BİR ricam var.‘‘Bu yazı beni ilgilendirmiyor’’ diye düşünmeyin.
Çünkü hepimizi çok yakından ilgilendiriyor.
Amerika Birleşik Devletleri Sermaye Piyasası Kurulu olan ‘‘Securities and Exchange Commision’’ geçen pazartesi günü çok önemli bir anlaşmayı onayladı.
1.4 MİLYAR DOLAR
Bu anlaşma ile Wall Street'in en büyük 10 şirketi 1.4 milyar dolar para ödemeyi kabul ediyor.
Söz konusu 10 büyük şirket bu parayı, sermaye piyasasında işlem gören şirketler hakkında yatırımcıları yanıltıcı reytingler ve analizler yapmaları karşılığı ödeyecek.
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Milliam Donaldson, ‘‘Bu para, söz konusu şirketlere hiçbir zaman unutamayacakları bir mesaj oldu’’ demiş.
Bu kararın biraz daha ayrıntısına gireyim.
Geçen yıl ABD'de aralarında Enron ve Worldcom gibi devlerin de bulunduğu bazı şirketlerde büyük yolsuzluklar yapıldığı ortaya çıkmıştı.
Dünyanın en büyük piyasa değerlendirme ve denetleme şirketlerinin de, bu yolsuzluklarda parmağı olduğu belirlenmişti.
Bu şirketler sahte bilançolarla durumlarını iyi göstermiş, káğıtlarının değerlerini yükseltmişlerdi.
Bu skandallar giderek Amerikan sermaye piyasasını sarsar hale gelmişti.
İşte söz konusu cezalar, piyasayı yeniden güçlendirmek için verildi.
Bu paranın 432 milyon doları, bağımsız denetim şirketlerine gidecek.
80 milyon doları da, yatırımcıların aldanmalarını önlemek için düzenlenecek eğitim programlarına harcanacak.
Yani kurul bir yandan yolsuzluğa karışan denetim şirketlerini cezalandırırken, bir yandan da yatırımcıları doğru bilgilendirecek, aldatılmalarını önleyecek programlar geliştirecek.
KİMLER VAR
En büyük cezayı Citigroup'a bağlı Salamon Smith Barney ödeyecek.
Bu şirketin ödeyeceği para 400 milyon dolar olacak.
Onu 200 milyon dolarla, Credit Suisse Group'a bağlı Credit Suisse First Boston ile Meryll Lynch takip ediyor.
Şu şirketler de 32.5 milyon dolarla 125 milyon dolar arasında cezalar ödemeyi kabul ettiler:
Bear Sterns, Goldman Sachs, Lehman Brothers, J.P Morgan Chase, Morgan Stanley, UBS Warburg Unit, Piper Jaffray Unit.
Deutsche Bank ile anlaşma ise henüz sonuçlanmamış.
KURULLAR ÇALIŞMADI
ABD piyasa düzenleyicisi, bizdeki gibi ‘‘ticari sır’’ falan dinlemeden cezayı basıyor.
Çünkü bu piyasaya güvenin sarsılması, sistemin en sağlam direklerinden birinin çökmesi anlamına geliyor.
Peki bu bizi neden ilgilendiriyor?
Türkiye'de son 15 yılda büyüyen şirketlerin çoğu, bunu sermaye piyasasından topladıkları parayla gerçekleştirdi.
Yabancı sermaye Türkiye'ye bu kanalla girdi.
Küçük yatırımcının parası, bu yolla sanayiye, hizmet sektörlerine aktı.
Bu piyasa, hem yatırımcıya, faiz dışında verimli ve üretken bir para kazanma imkánı sağlarken, hem de ülke ekonomisinin kalkınmasına hizmet etti.
Ayrıca sermayenin tabana yayılmasının en etkili yolu da buydu.
Ancak, sermaye piyasasının bu yararlarına karşılık, Türkiye'deki kamusal denetim kurumları bu sistemi sağlam tutmak için her şeyi yapabildi mi?
Hayır.
Birçok şirketin tahtası yıllardır kapalı tutuldu.
Bazı şirketlerin içi göz göre göre boşaltıldı. Halka açık şirketlerin parası, şahsi şirketlere kaydırıldı.
Halka açık bazı şirketler, tabelaları orada bırakıp, içleri başka yere götürdü.
Kimse ‘‘Tutun kaçıyor’’ diye bağırmadı, kılını kıpırdatmadı.
Türkiye'deki şirketlere yatırım yapan yabancı yatırımcıların hakları korunamadı.
Adamlar, milyonlarca dolar para yatırdıkları şirketlerin genel kurullarına sokulmadı. Bunun sorumlusu kim?
Bazı noktalarda yasal düzenlemeler eksik.
Bazı durumlarda denetim kurumları üzerlerine düşeni yapmadı.
Veya üzerlerinde kurulan baskılar, sindirme yöntemleri nedeniyle korktular, yapamadılar.
DERS VERİLEMEDİ
Hükümetler bu kurulları etkili bir biçimde çalıştırmak için gerekli yasal desteği, güvenceyi veremedi, polisiye uygulamayı sağlayamadı.
Neticede halkı dolandıran kurumlara karşı, ‘‘Hayatları boyunca unutamayacakları bir ders’’ verilemedi.
Sonunda bunun cezasını o şirketler değil, Türk ekonomisi çekti.