İhtiyaçla zevk birleşince...

BENİM için kırtasiye, ihtiyaçla zevkin buluşma noktasıdır.

İnsana her an bir bloknot gerekmez mi? Yanınızda bir kalem taşımaz mısınız? Gömlek cebinizi süsleyen bir dolmakaleminiz olmalı. Bir telefon numarası, bir adres kaydetmek için küçük cep defteriniz bulunmalı.
Yoksa siz, hemen cep telefonunuza numara yazanlardan mısınız?
Hep bilgisayarın başında, donuk bir gri ortama bakarak hayatınızı geçirmeyin.
Günlük tutar mısınız? Yaşamınız o kadar tekdüze mi, bir günden tek cümle bile belleğinizde yer etmedi mi? Eğer böyleyse, yazık!
Kalem ve kâğıtla ilişkiniz yoksa, benim açımdan durumunuz vahim...
CNR Fuar Alanı’nda açılan İstanbul Kırtasiye Ofis 2010 fuarının standlarını dolaşırken bir yandan da bu sorular kafamın içinde dolanıp duruyordu.
Kırtasiyecilerimiz artık yapmayı değil, sunmayı da biliyorlar. Alıcıyı baştan çıkaracak -Hele benim gibi baştan çıkmaya hazır olanlar için hiç zorlanmayacaklarına eminim- süslemeler yapmışlar.
Geçen yıla oranla fuar alanı büyümüş.
Türk kırtasiyecilerinin artık yalnız ithalatçı kimliğiyle fuarlara katılmadığını görmek, beni sevindiriyor. İhracat yapabiliyorlar, dünyadaki ürünlerle yarışa girebiliyorlar.
Türk firmalarının yaptığı güzel, lüks kâğıtlı defterler, özel tasarımlar yabancılarınkini aratmıyor, Batı’daki kırtasiyeci vitrinlerinde gördüğüm kalemler düzeyinde kalemler, kırtasiyeciliğimizin nereden nereye geldiğini anlatıyor bana.
Bir gelişmenin tarihini okuyorum sanki.
Bırakın ithalatı, Avrupa ülkelerine kalem ihraç ediyorlar.
Nurkalem döneminden buraya gelinen noktayı görmek, övme duygumu tahrik ediyor.
* * *
OKUL çocukları artık siyahla kahverengi tonları arasında gidip gelen çantaları kullanmıyorlar.
Çanta satan standların önünden geçiyorum, birden gökkuşağını seyreder gibi oluyorum.
Pembeden gece mavisine uzayan bir renk skalası.
Gözümü alan defterlere bakıyorum, imrendiğim güzellikte olanların yapımcısı Türk kırtasiyecileri. Yıllar önce bir defter alırken mürekkep çeker mi diye sorardık. Şimdi artık bu soru abes kaçıyor. Birbirinden güzel kaliteli defterler, ajandalar, bloknotlar tasarımcısının adını sorduruyor.
Hepsi de Türk sanayicisinin ürünü. Dolmakalem zevkini siz kaybettiyseniz çocuğunuza kazandırın. Çeşit çeşit, oyuncak gibi, tasarım harikası dolmakalemler.
Dolmakalemde de artık siyahın egemenliğine son verildi.
Kurşunkalemler beni hep yazmaya çağırmışlardır, sertinden yumuşağına kadar onların saltanatı bitmez. Üzeri taşlılar gözünüzü kamaştıracaktır.
Sevmediğim cümlelerden biri, “Nasıl olursa olsun”dur. Hele yazacağınız kâğıt, kullanacağınız kalem için bunu söylerseniz, en azından özensiz biri olduğunuza karar veririm.
Dolmakalem ile kurşunkalemin klasik dostluğu değişmiyor, pekişiyor.
Emek vererek iş yapmanın güzelliğini dolmakalemde bulursunuz. Mürekkep kurur, temizlersiniz, bir damla gömleğinize bulaşır, silersiniz, kurutma kâğıdını da ihmal etmeyin.
* * *
BAKIN bu tatil gününde, zevkle ihtiyacın buluştuğu noktada bir gezinti yapın.
Kırtasiye fuarını dolaşın. Ailenizin bütün bireyleri kendilerine göre bir şey bulacaklardır.
Kırtasiye çeşitleniyor, hayatınız da çeşitlensin.
Yazarın Tüm Yazıları