İkoncanlığı ilk tanımlayan adam: Attila İlhan

Fark ettiniz mi, son zamanlarda ikoncanlardan pek bahsetmez olduk...

Haberin Devamı

Bu büyük boşluğu yeni yetişen sosyetik yavrularımızın engin yardımları ile gidereceğiz elbet, ona bir şüphem yok. Ayrıca sıcak mevsim geldiğinde plajlardan, iskelelerden ve dahi yazlık beldelerden gelen havadislerle bir eksik hissetmeyeceğimize eminim...
¡¡¡
Tarih 28 Mart 1992. Attila ılhan’ın “Erkeklerin karşı taarruzu” başlıklı yazısı. Modern dünyanın kadını erkeğe benzettiğini, daha doğrusu üretime katılan kadınların mecburi bir “erkekleşme” yaşadığını anlatıyor. Keşke yerim olsa da uzun uzun anlatsam ılhan’ın dediklerini... Siz iyisi mi Attila ılhan’ın kadınlarla ilgili yazılarının derlemesi olan Kadınlar Savaşı’nı alın, okuyun.
Kısaca anlatacağım; ılhan, modern dünyanın erkekleştirdiği kadınların analizini yapıyor. Erkek egemen toplumlarda “üretici” ve “tüketici” iki tür kadın olduğunu söylüyor. Üreticiler konumuz değil şimdi de; tüketicileri tanımlarken bakınız neler diyor...
“Üretici kadın nasıl bildiğiniz ev kadını/zevce tipinden erkekliğe yöneliyorsa tüketici kadın onun tersine dişiliğe yöneliyor; dahası kozmetik ve konfeksiyon endüstrisinin, son zamanlarda da estetik cerrahinin belirli bir standarda soktuğu bir cinsel obje seks yıldızı dişiliğine! ışi gücü süs püs, giyim kuşam; lüks imkanlarla, jet-sosyete ortamında yaşıyor; işin vahim yanı, üstelik asalak olarak, yani başkalarının sırtından yaşıyor: Bazı ünlü moda, sinema, müzikhol ve reklam yıldızları; daha küçük çaptaki mini-güzeller bu çerçeve içinde ele alınabilir...”
Attila ılhan ikoncanlık müessesesinin tanımını ilk yapan kişi olabilir mi acaba?

Teşekkürler...

Haberin Devamı

Efendim, müsaadenizle koni şapkamı takmak, pastamdaki mumu üflemek istiyorum.
Bugün Habitus’unuz bir yaşına girdi. Hayır, benim doğum günüm değil ayol, köşenin doğum günü!
Tam bir sene önce bugün, ilk defa bu sayfalarda buluştuk.
Zamanın bu kadar çabuk geçmiş olduğuna inanamıyorum!
Gözlerimi kapatıyorum, gazetede köşeyi ilk çizdiğimiz gün sanki dün gibi geliyor...
Bir sene öncesine gidiyorum, ilk haftayı neredeyse toplam 10 saatlik uykuyla geçirdiğimi, hafta sonunda da evin bir köşesinde bayıldığımı hatırlıyorum...
Eh, kolay mı dergi temposuna alışmış bünyeyi günlüğe alıştırmak...
ıtiraf ediyorum, Kelebek’te yazacağım kesinleştiğinde sevincimden zırladım. Sonra bu sevinç büyük bir korkuya dönüştü. Yetiştiremeyeceğim.... Yetiştiremeyeceğim diye eziyet ettim kendime ilk zamanlar...
Baktım yetişiyorum, o sıkıntı verici korku tatlı-ekşi bir heyecana dönüştü... Sonra da heyecanla birlikte zevke...
Sanırım bu duygunun bağımlısı oldum! Seviyorum ben bu işi arkadaş.
Umarım herkes kendine, en az benim yazı yazmayı sevdiğim kadar sevebileceği bir iş bulur ve hayatını öyle geçirir.
Ay duygulandım. Bak ağlayacağım. Vallahi şaka yapmıyorum.
Ve... Bana güvenen ve desteklerini esirgemeyen yöneticilerime teşekkür etmek isterim.
Bu bir yıl içinde yanımda olan herkese; aileme, arkadaşlarıma teşekkür etmek isterim.
Sana da ayrı teşekkür ederim sevgili Habitus okuru. Ne yapıyorsak senin için.
Islak gözlerimle bugünlük huzurunuzdan çekilirim...

Çok korkarım

Haberin Devamı

Az sevişmiş orta yaşlı kadından...
Yanaktan öpüşmek için uzandığımda karşımdakinin beni çarpmasından... Arabam da çarpıp duruyor beni, bu elektrik boşalmalarından kurtulmanın bir yolu yok mu yahu?
şu havada bile yaşayabilen sivrisinekten... Ocak ayında ne yapıyorsun evimde arkadaş?
Kediden-köpekten ölesiye korkan, sandalyelere çıkan adamdan... Ne yapacak sana küçücük hayvancağız a be adam. Yanımızda olsan, başımıza bir şey gelse önce sen kaçacaksın yani! Acil durumda tahliye sırası: Çocuklar, kadınlar ve Alişan! (Geçen haftaki görüntülerin aklımdan çıkmaması.)
Mehmet Akif Alakurt’ın sakalından... Bir de öyle kötü kötü bakmıyor mu? Karakalemle mi çizdiler seni arkadaş...
Umut Akyürek’in tiz bir notada birkaç saniye boyunca şakımasından... Ses yalıtımı olan küçük bir odada birkaç saniye boyunca “Umut Akyürek şakıması”na maruz kalırsam o frekanstaki ses dalgalarının beni öldürebileceğine inanıyorum!

Yazarın Tüm Yazıları