Kardeşim popondan mı çıktı anne?

Hem uzmana sorduk, hem eşe dosta ve şöyle bir karara vardık:
Nasıl olduğunu “aynen” anlatamayacak bile olsak, dürüst davranacaktık ve korkmadan konuşacaktık.
Önce gidip biraz kitap aradım. Çocuk 7,5 yaşında olduğundan, çok bebekçe bir kitap ve içinde komik çizimlerin olduğu bir şey de olmaması gerekiyordu alacağım şeyin.
Bir süre uğraştan sonra aradığımı buldum. Hayvanlardan, böceklerden başlayan bir çoğalma ve doğurma kılavuzu...
Nasıl olduğunu basit bir dille anlatan bu kitap, her ne kadar çocuk için olsa da, bir yetişkinin bile çizimleri gördüğünde “hadi beee” diyeceği kadar gerçekçiydi.
Oturdum yere, aldım oğlumu bacaklarımın arasına “şimdi” dedim, “sana kardeşinin nasıl dünyaya geleceğini anlatacağım...”
Gözleri parladı, anladı ki ilginç bir deneyim olacak, sessizce dinlemeye başladı...
Kitaptan, böceklerden, kedilerden, köpeklerden başladık. Sırıtarak dinliyor. Bu erkek çocuklar tuhaf cidden, olaylara hep en kurnazca taraftan yaklaşıyorlar.
Arada ses çıkarıyor “hadiiii”, “aaaa”, “nasıl yani” diyor ama bayıldı konuya, sürekli “eee insanlar napıyor” diyor...
Köpekleri anlatan çizimi gördüğünde, “popodan mı çıktı bu bebek köpek” dedi. “Onun gibi bir şey” dedim.
ınsanlara geldik. Gözler açık ve şaşkın dinledi beni.
“Anlaştık mı?” dedim. “Anladım” dedi. Sanki önemsemiyor gibi...
Asıl olay, akşam eve insanlar gelmeye başlayınca yaşandı. Teyze, baba, dede gördüğü herkese “biliyor musun bebekler popodan çıkıyor, bak sana öğreteyim” diyerek kitabı getirip anlatmaya başladı. Benim ona gösterdiğim gibi, ancak tek farkla; insan sayfalarında kahkahalar atarak...
Birkaç gün içinde bu konu kapandı, çocuk olayı anladı...
Derken günler geçti ve ben doğuma gittim.
Emre Berent doğum sonrası ben ameliyattan çıkınca önce kardeşini gördü, sonra heyecanla narkozum geçtiği anda yanıma fırladı. Ben duygusal çökme nedeniyle hüngür hüngür ağlıyorum. Bu sırıtarak yanıma yaklaştı, kulağıma eğildi ve soruyu fısıldayarak patlattı; “anne popondan çıktı değil mi kardeşim?”
ışte bizim güler misin ağlar mısın anılarımızdan biri daha o an oldu...
Her şeyi unutturdu bana, bu kez o halde gülmekten ağlamaya başladım. “Evet” dediğim anda ise bağırmaya başladı “haaaaaaa kardeşim annemin poposundan çıktı yaaaa!”
Ve hastanede olduğu süre boyunca gelen herkese aynı soruyu sordu; “Bil bakalım kardeşim nereden çıktı?” Yetişkinler tedirgin cevap verdi; “Annenin içinden çıktı.” Bu kahkahayı basarak yanıtı patlattı “Bilemedin, annemin poposundan çıktı.”
ışte bizim hastanede durumumuz bu haldeydi...
Diyeceğim şudur ki: Çocuklara cinsellik anlatılmalı, hem de dürüstçe ama bu komik olaylara da hazır olunmalı...

Anne ben nereden geldim?

Sağlıklı toplumların oluşa-
bilmesi, her açıdan sağlıklı bireylerin yetişmesi ile mümkün. Cinsel eğitim de bunun önemli bir parçası.

Cinsel eğitimin doğru zaman ve ortamda verilmesi, çocuk açısından karmaşık olan bu olayı anlaşılır hale getirir. Bu anlamda en doğru zaman, çocuğumuzun “ben nereden geldim” sorusunu bize sorduğu zaman olacaktır. Eğer bu soru ile başlayan süreçte doğru bir iletişim kuramazsak, o her şeyi yanlış anlayabilir.
Peki nasıl doğru iletişim kuracağız? Yanıtını uzman psikolog Dilek Kırcaoğlu’ndan aldık:
Abartılı tepkiden kaçının
0-2 yaş, bebek için kendi bedenini tanıdığı dönemdir. 3 yaştan itibaren iki farklı cinsi kavramaya ve bu anlamda sorular sormaya başlar. Çocuğun cinsellikle ilgili soruları ve bazı eylemleri, mastürbasyon, cinsel organlara dokunma şeklinde de olabilir. Kesinlikle abartılı tepkilerden kaçınmalı, “ayıp, pis” gibi yaklaşım göstermemeli ve çocuk azarlanmamalıdır. Bu tavır, çocuğun ileride sağlıklı bir cinsel hayat kurmasını engelleyebilir.
3 yaş sonrası çok önemli
Çocuk, cinsiyet farklılıklarını, öncelikle etrafındaki insanların onu “kız” ya da “erkek” olarak tanımlaması ile öğrenmeye başlar. ılk üç yıl kendisini tanımaya ve anlamaya çalışır. Üçüncü seneden sonra cinsiyet farklarını daha net olarak anlar. Bu aşamadan sonraki yaklaşımlar daha da önem kazanır.
Çocuğun farklı cinsiyeti tanıması ve anlaması sağlanmalıdır. Gizli saklı davranılmamalı, çocuğun soruları basit ve net bir dille doğru olarak yanıtlanmalıdır. Bu yaşlarda, kendi cinsiyetlerine uygun davranışları benimserler. Bazen kendi cinsiyetleri dışında kişileri de taklit edebilirler. Burada endişelenmemek, durumu izlemek gerekir. Sonraki yaşlarda, daha tutarlı davranışlar sergilemeleri muhtemeldir.
Organlara farklı
isimler vermeyin
Cinsel organlardan söz edilirken, diğer organlardan bahseder gibi rahat bir şekilde bilgilendirme yapılmalıdır. Değişik isimler yerine “vajina” ve “penis” isimleri kullanılmalıdır. Karşı cinsin farklılığını görerek öğreneceklerdir. Bu konuda açık davranılmalıdır.
4-5 yaşlarındaki çocuk, hayata dair bir sürü soru sorduğu gibi cinsellik hakkında da sorular soracaktır. Bu sorular doğallıkla yanıtlanmalıdır. Burada çocuğun ne sorduğunu iyi anlamak gerekir. Nasıl ve ne kadar yanıtlanacağına karar vermek önemlidir. Çocuğun öğrenmek istediğinin dışında bilgi vermemek gerekir. Eksik bilgilendirme de onu, merakını başka yönden gidermeye sevk eder.
Çocuğunuzu bu dönemde çok iyi gözlemlemelisiniz. Sorduğu sorular yaş düzeyine uygun değilse, bunları nereden duyduğunu sakin bir şekilde araştırmalısınız.
Sizin cinsellikle ilgili tutumlarınız da çocuk için önemlidir. Bu olayı siz de doğal karşılamalı, utanıp sıkılmadan çocuğa yanıt vermelisiniz. Çocuğunuzun cinsellik ile ilgili merakı başladığında, uygun bir ortam yaratarak sorularını basit bir dille ve gerçekte olduğu gibi, yalansız bir şekilde yanıtlamanız onun ilerideki hayatı için belirleyici olacaktır.
Bebek nasıl olur?
Çocuğunuzun “Bebek nasıl olur?” sorusunu, oyuncak bebek veya bu konudaki resimli kitaplardan yararlanarak, bebeğin anne karnında bir bölümde yaşadığını ve dışarıda yaşayacak kadar büyüdüğünde dünyaya geldiğini söyleyebilirsiniz.
Nereden doğduğunu yine resimler ya da bebek aracılığıyla “doğru” olarak anlatmalısınız. Bunun ardından “bebek oraya nasıl girdi?” sorusu gelebilir. Çocuğun sadece sorduğu soruyu yanıtlayın. Çocuk sorularını ilerlettikçe siz de bilgilendirmeyi ilerletin. Annenin karnında özel bölümde yumurtalar bulunduğunu, babada da sperm denilen hücreler olduğunu, bunlar birleştiğinde bebek olduğunu açıklayabilirsiniz.
Önemli olan çocuğun sorularını utanıp sıkınmadan yanıtlamaktır. Ki çocuk bu sayede cinsellik konusunun “yasak veya ayıp” olmadığını algılar.

BİZİM AİLE

Emre Berent

7,5 yaşında
Karne aldık. Tatile girdik. Çoook sevinçliyiz. Geçen hafta bir de dans gösterimiz vardı, okulda acayip eğlendik. Anneler, özellikle erkek anneleri, çocuklarınızın dans gibi etkinliklere katılmalarına engel olmayın. Dans sadece kızlara özel bir şey değildir. Bazen cinsiyet ayrımcılığını özellikle biz aileler yapıyoruz gibi hissediyorum. “O kız oyuncağı, o kız filmi, o kız kursu...” Lütfen böyle şeyleri bırakalım. Çok güzel dans edebilen bir erkek görüp heyecanlanmayan bir kadın tanımıyorum ben. Varsa oğullarınızın bu tip konulara ilgisi ve yeteneği, basketbolu, futbolu desteklediğiniz gibi desteklemelisiniz bunu da diyorum...

Kaila Sim

6,5 ay yaşında
Emekliyor, pıtır pıtır dönüyor, yerlerde yuvarlanıyor kızım. Meraklı gözlerle her şeyi inceliyor. Dikkatle anlamaya çalışıyor. Gördüğü her yeni şeye bakışı “haha bu da ne?” şeklinde. Her geçen gün öğrendiği ve yapmaya başladığı yeni şeyleri görünce bu boş sünger gibi beyinlerin kapasitesine insan şaşırıyor. Not etmeye çalışıyorum elimden geldiğince, çünkü insan unutuyor. Zaman aşırı hızlı da geçtiği için not tutmayı, kaydetmeyi öneriyorum tüm yeni annelere. Çocuklar büyüyünce resim altı notlarına bayılıyorlar...>

Rüzgar Ege

4,5 aylık, annesinin göbeğinde
Çocuk sayısı arttıkça anne rahatlar derlerdi. Öyleymiş. Halen kendimi “yine hamile” gibi hissetmediğim gibi 4,5 ay sonra yeniden doğura-
cağıma da inanamıyorum. Hiçbir rahatsızlık yaşamadığım gibi gören kimse de 18 haftalık hamile olduğuma inanamıyor. Umarım kalan zamanlar da böyle geçer. Amniyosentez olduk iki hafta önce, ön sonuçlarımız temiz ancak gerçek raporu bekliyoruz bugünlerde heyecan içinde.
Sağlık diliyorum doğum yapacak tüm anne adaylarına ve bebeklerine...

Bebeğinizi kucakta taşıyın

Bir bebek için annesinin kucağından daha huzurlu ve güvenli bir yer var mı? Tabii ki yok! Özel olarak tasarlanmış Slingo Drop sayesinde doğumdan itibaren bebeğinizi en yakınınızda güvenle taşıyabilirsiniz.
Kucakta taşınan bebekler, ihtiyaçları anında karşılandığı için çok daha huzurlu ve sakindirler. Bebeğin sinir gelişimi, sindirim sistemi, beslenmesi ve sağlıklı solunumu için gerekli olan yakınlığı sağlar. Öyle ki bebek her an annesini görebilir, duyabilir, kokusunu alabilir, hissedebilir.
Detaylı bilgi için: www.anneyizbizmarket.com