Herkül’ün setinde...

Bu hafta sinemalarda üç boyutlu olarak gösterime girecek olan “Herkül: Efsane Başlıyor” filminin setinden bildiriyorum...

Haberin Devamı

Peki neresi burası?
Los Angeles mı?
Hollywood’un büyük stüdyolarından biri mi?
Herkül’ün setinde...Hayır, ne yazık ki değil...
“Ne yazık ki” diyorum çünkü burnumuzun dibi...
Bulgaristan’dayım, Sofya’da... Burnumuzun dibinde kurulu olan, Hollywood stüdyolarını aratmayan, zaten pek çok Hollywood filminin de çekildiği Sofya’daki film stüdyoları burası... Adı Nu Bayana Film Stüdyoları...
Herkül filmi için yaz sonu gitmiştim bu stüdyoları.
Filmin en zor sahnelerinden birinin çekiminde oradaydım.
Ve kadınlara üzülecekleri haberi vereyim, Herkül rolünü oynayan ve son dönemin en yakışıklı oyuncuları arasında gösterilen Kellan Lutz’la tanıştım...

Gizlice İstanbul’a gelmiş...

Kızlar kötü haberi vereyim size, meğer birkaç yıl önce Kellan Lutz, gizlice İstanbul’a gelmiş...
“Türkiye’ye geldin mi” diye sorunca, söyledi:
“Birkaç yıl önce gizlice İstanbul’a geldim.
Birkaç gün bir arkadaşımın evinde kaldım.
Boğaza hayran kaldım herkes gibi. Bir de yemekler müthişti.
Bir fırsat olduğunda tekrar gelip daha uzun kalmak isterim. İstanbul’un büyüleyici bir atmosferi var çünkü...”

Haberin Devamı

En zor sahnede oradaydım

Nu Boyana Film Stüdyoları, Sofya’nın 30 kilometre dışında beni çok şaşırtan bir set oldu.
Hollywood stüdyolarından hiçbir farkı yok...
Gittiğim gün Herkül’ün en zor sahnelerinden biri çekiliyordu...
Herkül’ün tutsak düşüp kollarından zincirle iki sütuna bağlandığı...
Bu haldeyken babasının gözünün önünde kılıçlandığı sahne...
Sonunda Herkül haykırarak isyan ediyor ve zincirleri çekerek iki dev sütunu devirip özgürlüğüne kavuşuyor.
İşte o sahne 20 metre ilerimde benim gözümün önünde çekildi.
Sofya’da hava dehşet şekilde sıcaktı...
Buna rağmen Kellan Lutz tekrar tekrar çekilen aynı sahnede gıkını bile çıkarmadı.
Kavurucu güneşin altında kan ter içinde kalmasına rağmen hiç ara istemedi.
Sütunları yıktığı sahne çekilmeden önce her seferinde de yere uzanıp üst üste 15-20 şınav çekti.
Kaslarını şişirip daha iyi Herkül olabilmek için...

Kim bu yakışıklı?

Haberin Devamı

Kellan Lutz, modellikten gelme bir oyuncu...
Bakın orada mankenden oyuncu olur mu tartışmaları yapılmıyor... Neyse ki bizde de bitti artık bu saçma tartışma...
Kuzey Dakota’da doğmuş, henüz 28 yaşında...
Alacakaranlık (The Twilight Saga) serisinde canlandırdığı Emmett Cullen rolüyle özellikle genç kızların favori oyuncusu oldu...
Gerçekten de yakışıklı...
Herkül olabilmek için müthiş bir vücut yapmış, kas yığınına dönmüş...
Zaten kendisi de, “Bu fiziksel olarak en iyi göründüğüm filmim” diyor...
Peki nasıl yapmış bu vücudu?

Her gün 6 saat spor ve protein diyeti...

Herkül’de bolca yarı çıplak izleyeceğiz Kellan Lutz’u, eminim kadın hayranlarını fazlasıyla mutlu edecek bu...
“Böyle bir vücuda sahip olabilmek hiç kolay olmadı” diyor Kellan Lutz...
Herkül’ün setinde...Her gün 6 saat spor yapmış.
Dövüş sahnelerinin gerçekçi olması için özel hocalardan kafes dövüşü ve teknik ders almış...
“Ama en zoru protein diyeti yapmaktı. Tatlıya çok düşkün olduğum için sırf protein ağırlıklı beslenmek beni mahvetti” diyor Kellan Lutz...

Haberin Devamı

Set notları...

Sette çık çıkmıyor, hır gür yok, herkes işine o kadar hakim ki tıkır tıkır çalışan bir saat gibiydi filmin seti...
Yönetmen Renny Harlin’in ‘stop’ sesinden sonra herkes ne yapacağını biliyor, bir sonraki çekim için hazırlıklar yapılıyor... Şaşırtıcı bir düzen...
Kavurucu güneş altında set asistanları, verilen aralarda yan rollerdeki oyunculara bile şemsiye tutuyor... Tek istemeyen Herkül Kellan Lutz’du. Konsantrasyonunu bozmak istemedi...
Sinema bir hayal sanatı... Herkül’ün gözü önünde babası kılıçlanıyor. Önce gerçek boyda bir kılıçla sahne çekiliyor, sonra yarısı olmayan bir kılıçla devamı çekiliyor. Masa başı efektleriyle yarısı olmayan kılıç adamın vücuduna girmiş gibi gösteriliyor...
Kellan Lutz’un vücudu kelimenin tam anlamıyla taş gibi... Herkül’ün devirdiği sütunlardan bile sert. Yalan değil, o sütunlar köpükten yapılma sonuçta...

Haberin Devamı

Sevdiğim için her şeyi yaparım

Herkül’ü canlandıran Kellan Lutz

Herkül için ilk teklif geldiğinde neler hissettin?
- İnanılmaz heyecanlandım. Çünkü Herkül çocukluk kahramanımdı. Fakat daha sonra da endişelendim, rolün hakkını verebilir miyim diye. Mitoloji ve Herkül ile ilgili ne bulursam okuyup araştırdım.

Herkül senin için nasıl bir deneyim oldu?
- İnanılmaz bir deneyim. Film için araştırmaya başladığımda, bütün mitolojik karakterlerin, efsanelerin aslında hepsinin Herkül’den doğduğunu fark ettim. O süper kahramandı. Bu kahramanı sinema da canlandırdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Bu Herkül’de seyirciyi çeken ne olacak sence?
- Herkül’ün hikayesini farklı bir şekilde anlatmak istedik. Seyirciyle Herkül’ü genç bir adam olarak tanıştırmak istedik. Kafası karışık genç bir adam; çünkü genç bir erkek ama yarı insan yarı tanrı, doğaüstü güçleri var.

Romantizm de var...
- Yarı tanrı birinin hikayesi olunca, oldukça fazla dövüş ve aksiyon sahneleri var. Aynı zamanda da romantizm var. Filmin başında Herkül’ü aşık ve genç bir erkek olarak görüyorsunuz. Hayattan keyif alan ve prenses Hebe’yle arasında güçlü bir bağ olan Herkül’ü görüyorsunuz.

Herkül sevdiği kadınla kaçıyor, sevdiğin uğruna gerçek hayatta sen ne yaparsın?
- Ben de sanırım sevdiğim için her şeyi yaparım. Bu sevgilim olmak zorunda değil ben zaten sevdiklerim için birçok riski göze alırım.

Süper kahramanların bile güçsüz olduğu anlar var, senin de var mıdır böyle dönemlerin?
- Herkül filmde köle oluyor, gücünü kaybediyor. Toparlanacak gücü aşkı sayesinde buluyor. Onu kurtarmak için gücünü tekrar toplaması gerektiğini biliyor. Bu süreçte de kimliğini aramaya devam ediyor.
Bence her canlının güçsüz kaldığı anlar oluyor, benimde kendi hayatımda oluyor; ama önemli olan toparlanmayı gerektiren gücü kendinde bulmak diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Herkül gibi...

Yönetmen Renny Harlin, daha önce Zor Ölüm 2, Mavi Korku, İyi Geceler Öpücüğü gibi önemli filmleri çekmiş bir isim...
Boyu posuyla o da Herkül gibi bir şey...
“Üç boyutlu film çekmek daha mı zor” diye sordum Harlin’e...
“Sinema görsel bir şölene gidiyor. 3D filmler de bunun en güzel örneği. Daha fazla detay ve özen isteyen bir çalışma...
Bu sette gördüğün her şey 3D için dizayn edildi. Bu teknik gerçekten seyirciyi filmin dünyasına sokuyor.
Binlerce insanın kullanıldığı sahneler çektik, cephede sahneler çektik. Diğer taraftan çok güzel mekanlarda aşk sahneleri çektik.
Her açıdan biz bir ekip olarak kendi peri masalımızı yaratmaya çalıştık.
Bu şekilde bir dünya yaratmak, gerçekten çok keyifliydi, o yüzden herkesin bu büyülü dünyayı seyretmesini tavsiye ederim.”

Yazarın Tüm Yazıları