İsmet Solak: Şükrü Amca'yı da sakladık

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Şükrü Amca'yı sever, sayardım... Sanırım o da beni severdi. Sımsıcak Rumeli şivesiyle yakınına çağırırdı:

- Gebakalım hemşerim, otur şöle...

Frekansımız tutuyordu...

Şükrü Amca Kırcali göçmeniydi. Benim dedelerim ise daha ilerden, Ayvalı Burgaz yöresinden 93 Harbi'nde gelmişlerdi. Tarihin eziyeti, ebeden dededen bizlere aktarılan derslerle doluydu... Esaret görmüş insanların bağımsız ve laik cumhuriyete olan tutkuları, özgürlüğün tadını anlatmaya yetiyordu.

Hacettepe Hastanesi'nde göz ameliyatı olmuştu. Her ziyaretimde uzun uzun sohbet ederdik:

- Gebakalım hemşerim, otur şöle yakınıma. Ne de olsa suyun ötesindensin!

Bunu söylerken, ses tonunda dostluğu ve sevgiyi öne çıkaran o dayanışma kültürünün pırıltıları vardı. Uygar adamdı, sorumlu insandı.

Bizim yörede yitirilenlerin ardından, sevgi ve saygı gereği, ‘‘Toprağa verdik’’ denilmez. Yüreklerdeki sıcaklık sonsuza dek yaşatılır:

- Şükrü Amca'yı sakladık...

Allah, herkese böyle rahat ve imanlı ölüm versin...

Şükrü Amca, sabaha karşı 3'te uyanıyor. Eşi Hafize Teyze'yi uyandırıyor:

- Kalk canım, ben kendimi iyi hissetmiyorum.

Hafize Özkök, heyecanlanıyor... Ama, dıştan bakınca bir şey göremiyor:

- İyisin, iyisin maşallah.

Şükrü Amca kendini anlıyor:

- İyi değilim Hafize Hanım, sen bana dualar oku.

Dualar okunuyor... Derken, Şükrü Amca elini eşinin omzuna dayıyor:

- Kelime-i şahadet getirelim hanım, galiba vakit geldi.

Kelime-i şahadet getirdikten sonra iki kez, 'hık, hık...' ediyor, üçüncü nefeste ruhunu teslim ediyor. İmanı ve inancıyla, tertemiz bir ölüm!

Ne mutlu Şükrü Amca'ya... Eşi, beş çocuğu ve torunları yine yanındaydı...

Murat Reis Camii'nde tanıdık dostlarla karşılaştık... Danışma Meclisi üyelerinden Dündar Soyer, İzmir Valisi Kemal Nehrozoğlu, Anakent Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi, Aydın eski CHP milletvekili Selami Görgüç, Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Sanayi Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, meslekte yarım yüzyılı deviren İsmail Sivri, çiçeği burnunda yeni İZFAŞ Genel Müdürü, yazar dostum Fevzi Hepşenkal...

Ve Ertuğrul Özkök'ü yalnız bırakmayan meslektaşları... İzmir Temsilcimiz Nedim Demirağ, Başyazarımız Oktay Ekşi, Yayın Koordinatörü Seçkin Türesay masanın başında olduğu için eşi Nazan Türesay... Yazıişleri müdürleri; Tufan Türenç, Fikret Ercan ve eşi, Nurcan Akad, Reklam Grup Başkanı Ayşe Sözeri Cemal, DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci ve Bölge Yayın sorumlusu Nejat Seçen.

Ankara'dan Faruk Bildirici ile ikimiz vardık. Sedat Ergin'in TV programı vardı, gelememişti. Kanal D Genel Koordinatörü Tuncay Özkan da oradaydı.

Bornova Mezarlığı'ndan da yürek yakan acılarla ayrıldık. Ertuğrul Özkök, tam ayrılacağımız an, elimi sıktı:

- Aman babana, annene iyi bak... Onlar çok önemli, çok!

Gözleri dolu doluydu. Ölenle ölünmüyordu. Ama ayrılık çok zordu.

Şükrü Amca 83 yaşındaydı. Babam 1914, annem 1913 doğumlu; ikisi de ondan büyüktü. İkisi de sağ. Onların her soluğu, duaların sevgi seline karışıyor.

Böyle bir günde, yüreğime su serpen güzel bir olayla karşılaştım. Ahmet Piriştina, Kordon'u kurtarıyor. Çalışmaları birlikte gezdik. Çok sevindim.

İmbata inen gelin gibi... Yeşil pencereden bakacağız doyumsuz güzelliğe.

Bugün arife, yarın bayram... Şükrü Amca'yı sakladık ve Ankara'ya döndük.

Dünya dönüyor, hayat devam ediyor. Kurban Bayramınız kutlu olsun!

Yazarın Tüm Yazıları