İstanbul’a kimler yeşilleniyor

HADİ bugün biraz Yavuz Donat’lık, biraz da Mahmut Övür’lük yapalım...

Yanıtını aradığımız soru şudur:

"İstanbul Belediye Başkanlığı için kimler yeşilleniyor?"

Daha çok zaman olmasına rağmen...

Kimler yüreklerindeki yangını bastıramıyor?

"Yüzüne pudra sürmüş yaşlı bir yosma"ya benzeyen "Aziz İstanbul’umuzun tutkulu taliplileri", önümüzdeki yerel seçimde kimler olacak?

Mesela...

"Kadir Abimiz" çıkıp "Bir sefer yaptık, artık yeter yahu" deyip, izzet ü ikbal ile çekilecek mi bab-ı hükümetten?

Yoksa "Daha yapacak çok iş var" diyerek "Zordur almak bizden kızı" havasına mı girecek?

Mesela...

Başbakan Erdoğan’ın ta İstanbul günlerinden beri gözdesi olan TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, gerçekten de iddia edildiği gibi Melih Gökçek’in yerine Ankara’ya mı düşünülüyor?

Yoksa...

"Atom karınca" Bayraktar için, "Gelsin de şu İstanbul denilen manyak şehirde radikal işler yapsın" şeklinde bir plan mı var?

Mesela...

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, onca toyluğuna rağmen, neyine güvenerek, dost sohbetlerinde etrafı bir parça kolaçan ettikten sonra "Ya ben İstanbul’u alırım... Ya da İstanbul beni" diyebiliyor...

Ahmet Misbah kardeşimiz, neden "İhtiras tamam da kifayet sorunu ne olacak?" diye bir meseleyi aklından bile geçirmek istemiyor?

Acaba...

Kadir Topbaş’ın Beyoğlu’ndan Büyükşehir’e atlamasını örnek alıp, "Beyoğlu’nda gezersin / İstanbul’a sıçrarsın" şarkısına mı kendisini kaptırdı?

Mesela...

Küçükçekmece’nin aşırı ciddi, medeni, şehirli, vizyon sahibi Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Küçükçekmece stajını tamamladıktan sonra Büyükşehir’e mi kaydırılacak?

Başlıca sorular bunlardır...

O zaman gelin adı geçenlerin durumuna bakalım...

* * *

KADİR TOPBAŞ:
İstiyor... Hem de çok istiyor... Argümanı şu: "Çok büyük yatırımlar yaptım. Tam yatırımların semeresini görecekken seçim vakti geliyor. Ezayı ben çektim, sefayı da ben sürmek isterim."

MELİH GÖKÇEK: Tayyip Erdoğan’la arasının açıldığına dair dedikodular doğru mu bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: Gökçek, "Ankara tamam... Sıra İstanbul’da" diyerek İstanbul’a gelmek isteyecektir. Anımsayalım: Daha önce bu yönde bir niyet bildiriminde bulunmuştu. Ayrıca Gökçek, İstanbul Belediye Başkanlığı makamını, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’tan sonra gelen üçüncü en önemli makam olarak görüyor. Motivasyonu biraz da buradan geliyor.

ERDOĞAN BAYRAKTAR: İstanbul’a meraklı bir isim. Ancak bu arzusunu şu ana kadar ifşa etmiş değil. Kamuoyunu değil, "karar verici"yi etkilemek istiyor. Yani işine asılıp Erdoğan nezdindeki itibarını artırmakla meşgul.

AZİZ YENİAY: Küçükçekmece’de yaptığı işlerle ve bu işleri kamuoyuna duyurma biçimindeki becerisiyle Büyükşehir’e yakıştırılan bir isim olarak tebarüz etti. Duruşuyla, iş tutuş biçimiyle, ağırbaşlılığıyla, yani lisanı hal ile hep "Ben hazırım" mesajı verir gibi.

AHMET MİSBAH DEMİRCAN: Geçen seçim Sarıyer’den aday adayıydı. Ancak "tek seçici" tarafından bir gecede Beyoğlu’na kaydırıldı. Ve sanırım şöyle düşünmeye başladı: "Bir tür atama yöntemiyle bir gecede Sarıyer’den Beyoğlu’na kaydırılıp başkan olmadım mı? O halde neden bir gecede Beyoğlu’ndan Büyükşehir’e kaydırılmam mümkün olmasın ki..." Onun da motivasyonunu bu olay sağlıyor...

* * *

İşin en kötü tarafı ne biliyor musunuz?

İstanbul’da çok uzun zamandan beri demokratikmiş gibi görünen yerel seçimler, bir tür atama işine dönüşmüş durumda...

Eh... CHP ortada olmazsa... MHP’nin esamisi okunmazsa... DP belini doğrultamayacak hale gelirse... Yani muhalefet, İstanbul’u AKP’nin eline bırakırsa...

Sonuç tabii ki böyle olur...

Biz de "Acaba Tayyip Erdoğan kimi atayacak?" diye kendimizi paralar dururuz.
Yazarın Tüm Yazıları