İşe başlatılmayan işçiden sineğin yağı

İŞÇİNİN işine son verilmiş, durumu perişan. Son bir umutla, iş mahkemesine başvuruyor. Mahkeme, tarafları dinleyip, olayı hukuki yönleriyle değerlendiriyor ve duruma göre "işçinin talebini reddediyor" ya da "işçinin işe iadesine" karar veriyor.

İkinci durumda işçi, mahkeme kararı ile birlikte, işverene başvuruyor ve "işe iadesini" talep ediyor.

Bu aşamada, işverenin yapması gereken, işçiyi işe başlatmak. Bazı durumlarda, işverenler direnip, işçiyi işe başlatmayabiliyorlar.

İşçinin, işe başlatılmadığı hallerde, olay "başlatmıyorum" demekle bitmiyor. İşverenin, parasal ödeme şeklinde, bazı yükümlülükleri var. Bunlar;

1. Boşta geçen süreler için, en çok dört aylığa kadar "yoksun kalınan ücreti" ödemesi.

2. İşverenin işçiye, "En az 4, en çok 8 aylık ücreti ve diğer hakları kadar tazminat" ödemesi.

TAZMİNATTA SİNEĞİN YAĞI

İşçiye, boşta kalan süreler için ödenen ücretler, tıpkı normal ücret ödemesi gibi, gelir vergisine tabi tutuluyor. Bunda sorun yok.

Sorun, işe başlatılmayan işçiyle ödenen "4 - 8 aylık tazminatın vergisi" ile ilgili..

Maliye, 4-8 aylık tazminatın, gelir vergisi kesintisine tabi tutulması gerektiği görüşünde. Oysa, yapılan ödeme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca ödenen bir "İş güvencesi tazminatı" niteliğinde olup, gelir vergisinden istisna edilen kazançlar kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor.

1- Maliye’nin bu görüşüne katılmayan bir işçi, olayı dava konusu yapıyor.

2- Sakarya Vergi Mahkemesi işçinin lehine "Gelir Vergisi kesilemez" diye karar veriyor.

3- Karara, vergi dairesi itiraz ediyor. Sakarya Bölge İdare Mahkemesi, "dört aylık tazminatın gelir vergisine tabi olacağı" yönünde karar veriyor.

4- Bunun üzerine, Danıştay Başsavcısı, kararı "Kanun yararına" temyiz ediyor.

5- Danıştay Üçüncü Dairesi de;

"..Çalışanı işe iade etmeyerek çalışma ilişkisini sona erdiren işverenin ödediği tazminat, ücret sayılan ödemelerin ortak özelliklerini taşımadığından, Gelir Vergisi kesintisi yapılamaz"

diye karar vererek, ihtilaflı olayı noktalıyor. (Dn. 3. D. 15 Şubat 2007 Tarih ve E.2006/3801, K.2007/416. Bu ve bu yönde çok sayıda karar Temmuz 2007 Yaklaşım Dergisi’nde ve 15 Haziran 2007 Tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Bkz. www.yaklasim.com).

6- Resmi Gazete’de yayınlanan kararlar üzerine, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 9 Temmuz 2007’de bir dilekçe ile Maliye Bakanlığı’na başvuruyor ve Bakanlığın bu kararlar doğrultusunda, gerekli çalışmaları başlatmasını talep ediyor.

7- Maliye Bakanlığı da;

".. uygulamanın mevcut mevzuat hükümlerine göre devam edeceğini ancak konunun ileride yapılacak kanun ve mevzuat çalışmaları sırasında değerlendirilmek üzere not edildiğini..."

TİSK’e bildiriyor (MB’nin 3 Ağustos 2007 Tarih ve 4305-182 sayılı özelgesi. Bkz. www.yaklasim.com)

Nasıl, başlıktaki benzetmemiz gibi "sineğin yağını çıkarmak" değil mi?

NE YAPMALI

Aslında yapılacak olan belli. Gelir Vergisi Kanunu’na göre vergiye tabi olmayan, Danıştay Başsavcısı tarafından, kanun yararına müdahale edilen ve Danıştay’ın Resmi Gazete’de yayınlanan çok sayıda kararı ile "gelir vergisine tabi olmadığı" belirtilen, vergilendirme olayına son verilmesi gerekiyor. Ancak nedense Maliye buna yanaşmıyor!..

Bu durumda ki mükelleflerin, "ihtirazi kayıt" ile muhtasar beyanname verip, 30 gün içinde ilgili vergi mahkemesinde dava açmaları bir çözüm yolu olarak gözüküyor.
Yazarın Tüm Yazıları