Kazı bağırtmadan yolmak

İNGİLTERE'ye gidenler bilir. Trenden inerken ve binerken, mekanik bir ses, birkaç kez tekrarlar 'Mind the gap ...... mind the gap' .İlk gidenler, başlangıçta ne demek istenildiğini, tam olarak anlayamaz ancak kısa süre sonra, 'boşluğa dikkat' denildiğini farkeder. Trene binerken ya da inerken, trenle ineceğiniz yer arasında küçük bir boşluk var, inip-binerken ona dikkat edilmesi ve üzücü bir durum yaşanmaması için, bu anons, trenin her duruşunda yapılır... Jack Anderson'un 'Forbes Global' Dergisi'nde yayımlanan 'Mind the geese' yani 'kazlara dikkat' başlıklı araştırma yazısında da, pek çok Avrupa ülkesinde, vergi yükünün dayanılmaz boyutlara ulaştığı tablolar ve grafikler halinde ortaya konuluyor ve hemen ardından da, devlet açısından önemli bir gelir kaynağı olan vergi mükelleflerine, onları gözetme anlamında, dikkat edilmesi gerektiği belirtiliyor. KAZ VE TÜYKazlara dikkat edilmesi gerektiği belirtilen, bu araştırmanın yayımlandığı dergide, iki fotoğrafa yer verilmiş. Bunlardan biri Jean-Baptiste Colbert'in, diğeri ise beyaz tüylü bir kaz'ın fotoğrafı...Jean-Baptiste Colbert, 1613-1683 yılları arasında yaşayan ve Kral XIV Louis'in, Maliye Bakanı olan bir kişi. 'Vergileme sanatı' konusunda veciz bir sözü ile tarihe geçmiş. Şöyle diyor Colbert; 'vergileme sanatı kazı bağırtmadan, ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy almaktır'.Bu söz bizde de, çok tuttu. Bu doğrultuda, bazı deyimler geliştirildi. 'Kümesteki kazlar', 'kümesin dışındaki kazlar', 'yaban kazları' gibi... Bazen de, yeni bir vergiye ya da mevcut vergi yüküne tepki gösterilirken, 'kazın üzerinde yolunacak tüy kalmadı' gibi benzetmeler kullanılıyor...SAYI ARTMIYORNüfus artıyor, oy kullanan seçmen sayısı artıyor ama vergi mükellefi sayısı bir türlü artmıyor. Açıkçası korkutarak, baskı uygulayarak vergi toplamak mümkün değil. Türkiye bunun son örneğini, 1998'de 'mali milat' döneminde yaşadı.Gereksiz yere yapılan tehditler ve korkutmalar, paranın yurtdışına kaçmasına ya da yastık altına gitmesine neden oldu. Sonunda, olay 'Nereden Buldun?' müessesenin kaldırılmasına kadar gitti. Yazık da oldu... 1998'deki yöntem de yanlıştı, kaldırılması da...Bir süredir avukatlar, doktorlar çağırılıyor ve beyan ettikleri kazancı artırmaları için baskı yapılıyor. Uygulama diğer meslek gruplarında da sürdürüleceğe benziyor. Bu da yanlış. Kazı bağırtmama benzetmesinde olduğu gibi, bu işin yolu da belli. Avukatları denetleyeceksen, adliyedeki dosyalardan listesini çıkartır, kim hangi davaya bakmış bulursun sonra da defteriyle kıyaslarsın. Doktorları da, hastane ve eczane kayıtlarından bulursun, olur biter...Bulamadıklarını ise, diğer meslek grupları ve sektörlerle birlikte 'emsal beyan esası' yoluyla denetlemek mümkün. Burada, önceden bazı göstergeler belirlenip, mükellef bilgilendirilir, buna rağmen düşük kazancı olanlar varsa, onların açıklamaları da gözönüne alınarak değerlendirilir. Bir yandan da, vergi oranları düşürülüp, masraf yazılabilecek harcamaların kapsamı genişletilir, kayıtdışı ekonomiyi azaltacak önlemler alınır. Olay bu...Hasan Pulur bile dayanamayıp 'Vergi Ödemenin Dayanılmaz Enayiliği' diye yazmaya başlamışsa, kazlara iki kez dikkat etmek gerekiyor...
Yazarın Tüm Yazıları