İhanetin yöntemi belli oldu

Şöyle bir sahne düşünün. Koskoca TIR kamyonları Avrupa otobanları üzerinde gidiyor. Dışardan bakınca, içinde ağzına kadar yük var sanıyorsunuz.Gurur verici bir sahne. Büyüyen Türkiye'nin ürettiği mallar Avrupa pazarlarına yayılıyor diye düşünüyorsunuz.BOŞ TIRLAROysa TIR'ların dev duvarları, içerdeki büyük bir sahtekârlığı saklıyor.Koskoca kamyonların içinde beş-on tane tişört var.Kamyonlar bomboş gidiyor.İhracat beyannamelerinde tanesi 10 dolardan, 100 adet gibi minnacık rakamlar.Bu küçücük rakamlar o koskoca TIR'ları nasıl doldurmuş? Kimse sormuyor. TIR'lar gidiyor, geliyor.Sonra bir gün gümrük müfettişleri bu kamyonlardan huylanıyorlar. Olayın arkasına gidince müthiş bir sahtekârlıkla karşılaşıyorlar.Aynı numaralı, aynı tarihli faturaların birer eşleri de bankalarda çıkıyor.Gümrüklerdeki belgenin üzerindeki 100 rakamı, bankaya giden kâğıtta aniden 30100 haline geliveriyor.Birileri bu küçük rakamın önüne iki hane yerleştirerek balon gibi şişiriveriyor.Bir TIR içinde yurtdışına 100 parça tişört gidiyor. Onun karşılığında bir bankaya yüz binlerce dolar geliyor.Bu para kimin? Nereden gelmiş? Dışardaki adrese bakıyorsunuz, kimisi hiç yok. Kimisinin adresi yanlış. Kiminin adresi var, ama orada öyle bir şirket yok.Bir yerlerden paralar geliyor. Balon gibi şişirilen rakamların karşılığında, birilerinin hangi yolla elde ettiğini bilmediğimiz paraları Türkiye'ye geliyor.Belli ki, Türkiye'de çamaşır makinesinden geçirildikten sonra, yine bazı yerlere gidiyor.BELGELER ORTADAOlay çok açık.Resmi belgeler üzerinde oynanan oyun gayet net.Bu olay geçen yıl meydana gelmiş. Ama ortada bu kadar açık belgeler bulunduğu halde şirketin sahibinden hesap sorulmamış.Belki de sorulamamış.Ya da zavallı bir memurun üzerine yıkılıvermiş.Takipsizlik kararı alınmış. CESUR ADIMAma Hürriyet bugün cesur bir adım atıyor.Medya dünyasının ünlü bir simasının ve onun sahibi bulunduğu kuruluşun resmi belgeler üzerinde yaptığı tahrifatı gündeme getiriyor.Bu olayı neden önemsiyoruz?Çok basit.Son bir-iki yılda, çeşitli Batılı kurumlarda, Türkiye'de kara para aklandığına dair şüpheler oluşuyor.Hatta bunlar şüphe sınırını çoktan geçmiş durumda.Birçok yabancı yayın organında, Türkiye'nin adı Kolombiya vs. gibi uyuşturucu baronlarının ve kara para aklama merkezlerininkiyle yan yana telaffuz edilmeye başladı.Ülkemizin imajı giderek bozuluyor.Sicili giderek bozuluyor.Türkiye, bu sicilini yeniden düzeltmek zorunda. O nedenle bu tür iddiaları mutlaka derinlemesine inceleyip sonuca ulaştırmak mecburiyetinde.İşte o nedenle, geçen yıl kapatılan bu dosya geçtiğimiz ayın sonunda yeniden açıldı.Tam tarihi ile 22 Ağustos 1997'de.Konuştuğumuz bazı yetkililer, ‘‘Çok büyük bir olayın ortaya çıkarılmakta olduğu'' izlenimindeler.Hatta olayın sağlıklı biçimde araştırılması için, bazı gümrük müdürleri görevlerinden başka bir nedenle Ankara'ya çağrılıp, onlar yokken gönderilen müfettişlerle inceleme yaptırılıyor.Devlet bu defa işi sıkı tutuyor. Olayın şimdilik sadece küçük bir bölümü ortaya çıkarılmış durumda. Ama önemli olan, ‘‘ihanet yönteminin ortaya çıkarılmış'' olmasıdır.GÖREV BAŞINAEvet artık hiç çekinmeden, kimseden korkmadan bu işin adını koyalım. Bu bir ihanettir. Türkiye'nin adını Kolombiya gibi ülkelerle aynı haneye yazdıracak işler yapan insanların eylemine verilecek başka bir isim bulamıyoruz.Hürriyet işte bu nedenle bu büyük ihanetin peşini bırakmayacak. Öteki meslektaşlarımızdan da aynı vatanseverliği bekliyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları