Korkarım bu anlamlı klip çekimine icabet edemeyeceğim

Gökhan Özen’e ‘anlamlı klip’ çekiliyormuş, sağolsunlar, bizi de davet etmişler.

Check-list’e düşen e-postada aynen şöyle deniyor: ‘Gökhan Özen’e anlamlı klip... Ümraniye Cezaevi’nde ilk duruşmayı bekleyen Gökhan Özen için ‘Sana Yine Muhtacım’ isimli şarkısına yarın (tarih) Kamil Aydın yönetiminde klip çekiliyor.

Klipte, yaşanan son olaylar nedeniyle Gökhan Özen’le iletişim kuramayan bir genç kızın gözünden yaşananlar görüntüleniyor. Duygusal sahnelerle dolu olan klibin en etkili sahnelerinden birisi de Özen’in duvara asılan resminin karşısında orkestra elemanlarının yer aldığı ancak Gökhan’ın mikrofonunun boş bırakıldığı sahne olacak.

Klip çekiminde sizi de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.’

İmza, tabiri caizse Erkan Özerman’dan sonra Türk magazin tarihinin gördüğü ‘en bi’ ünlülerin menajeri’ Özgür Uras’a ait.

OLTAYA TAŞ BAĞLADILAR

Kendilerini tanımıyorum ama işine hakikaten aşık bir zat olduğunu tahmin ediyorum. Bir dönem sayesinde Şenay Akay’ın nabzının dakikada kaç attığından bile haberimiz oluyordu, eksik olmasın:

Şenay Akay öksürdü. Şenay Akay birazdan hapşıracak. Ünlü mankenimiz dün de tıksırmıştı...

Kıvam, bu kıvamdı. Sonra niyeyse kesildi. Teoman’ın klibinde dövme yaptırırken rastlamasaydım, az kalmıştı, gazetelere ilan verecektim, ‘Şenay, annen seni merak ediyor, evine dön’ diye...

Neyse...

‘Gökhan Özen’e anlamlı klip’e dönelim...

Ben aslında bu konuya hiç girmeyecektim.

Vallahi... Durum üzerine tüy dikilemeyecek kadar acayip diye o ‘Beni köpekbalıkları kovaladı, tsunami dalgalarıyla boğuştum’ hikáyesine hiç bulaşmamıştım meselá.

Bu sefer de edebimle oturmaya niyetliydim.

Ama benim gibi magazin geyiklerine doyamayan, sosyalitenin içinden programlarının şık-rüküş bölümlerinde rüküş seçilmelere gelesi bir müptela sazan için oltaya öyle bir taş bağladılar ki, ağzımı kapatsalar, göbeğimden konuşmazsam çatlarım vallahi.

Şöyle ki: Bir haber okudum, kimyam değişti. Yani öyle böyle bir şey değil. Haberin kaleme alınış diline ayrı kopar insan, içeriğine ayrı...

YALANCI ÇOBANLAR DİYARI

Bu da böyle tırnak içinde bir hafta oldu ama ne yapalım; buyrun size bir başka alıntı:

‘Üst başlık: Gökhan Özen’e özenince...

Başlık: Reklam için yaptığına bak!

Haber: Albümü iyi satmadığı için káh jet-skiyle denizde kaybolarak, káh adam dövdürerek reklamını yapan Gökhan Özen, Atilla Taş’a kötü örnek oldu! Albümü beklediği ilgiyi görmeyen Taş, Narkotik’e gidip bağımlı olduğunu söyleyerek kendini ihbar etti.

Şaşkınlıklarını gizleyemeyen memurlar, şimdiye kadar böyle bir olayla hiç karşılaşmadıklarını söyledi. Taş’a tedavi için AMATEM’e gitmesi gerektiğini izah etseler de sanatçı kendisine herkes gibi işlem yapılmasını istedi. Ancak işler istediği gibi gitmedi.’

Bu haber asparagas ise, günahı Sabah muhabiri Tayfun Topal’ın boynuna... Yok, eğer gerçekse, artık hakikaten hayat yazısız bir karikatüre dönüşmüş ve biz sözün bittiği yerdeyiz demektir.

Doğru nedir, yalan nedir bilemiyorum ama Allah biliyor ya, zamanlamadan yana bakınca, insan kıllanmadan edemiyor.

Yani, hani şu ‘Atilla Taş’ın Annesi Mi Değil Mi Sahte Mi Gerçek Mi Kadın’ var ya...

Atilla Taş’ın albümünün piyasaya düşmesinin arifesinde, albümden hemen önce tekrardan piyasaya düşmüştü hanımefendi meselá...

Kimsenin günahını almak gibi olmasın ama bu kardeşlerimizin hikáyelerinde ille ki bir palavra payı aranıyorsa, bunun tek suçlusu da ‘kötü niyetli’ biz değiliz. Zira fazla yalama oldu mu sonunda işler Yalancı Çoban’ın hikáyesine dönüyor.

Niyeyse bu durumlarda aklıma hep Tuğba Altıntop’un Rafet El Roman çocuklarını kendisine göstermediği için bir televizyon kanalına ağlarken kurduğu cümle geliyor:

‘Bakın gerçekten acı çekiyorum. Gerçekten acı çekiyorum. Yani tamam, Rafet ile birlikteyken reklam için birkaç bir şeyimiz olmuştu ama bu sefer GERÇEKTEN acı çekiyorum.’

Korkarım, klibin çekim setine yapılan davete icabet edemeyeceğim. Zira ben biraz kıt beyinliyim.

Adam dövdürtme iddiasıyla hakkında dört ile 12 yıl arası ceza istenen bir popçuya, marifetmiş gibi böyle bir klip çekilmesinin varsa da bir anlamı, ben ara-tara bulamıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları