İsminde ‘o’ harfi olan şirket kazanıyor

Geçenlerde Marka Ajans’ın sahibi Hulusi Derici ve Derimod Yönetim Kurulu Üyesi Sedef Orman’ın hazırladığı bir sunum geçti elime...

Şirketlerin isimleri üzerine kısa bir derleme.
Eskiden ‘National Biscuit Company’, ‘Minnesota Mining and Manufacturing’, ‘International Business Machines’ gibi heybetli isimleri tercih edermiş şirketler.
Ama bu jenerik isimler birbirlerine o kadar benzemeye başlamış ki Nabisco, 3M, IBM gibi kısaltmalara yönelmişler sonra.
Kısaltma modasından sonra simgesel kelimelerin deformasyonu başlamış şirket isimlerinde...
Swiss+watch’ı birleştiren Swatch gibi...
Sonrasında ise çılgın kelimelerin sahiplenildiği ‘ben koydum, oldu’ dönemi başlamış.
Mobidick’teki karakterden Starbucks, meyveden Apple, görkemli nehirden Amazon...
Orange, Flickr, Napster gibi...
Tüm bunların içinde en ilginci ise adında ‘o’ harfi olan şirketlerin kazandığı başarılar.
Otomobilden bilişime kadar pek çok alanda içinde ‘o’ harfi olan şirketler zirveye çıkmış.
Migros, Volvo, Yahoo, Google, Hollywood, Omo, Doritos, Corona, Goodyear, Solo, Opel, iPod, Amazon, Motorola, Mini Cooper gibi...
Onlarca örnekten birkaçını daha sayayım:
Porsche, Honda, Peugeot, Volkswagen, Coca Cola, Sony, Marlboro, Toyota, Nokia, Windows, Vodafone...
Bizden de Mudo, Vakko, Beko, Koton, Petrol Ofisi, Mado, Komili, Koç, Jumbo gibi örnekler var.
Bu bir tesadüf mü bilemem ama harflerin anlamlarıyla uğraşanlar ‘o’ harfini şöyle tanımlıyor; “Gizemli ve sihirli olan şeyleri bulma yeteneği verir. Maddi ve manevi güçleri üzerinde toplar, maddi ve manevi olarak yükselmeyi öğretir”.

Tarkan’ın şarkısını sevdim

Tarkan’dan herkes yeni bir “şıkıdım” ya da “şımarık” yapmasını bekliyor, böyle bir şarkı çıkmadıkça da hayal kırıklığına uğruyor...
Tarkan’ın son şarkısı çıktığı günün akşamı bunu bir gece kulübünde test ettim.
DJ, 5-6 saat önce radyolarda ilk kez çalan “Sevdanın Son Vuruşu” şarkısını çaldı...
Kimse de tık yok...
Daha introsu girdiği zaman ‘Tarkaaaan’ diye çırpınan kızlardan ses çıkmıyor...
İlerleyen saatlerde DJ’in yanına gittim, eski bir Tarkan şarkısı çaldırdım.
Ortalık yıkılıyor!
Peşinden yeniden “Sevdanın Son Vuruşu”nu çalmasını istedim.
Mekanda yaprak kıpırdamıyor.
Şarkı çok yeni olduğu için sözlerine eşlik eden de yoktu.
Bu durum pek çok kişide hayal kırıklığı yaratıyor.
Oysa kimse farkında değil Tarkan’ın olgunluk dönemi şarkıları yaptığını...
Ben böyle dinledim “Sevdanın Son Vuruşu”nu ve beğendim.
Defalarca dinledikten sonra da Tarkan’ın yeni albümünden iyice umutlandım.
Ayrıca çıkacak albümün habercisi olan bir şarkı bu...
Bana gelen haberlere göre de asıl çıkış şarkısı bu değilmiş ve daha iddialı, herkesi memnun edecek, oynatacak şarkılar da varmış albümde...

Seks satar

Biz çakma Abercrombie cenneti olduğumuz için buralarda göremiyoruz.
Ancak yurtdışında Abercrombie mağazalarının karakteristik bir özelliği vardır.
Mağazaların içi karanlığa yakın derecede loştur, müzik yüksek seslidir ve mağazaya adım attığınız anda Abercrombie’nin erkek parfümü yüzünüze çarpar.
Kapıda altında jean, üzeri çıplak erkek modeller karşılar sizi...
Güneşli bir havadan mağazaya girerseniz iki-üç dakika bir şeyler görmek, ne olduğunu anlamak için uğraşırsınız.
Diesel reklamlarında ‘seks satar’ diyor ya, Abercrombie bunu mağazalarında yapıyor.
Üstelik kadın cinselliği değil, heykel gibi vücutlarla erkek cinselliği üzerinden yapıyor bunu.
Kadınlar da o modellerle fotoğraf çektirmek için kapıda kuyruk oluşturuyor...
Günümüzün gerçeği bu, seks satıyor...

Onno Tunç, Aysel Gürel, Melih Kibar giderken pop müziği de götürdüler

Şu her gün çıkan saçma sapan şarkıları dinledikçe kaybedilen değerlerin ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anlıyor insan.
Meğer Onno Tunç, Aysel Gürel ve Melih Kibar giderken Türkçe pop müziği de beraberlerinde götürmüşler.
İşte bir Onno, bir Aysel, bir Melih de çıkmıyor...
Çıkaramıyor Türkçe pop müziği.
Ne iyi sözler var ne de iyi aranjeler. Her yıl da kalite giderek düşüyor.
Geçen yıl olduğu gibi hit şarkısı olmayan bir yaza hazırlanıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları