Havaalanı sayıklamaları

Uçağın kalkmasına daha bir saat var. Yine bir garip yalnızlık hissi çöktü üzerime. Her zamanki formülüme başvurdum: Bir dostuma, mektup yazmaya oturdum.

Şöyle yan koltukta oturan sevilenlere yazılan cinsten; ‘Ben konuşarak kendimi tam anlamıyla ifade etmekten acizim, ne düşündüğümü ancak káğıt üzerinde görünce anlayabilen kafası karışık biriyim; sana şunu şunu demiştim ya, esasında bunu bunu demek istemiştim’ mealinden bir mektup.

Dördüncü sayfanın sonlarına gelmiştim ki bir baktım: Mektubun muhatabının ne yazdığımı anlaması için hiyeroglife hakim olması lázım.

‘Bu ne be?’ dedim, dönüp yazdıklarıma bakınca; ‘Benim bir zamanlar inci gibi elyazım vardı. Bu doktor reçetesinden bozma acayip şey benim elimden mi çıktı?!’

Klavyeler sağolsun, kalem-káğıtla yazı yazmayı unuttuk çıktık. Klavyeler, ellerin zihni yakalamasına olanak tanıyan, son derece pratik, faideli eserler...

Zannımca hiçbir şey üzerinde kan, ter ve gözyaşı olan eski model mektupların yerini tutamaz ya, yine de klavyelere de ayrıca meftunum.

Şu meşhur ‘Q klavye mi, F klavye mi’ meselesi hálá tartışılıyor mu, geçmişteki tartışması herhangi bir sonuca bağlandı mı, yoksa standart bir geyik mevzuu olarak ortada mı kaldı?.. Ucunu kaçırmışım; bilemiyorum...

Fakat şahsen, Türkçe düşünen ve yazan bir insanın, nasıl olup da Q klavye kullanarak rahat edebildiğini anlayamıyorum.

Neticede hangi vatan evladı, A harfinin sol elinin serçe parmağının altında olmasını ister? Ya da Türkçe sözlükte hepi topu 72 kelimelik, iki çeyrek sayfalık bir alana sahip olan J harfinin (Ki o kelimeler de jaketatay, jiujitsu, jeotropizma gibi günlük hayatta ‘pek sık’ kullanmadığımız şeyler!) işaret parmağının altında olmasını tercih eder?

Bizim ülkede, İngilizce bilenler dahil olmak üzere pek çok kişi, JB viskisini, sanki G harfiyle başlıyormuşçasına, cey-bi yerine cii-bi şeklinde sipariş eder meselá...

Bizim milletin J harfiyle pek işi yoktur. Hatta cılkını çıkartmak gerekirse -ki gerekmese de biz çıkartmayı severiz- málûm türküde jandarmanın, ‘Karşıki dağlar ceeenderme cenderme!’ şeklinde telaffuz edilmesi mánidar bir durumdur.

Bizde J harfi Japon icadı gibi algılanır. Öyle ki, hani neredeyse memleketin Jale’leri bile sanki Japonya’dan transfer edilmiştir. (Cılkını çıkartma konusuna bir daha değinmeye gerek var mıdır?)

Scrabble oynarken J harfi, nadirattan kullanıldığı için çok puan verir. Hele ki uzunca bir kelimeyle, üç katı puan veren bir köşeye düşürdün mü yırttın demektir. Kaybeden insana el kazandırır; öyle bereketlidir...

İnsan, nasıl ki anadilinde ‘daha rahat’ aşık olursa, kendini de aynı şekilde, anadilinde ‘ifade eder...’

Öyle davranır, öyle hisseder... Çünkü öyle düşünür...

Şimdi diyeceksiniz ki bütün bu janjanlı kakofoni ne için? Bilmem...

Havaalanları bana J harfini çağrıştırdığındandır belki... Jawa-alanı gibi...

Belki havaalanlarında hep lap-top’lu insanlara rastlandığından, artık kimselerin kalem-káğıtla mektup yazmamasındandır.

Bütün bu janjanlı kakofoni ne için? Bilmem...

Sen bana içinden J harfi geçen bir kelimeyle vuslatı tanımlayabilir misin Jabidin?..
Yazarın Tüm Yazıları