İsmet Solak: Yüz güldüren gelişmeler

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Üç günden beri İsviçre'nin Cenevre kentindeyim. Uluslararası Diyabetik Retinopati Sempozyumu'nu izliyorum.

Katılım müthiş. Uzmanlar dışında, gazeteci olarak 2 Fransız, 2 İsviçreli, 2 Hollandalı, bir de Türk olarak ben vardım.

Çeşitli ülkelerden gelen 206 uzman hazır bulundu. Türk heyetinde yer alan bilim adamlarının ve uzmanların listesi şöyle:

Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, Prof.Dr. Mücahit Özyazar ve Prof. Dr. Uğur Görpe (Cerrahpaşa), Prof. Dr. Ahmet Kaya (Konya Selçuk), Prof. Dr. Mehmet Tüzün (Ege), Uz. Dr. Şehnaz Karadeniz (Çapa Tıp), Doç. Dr. Ercan Tuncel (Uludağ> ile heyetin sponsoru olan Abdi İbrahim İlaç Sanayii'nden Dr. Güntürk Üstün ve Yıldıray Gürel ile eczacı Sultan Korkut.

İki gün boyunca gündeme gelen konularda bizim heyetle gurur duydum. Hemen her konuda can alıcı sorular yönelttiler. Zaten Türkiye'nin bilimsel bilgi düzeyi de üste çıkıverdi.

Biliyorsunuz, iki türlü diyabet var. Tip bir, yani genç yaşlarda başlayan diyabet. Tip iki, erişkin yaşta başlayan diyabet.

* * *

Bizde diyabet hastalığının adı öteden beri ‘şeker hastalığı’ olarak geçiyor. Zaten diyabet dediğiniz de insülün salgısının yok olması veya bozulması sonunda kan şekerinin normalden yüksek olması yüzünden ortaya çıkıyor.

Birinci tip diyabette, pankreas insülün salgılayamıyor. O yüzden de küçücük çocuklar günde 3, bazen 4 kez yemekten önce deri altlarına iğne batırıp, kendi kendilerinin insülün ihtiyacını karşılıyorlar.

Diyabetli hastalarda en önemli komprikasyonlardan biri gözde meydana gelen arızalar.

Bu son sempozyumun amacı da diyabetik hastalarda herhangi bir hasar gelişmeden veya hafif derecede saptandığında gözü kurtarmak için yapılan çalışmaları kapsıyordu.

Bazı ilaçlar üzerinde de yoğun bir çaba gösteriliyor. Bunlardan biri Doxium. 1996 yılında başlatılan ve 2003 yılında tamamlanacak olan çalışmalar için olumlu sinyaller alınmaya başladığı vurgulandı:

‘‘Yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz. Yani umut verici gelişmeler kaydediliyor.’’

Bunun tıptaki açıklaması, artık insanların da geniş katılımlarla bu ilacın denenmesinde rol almasıdır. Bu ilaç, şimdiki umut verici niteliğiyle olumlu etkiler yaratırsa A tabakadaki tahribatın genişlemesi veya bunun ilerlemesinde çeşitli faktörlerin durdurulması mümkün olabilecek.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. En gelişmiş ülkelerde bile diyabet hastalarının yüzde 30'nda bu yüzden körlük meydana geliyor.

Yani, kan şekeri ölçümleri sürekli yapılmayan ve kan şekeri düzeyini normalde tutamayan şeker hastalarında bu etki ortaya çıkıyor.

‘‘Yüz güldürücü’’ çalışmalar o nedenle ‘‘umut verici’’ diye gösteriliyor.

* * *

Bilim adamları harıl harıl bu işe kafa patlatıyor. Laf aramızda, Türkiye'de de bu konuda çok büyük adımlar atıldı. Çapa, Tıp, Cerrahpaşa, Ege, Uludağ ve Gazi üniversitelerinde son yıllardaki atılımları yakından izlemeye çalışıyorum.

En çok katılan uzman Fransa'dan gelmişti. Cenevre dediğiniz de bir gölün çevresindeki yerleşimin ifadesi. Buradan 32 çıkış yolu var. 30'u Fransa'ya gidiyor, ikisi İsviçre içlerine.

Yine de, Cenevre'ye bir yol bulup, Türk heyeti de geldi. İyi ki geldi. Bu gözlemlerimi ileriki günlerde aktaracağım.



Yazarın Tüm Yazıları