KKTC'de üç kapitülasyon (2)

LEFKOŞA'dan eski milletvekili ve bakan, avukat Fuat Veziroğlu'nun, ‘‘KKTC'de üç kapitülasyon’’ başlıklı yazısının son bölümü şöyle:

‘‘2. Toprak Komisyonu (Property Board)

Annan
belgesine göre yeniden çizilen sınırların güneyinde kalan 45 bin Türk 28 yıl aradan sonra yeniden göçmen olacak ve daha kuzeye nakledilecek.

Küçültülmüş (sözde) Türk bölgesine zaman içinde 50 bin Rum nakledilecek.

Ve yeni sınırların kabulünden sonra dahi, Türk bölgesi dahilindeki toprak dağıtımı ve iskan işleri Türk yönetiminin yetkisinde olmayacak. Bu yetki, 2 Türk, 2 Rum ve 3 yabancıdan oluşan (yani Türklerin azınlıkta olacağı) ve adına Toprak Komisyonu denen bir organa verilmiştir. Bu organın kararları Türk yönetimini, Türk yasama organını ve Türk mahkemelerini bağlayıcı olacak, hatta toprak dağıtımı ve iskan işlerinin yürütülmesi için çıkarılması gereken yasaları dahi, halkın seçtiği Türk Meclisi değil, bürokratlardan oluşan bu ‘memur komitesi' yapacak. Toprak komisyonu, Türk Meclisi'ne emir ve talimat (order and instruction) verme yetkisiyle de teçhiz edilmiştir.

Bu hal kapitülasyonun daniskası değil mi?

3. Toprak Mahkemesi (Property Court)

Toprak Komisyonu (ki hangi taşınmaz malın kime verileceğine, hangi malın Türk'e, hangi malın Ruma verileceğine karar verecektir) tarafından yapılacak işlemlere karşı açılacak davalar Türk mahkemesinin yetki alanı dışında tutulmuştur. Bu yetki, yine 2 Türk, 2 Rum ve 3 yabancıdan oluşan (yani Türklerin azınlıkta kaldığı) bir mahkemeye bırakılmıştır. Türk bölgesinde, Türk makamlarınca alınacak idari kararların yargısal denetimi böylece Türk mahkemelerine değil, Rum ve yabancıların çoğunlukta olduğu bir kapitülasyon mahkemesine tevdi edilmektedir.

Bu hal, adli kapitülasyonun daniskası değil de nedir?

Kapitülasyon, bir halkın onurunun ayaklar altına alınması, aşağılanması demektir. AB, Karen Fogg vasıtasıyla yıllar önce Kıbrıs Türk halkına karşı içten çökertme amaçlı bir ‘soğuk savaş' başlatmıştır. Bu amaçla her yıl Kuzey Kıbrıs'ta harcanmak üzere, AB bütçesine 15-25 milyon Euro arasında bir ödenek konmaktadır. İçimizden bazı adamlar, yazarlar ve örgütler satın alınmış, bünyemizde yaralar açılmıştır. Annan belgesini desteklemek ve Denktaş'a karşı çıkmak için yapılan mitingler Avrupa'dan gelen paralarla düzenlenmektedir.

Türk medyasındaki bazı isimler ne zaman kritik bir an yaşansa hemen ortaya çıkıp gerçekleri Türk milletinden saklayarak Annan belgesinin methiyesini yapmaktadırlar.’’

Türklere barbar diyen Almanlar


ANKARA'da Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Uluslararası Gayrimenkul Uzmanları Genel Başkan Yardımcısı Salim Taşçı, Alman vakıfları ile ilgili davalar üzerine tepki göstererek bir gecede Konrad Adenauer Caddesi'nin tüm tabelalarını indirerek yerine ‘‘Kuvayı Milliye Caddesi’’ tabelalarını asmıştı.

Ancak tabelalar söküldü ve yerlerine yeniden bastırılan tabelalar konuldu.

Ankaralı ünlü emlakçı Salim Taşçı neden tepkili?

Alman Büyükelçisi Rudolf Schmidt'e bir mektup göndermiş. Maksadının hiçbir siyasi boyutu olmadığını belirterek şöyle diyor Taşçı:

‘‘Çocukluğumdan beri bizim 1. Dünya Savaşı'na nasıl sürüklendiğimizi, yüz binlerce şehit ve bir o kadar da gazi olduğunu dinler ve okurum. Dedemin birisi Çanakkale'de bir değeri Kafkas cephesinde şehit olmuşlardır. Babam bir yaşında öksüz kalmıştır.

II. Dünya Savaşı'nda da dünya kan gölüne çevrildi. Milyonlarca yavru öksüz kaldı. Yahudi katliamı yapıldı. Türklere ‘barbar' diyecek son devlet Almanya'dır.

Sayın Ekselans, Almanya Devleti sınırları içerisinde, sadece bir otel odasına Atatürk ismi verilmiştir. O da ulu önder Almanya'ya teşriflerinde o otelde kaldığı içindir. Bir otel odasına Atatürk'ün adının verilmesi, bazı monşerleri memnun etmiş olsa da ben şahsım olarak, hakaret kabul ediyorum. Bizim bazı yetkililerimiz, koca bir cadde ve koca bir sokağa Alman isimleri verirlerken bazı gerçekleri bilmemiş olabilirler. Onlar adına bir şey söylemiyorum.

Türk milleti yürekten sever, suniliği yoktur. Üç yıl önce Mamak-Gökçeyurt köyünde yapılan bir ormana Türk dostu Sayın Rau'nun ismi tarafımızdan verilmiştir. Alman ulusu ve kişileriyle işimiz yoktur.

Görülmekte olan bir davada sanki eyaletinize emir veriyor gibi ‘Beraatle neticelenmezse sonucuna katlanırsınız' sözleri bir Türk olarak beni son derece incitmiştir. Sayın Ekselans, size tavsiyem; o caddenin isminin Kuvayı Milliye olmasını siz tavsiye ediniz. Konrad Adenauer ismi başka bir yere verilebilir.’’

Mumcu; türbancı


İSTANBUL Üniversitesi'nden bir öğretim üyesi ilettiği notta şöyle dedi: Erkan Mumcu, CNN Türk'te Taha Akyol'la (dün akşam) söyleşisinde, İ.Ü.'nün 2000'de öğretim yılı açılışında Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun konuşmasına yanıt vermek üzere kürsüye çıktığını söyledi.

Doğru değil... Açılış için hükümeti temsilen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk görevliydi. O sırada İstanbul Üniversitesi'nin önünde yoğun türban eylemleri sürüyordu; Mesut Yılmaz türbancılara ANAP'ın 'selam'ını göndermek üzere bir tarikata yakın olan Erkan Mumcu'yu Avrupa'daki gezisini yarıda kestirerek özel olarak göndermişti. Rektörlük de, 'beni konuşturun' diye telefon eden Mumcu'nun talebini olumlu karşılayarak programa almıştı. Yani orada açılışı izlemek için değil, maksatlı olarak türban konusunu ve Silahlı Kuvvetler'e yönelik konuşma yapmak üzere gelmişti.

Laf ebeliği yapılarak eğitim ile turizm işleri birbirine karıştırılamaz.

AKP geldi; türban eylemleri sona erdi; neden?

İhale komedisi


GÖRELE'den 'nazik' bir tepki:Giresun Valiliği'nce 30.12.2002 Pazartesi günü ihalesi yapılacak olan Görele Anadolu Lisesi ikmal inşaatı ve Giresun Terzilik Meslek Lisesi inşaatı ihalelerinde her bir ihaleye 1102 firma müracaat etmiş; ihale teklif zarfları saat 13.00'te İl Daimi Encümeni İhale Komisyonu Başkanlığı'nca teslim alındığı halde saat 13.45 dolayında ihale komisyon üyelerinden H.K., H.H., İ.M.Ö'nün aniden hasta olması (!) ve rapor alıp ihale salonuna girmemesi nedeniyle iptal olmuştur. Herhalde istenilen müteahhitler (!) lehine diğer müteahhitler ihale zarflarını vermemeleri ve ihaleden çekilmemeleri birilerinin işine gelmemiş olacak ki, bu gelişmeler oldu. İshal olan ihale komisyonu üyelerine acil şifalar dilerken; bu ihaleden ötürü devletin kaybı ne kadar olmuştur?’’

Konuyu sorduğumuz Bayındırlık İl Müdürü Alaettin Çakır Melikoğlu, ihalenin neden iptal edildiği sorusuna ‘‘İhale komisyonu toplanamadığından bilmiyorum. Konunun kamu ile ilgisi yok, seçilmiş İl Genel Meclisi ile ilgili’’ diyerek başka bir şey söylemek istemedi. Gene siyasetçi işi görüyorsunuz.

GÜNÜN SÖZÜ


‘‘Devlet ile din bir olursa faşizm gelir.’’

(Prof. Ziyaüddin Serdar)

AÇIKLAMA


INTERNET sitelerinden bize gelen ‘‘Dünyada 100 kişi yaşasaydı’’ (1.1.2003) yazısının sahibi Türkiye Araştırmalar Merkezi Türkiye Temsilcisi ve Rotary Vakfı Başkanı Orhan Karul çıktı. Karul'un dünya nüfusunun bir profilini çıkarttığı bu çalışma ilk kez Melih Aşık'ın 'Açık Penceresi'nde (9.8.1998) de çıkmış. Uyarısına teşekkürler.

MESAJ


AKP'nin 'Siyaset Akademisi' Çağlayan'daki il binasında bugün 13.00'te başlıyor. İlk dersi Başbakan Yardımcısı M.Ali Şahin verecek.

K.MARAŞ Milli Eğitim Müdürlüğü'ne; Elbistan Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi öğrenci velilerinden bazıları, müdür vekili M.C. ile ilgili ciddi iddialar iletiyorlar; sizin haberiniz hiç olmaz mı bunlardan?
Yazarın Tüm Yazıları