İşçi ne yapsın

TÜRK-İş olsun DİSK olsun, bazı sendikacılar, hükümetin İş Güvencesi Yasası'nı erteleme kararı alması ile ortaya karmaşık bir durumun çıkacağını belirtiyorlar.

Türk-İş'ten bir sendikacı, ‘‘Karardan nedense hep işverenler memnun’’ diyerek şöyle diyor:

‘‘İş Güvencesi Yasası, 15 Haziran'a ertelendi. Peki talep kimden geldi; hükümet üzerindeki ağırlığını gösteren Odalar Birliği'nden... TOBB diyor ki, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), iş dünyasının %2-3'sini oluşturur, asıl işveren biziz diyorlar. Ve doğrudan Erdoğan'ı etkileyerek ertelemeyi sağlıyorlar.

Meclis'te iş dünyasının mensupları daha ağırlıklı değil mi?

-
Öyle tabii... Meclis'te TOBB'un temsilcileri, sendika kökenlilerden daha fazla... Halbuki Türk-İş, DİSK ve Hak-İş ile TİSK'in toplu sözleşme düzeninde yetkileri var. Toplu pazarlık, iş kanunu ile sendikalar kanununun yeniden gözden geçirilmesinde bunlar taraf... TOBB'u bu sisteme sokup yetkili kılamazsınız. Çünkü tüccar ve sanayici örgütü.

SEZER NE YAPAR?

Neden oluyor bunlar?

-
Tayyip Bey devleti daha bilmiyor. Hangi kurum ne iş yapar? Sanıyor ki, sendika ve işçi yasalarıyla TOBB ilgili; değil tabii...

Hak-İş'in tavrı ne?

-
Takıyyye yapıyor. Yasanın ertelenmesi konusunu savununlardan biri olan AKP milletvekili Agah Kafkas, Hak-İş'in eski genel sekreteri. Genel Sekreter olduğu zaman iş güvenliği yasasını savunuyordu, şimdi ertelenmesi için çalışıyor.

Bu ertelemeler ne doğurur?

-
Ciddi hukuksal sorunlar ortaya çıkacaktır. İş Güvencesi Yasası, Cumhurbaşkanı'nın imzasına kadar şu anda yürürlükte... Sayın Sezer'in yasayı 15 günlük inceleme süresi var. Bu süre içinde işten çıkarmalar tamamen 4773 sayılı İş Güvencesi Yasası'na tabi. Yasayı Cumhurbaşkanı'nın onaylaması durumunda, yasa hükmüne göre yasa 15 Mart'tan itibaren ertelenmiş olacak. İşte burada kazanılmış haklar ne olacak? Bu ciddi bir sorundur.

Tartışma nereye varır?

- Cumhurbaşkanı yasayı geri çevirirse, hükümet erteleme yasasını çıkartmakta ısrar edebilir. O zaman Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilir.

Neden savaş?


ABD dünya petrolünün % 52'sini tüketiyor.

İhtiyacının % 52'sini ithal ediyor.

İthalatı 2002'de % 30 artacak.

Dünyada üçüncü, Ortadoğu'da ikinci en büyük petrol rezervi ise Saddam'ın elinde.

(National Energy Policy'e göre)

Mumcu, eşi için torpil yaptırmış


57. hükümetin daha ilk aylarında Turizm Bakanı Erkan Mumcu, devletin çöktüğünü, Turizm Bakanlığı'nın kaldırılmasını söylemiş, Başbakan Ecevit'e dönük olarak da rencide edici sözler sarf etmişti.

Ecevit bu duruma çok kızmış, hatta iki parti arasında gerginlik yaşanmıştı. Mesut Yılmaz da, Mumcu'yu sahiplenmemişti.

Gül hükümetinde Milli Eğitim Bakanı olunca da bakanlıkta Rahşan Ecevit'in torpil dosyalarıyla uğraşmak zorunda kaldığını öne sürmüştü.

Rahşan Ecevit de, ‘‘Değil 100 tane bir tane bile MEB veya başka bakanlıklardan şu ya da bu talepde bulunmadığını’’ belirterek iddiaların ispat edilmesini istemişti.

Ancak Mumcu bu sert yanıt karşısında suskun kalmak zorunda kalmıştı.

Torpille, hatırla gönülle iş yapmadığı izlenimini yaratan Erkan Mumcu, MEB'den alınıp Kültür Bakanlığı'na verilince eski bir 'torpil'ci olduğu anlaşıldı.

Kültür Bakanlığı'ndan bir bürokrat dedi ki:

‘‘Bayan Mumcu, ayakkabı stilistidir. Erkan Mumcu, geçen dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay'a bizzat ricada bulundu; açılan 'sınav'la tiyatro dekaratörü oldu. Ecevit buna hiç itiraz etmedi, olanları çocukluğuna verdi.

Bayan Mumcu'nun bankamatik memuru olmadığını ispatlamak için eşinin bakanlığında Devlet Tiyatroları oyunlarından birinde bir sahne dekoruna imza atmasını bekliyoruz.’’

Acı pirinç


IRAK, Kıbrıs ve AB tartışmaları arasında gıda ithaline dikkat ediyor musunuz? Bakın 35 milyar ihracatımıza karşılık ithalatımız neredeyse 55 milyar dolara çıkmış durumda. Artık, buğdayı Almanya'dan, pirinci Mısır ve Amerika'dan, soya yağını Amerika'dan, ayçiçek tohumu ve yağını Arjantin ve Ukrayna'dan, soya fasülyesi ile yağını ve küspesini Amerika, Brezilya ve Arjantin'den ithal ediyoruz. Hani tarım ülkesiydik; kuraklık mı geçirdik yoksa. Hayır. Pirinç ithaline gelelim: Amerika'dan ithal edilen pirincin tonu yaklaşık 310 dolar. Gümrük vergisi ise % 45.50... Mısır'dan getirilen pirincin de tonu yaklaşık aynı tutarda. Ama bazı firmalar, Kahire'deki Türk Büyükelçiliği'nden 175 dolar olduğunu onaylatan proforma fatura beyan ediyor gümrüklerimize. İzni veren ise Tarım Bakanlığı. Yani mal düşük fiyatla yurda sokulmuş oluyor. Bu yolla 100 bin ton pirinç getirildiği konuşuluyor. Fiyat oyunlarından dolayı düşük gümrük vergisi ödenmediğinden Hazine'nin kaybı 6 milyon dolar olarak hesaplanıyor. Bakan Kürşad Tüzmen ihracatı arttırmak için ülke ülke dolaşıp duruyor; ama Mersin, İskenderun, İstanbul ve İzmir'den giren pirincin fiyatlarını (emsal kıymet) kontrol etmek kimsenin aklına gelmiyor.

Biliyor musunuz


IRAK savaşına karşı Almanya'daki eylemleriyle güçlü bir lobi oluşturan 'Savaşa Karşı Barış İnisiyatifi'nin de Türkiye'deki gibi her pazar günü 21.00'de evlerde ışıkların iki dakika süreyle sönüp yakma eylemi başlattığını, bu uygulamayı Yeşiller milletvekili Claudia Roth'un Türk Alman Dostluk Federasyonu Başkanı Ali Kılıç'tan öğrendiğini...

Biliyor musunuz?

MESAJ


ABD birliklerinin yerleşim yerlerinin belirlenmesi onlara bırakılmamalı, bu iş devletimizce düzenlenerek ABD birliklerine tarımsal alanlar dışında yerleşim yerleri gösterilmelidir. Yöre halkının kısa dönemde cebine üç beş dolar girecek olması uzun dönemde oluşacak zararlar yanında bir hiç kalacaktır.

Sehap ÖNDER ANKARA
Yazarın Tüm Yazıları