltılarda.

Hele yurtdışında yaşayan Türkler bu durumdan iyice endişeli. Uzakta olmak, ha deyince bir şey yapamıyor olmak daha da zor.

Bir yandan Türkiye’nin ne kadar inanılmaz tanınır hale geldiğine seviniyorsun, öte yandan bir sürü şeyin yerle bir olduğunu görüp yabancıların anlamakta güçlük çektiği şeyleri sorgulamasına boynu bükük cevaplar vermek zorunda kalıyorsun.

Sinirleniyorsun.

Gördüklerin, okudukların karşısında delirirken, insanların tepkisizliğini, sinmişliğini gördükçe kendinden şüphe ediyorsun.

Aklın almıyor.

O zaman da, bu ülkeyi sevmek ve korumak için illa yurtdışında mı olmak lazım acaba diye iç geçiriyorsun!

İyi de korkacak ne var Allah aşkına?

İktidara “Aferin!” çekmek iyi de, “Olmadı!”  demek mi kötü?

“Aferin!” derken korkmayacağım da, “İçime sinmedi!” derken mi korkacağım?

İktidarı beğendiğim zaman cesur, beğenmediğim zaman korkak mı olmuş olacağım? Neden korkacağım?

Suçum ne ki korkayım?

Suçum içimden geldiği gibi, kendim gibi olmak mı?

Muhalefeti eleştirirken neysem, iktidarı eleştirirken de oyum ben.

Bu mu suçum?

Bana can veren Allah akıl da vermiş, kullanmak mı suçum?

Düşündüğümü söylemekten çekinmemem mi suç?

Soru sormam mı suç?

“Beğenmiyorum” deyince cana, mala zarar mı geliyor? Nasıl olsa yine oylar konuşuyor. Benim dediğim olmuyor. Ben söylediğimle kalıyorum madem, sorun ne?

Zararım kime, neye, ne?

Başkasının fikrine, aklına, bedenine, ruhuna, ırzına mı geçmişim?

Kimin özgürlüğüne ket vurmuşum?

Kimin elinden hak almış, haram yemişim?

Ne yapmışım?

Atatürk ilkelerine bağlı, çağdaş bir Türk kadını olmak ve olan haklarımı savunmak, onları geleceğe iyileştirilmiş, geliştirilmiş haliyle taşımayı dilemek mi suçum?

“Bugün bu ilkelere bağlı olduğum için beni sindirmek isteyen zihniyete ortak tavır alınmazsa, yarın her türlü farklılığı da sindirmek isterler!” diye eleştirmek mi suçum?

Kadınların -bütün kadınların- geleceği adına endişelenmek mi suçum?

Madem demokrasi karşısında azınlığım, benden korkacak ne var ki? Bırakın söyleyeyim di mi?

Bunları söylemek mi korkmamı gerektiriyor?

Yoksa ben korkacak bir şey görmüyorum diye mi korkuluyor benden?

Susturulacak mıyım acaba korkusu ile susulur mu hiç?

Parmak kıpırdatmadan, uğraş verilmeden hangi korku yenilir ki?

Bana “Korkunun ecele faydası yok!” diyen büyüklerim, kendine gelsin.

Gençler, geleceğin çoğunluğu sizsiniz.

Harekete geçilsin.

Günü kurtaran kölelere uymayıp, geleceğimiz özgür olsun diye çocukların eğitim için koşmam mı suç?

Korkularıma köle olacağıma, kendi kendimin yalnız ve güzel efendisi olurum.

Yazar, sanatçı, gazeteci olmak mı suç?

Sesli düşüncem mi suç?

Bu dünyaya çocuk getirecek bedeni bana veren Allah ise, hak da hukuk da onunla benim aramda. Günah da sevap da benim boynuma!

Sakın sakın onunla arama girmeye kalkıp haklarıma dokunma!

Kul hakkı yeme, yaramaz sana.

Haklarım dursun. Ben onların orada olduklarını bileyim. Kendimi güvende hissedeyim. Sen geleceğe korunmayı anlat Devlet Baba.

Kürtajdan korkma. Kürtaja neden olduran karşısındaki acizliğinden kork.

Hakları olan kadından değil...

Haksızlığa uğramış kadından kork!

Yaradanın yaratma hakkını verdiği kadından, karar hakkını sakın sen alma.

Allah’la arama girip...

En büyük günahkâr olma!
Yonca
“Öcü”

Yazarın Tüm Yazıları