Konaktaki buluşma

YER İstanbul'un son dönemdeki en popüler semti:

Beykoz Konakları...

Ormana cepheli evin salonuna üç basamakla iniliyor.

Salonun duvarları hat sanatının çerçevelenmiş özgün örnekleriyle donalı.

Bahse konu mekán, ANAP Lideri, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın Beykoz Konakları'nda yeni taşındığı evi.

Akşam yemeği için hazırlanan masanın etrafındaki konuklardan biri hariç, diğerleri evin müdavimleri arasında sayılabilir.

Yılmaz'a yakınlığı ile bilinen THY Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu ve eşi Anne Kozlu...

Diğer aile, ünlü işadamı Şarık Tara ve eşi Lale Tara...

Üçüncü isim Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş...

DAVET BERNA HANIM'DAN

Yemek randevusunun ayarlanması da buluşma kadar dikkat çekici.

Derviş'i yemeğe bizzat Berna Yılmaz davet ediyor.

Eşi Catherine Derviş'in de gelmesini istiyor.

Ancak, Catherine Derviş, ABD'de olduğu için katılamıyor.

Yemek yendikten sonra bayanlar salonun diğer bölümüne geçiyor, erkekleri baş başa bırakıyor.

Bir ay önce gerçekleşen bu buluşma, Ankara'da iki haftadır kulaktan kulağa fısıldanıyor.

YILMAZ: SOHBET ETTİK, YEMEK YEDİK

Derviş'
in siyasete girmeye karar verdiği haberlerinin yayıldığı bir dönemde Yılmaz'ın evindeki yemekte ne konuşuldu?

Hafta başında Ağrı'dan birlikte özel uçakla dönüşümüzde Yılmaz'a bu soruyu sorma olanağı bulduk.

‘‘Önemli bir şey değil. Memleket meseleleri üzerinde sohbet edip yemek yedik’’ diye söze başladı.

Hemen ardından şu cümlenin altını çizdi:

‘‘Senin anlayacağın, konuşmamızın siyasi bir yönü yoktu...’’

Derviş'
in yakın çevresinin yanıtı da Yılmaz'ın sözlerine benzerdi.

Yemekte, AB ve ekonominin geleceği üzerinde ufuk turu yapılmış.

Derviş, ulusal birliğin AB'ye girmekle sağlamlaşacağını söylemiş.

Bu yıl sonunda AB'nin Türkiye'ye tam üyelik müzakeresi için bir tarih verilmesi halinde ekonominin daha da güçleneceğini vurgulamış.

Siyaseti hangi partide yapacağına ilişkin hiçbir görüş belirtmemiş.

Davet sahibi ve konukları da kendisine bu yönde bir soru yöneltmemiş.

KENDİSİ KARAR VERMELİ

Yılmaz'
a, Derviş'i ANAP'a davet etmeyi düşünüp düşünmediğini de sorduk.

‘‘Bu dönemde olmaz’’ dedi.

Gerekçesini şöyle açıkladı:

‘‘Sayın Derviş, kabinede DSP kontenjanından, bağımsız bir bakan olarak görev yapıyor. Şimdiki pozisyonunun böyle olmasında da yarar var.’’

İlerde bir çağrısının olup olmayacağı sorumuza ise şu yanıtı verdi:

‘‘Seçim dönemi yaklaştığında oalbilir, buna kendisi karar vermeli...’’

Yılmaz, Derviş'
e kapıyı açık bırakmakla yetindi.

Derviş ise hafta içinde ABD'de Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Johannes Lynn ile görüşmesi sonrası siyasete gireceğinin sinyalini şöyle vermişti:

‘‘Bugünkü durumum kriz aşamasında dışardan atanan teknokrat olarak doğal karşılanıyordu. Krizin akut kısmı, kötü günler geride kalınca, bu pek de normal olmayan durumu normalleştirmek lazım.’’

Derviş'
in ‘‘normalleştirmek’’ sözünün anlamı siyaset.

Ancak ‘‘normalleşmenin’’ ANAP'ta mı, DSP'de mi yoksa CHP'de mi olacağına bugün en yakınındakiler dahi yanıt veremiyor.
Yazarın Tüm Yazıları