Güzelim koylar talan edilecek

ANAYASA'daki madde değişirse orman vasfını kaybetmiş alanlar işgal sahiplerine satılacak.

Orman köylülerine de satılacağı söylenen bu arazilerin önce kiralanıp sonra da satılacağı belirtiliyor. Muğla'daki güzelim araziler de bunların içindeymiş. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'nden Milli Emlak Müdürlüğü'ne ‘kiralanacak’ yerler ile ilgili bir liste gönderilmiş.

Bodrum'un Çökertme yöresi ve Güvercinlik-Yalıkavak arası; Fethiye'nin güzelim Ölüdeniz'i, Göcek'teki Mercan Adası, Yassı adaları, Tersane adası, Tülütepe adası, Kapıdağı yarımadası; Marmaris'in İçmeler Plajı ve Hisarönü Beldesi; Dalyan ormanlarının büyük bir bölümü ile Gökova Körfezi'ndeki araziler hatta Özal'ın ‘Devlet Konukevi’ yaptırdığı Okluk Koyu'nun yanındaki koyların çoğu bu listede yer alıyormuş.

Şimdi soruyorum; ben sade bir vatandaş olarak gidip gözden uzak bir koya bir gecekondu yapsam... Burası benim desem. Sonra da onu devletten kiralasam, bir süre sonra da satın alsam kim itiraz edebilir?

Satıştan pay vereceğimi söyleyerek bir siyasetçi bulsam, istediğim arsayı kendime ayarlatsam nasıl olur?

Cennet güzellikteki arazilerimizin talan edilmesine nasıl göz yumabiliyoruz. Arsalar önce kiraya verilecekmiş de sonra da satışı gerçekleştirilecekmiş de...

Bana bu düzenlemenin arkasında çıkar ilişkilerinin olmadığını söyleyecek birinin alnını karışlarım.

Devlet dediğin başı dik durmalı... Muğla'ya ve diğer sahil şeridindeki arazilerimize sahip çıkmalıyız. Aksi takdirde it ürür kervan yürür.

T. C.-MUĞLA

Çiçek: Hayal mahsulü


20.05.2003 tarihli Hürriyet Gazetesi'ndeki köşenizde 'Kırkıncı Hoca'nın Elini Öpenler' (Erzurum) başlıklı yazınızda iddia edilenler tamamen hayal mahsulüdür ve hiçbir şekilde doğru değildir.

Bugüne kadar yaptığım her şeyi; kişilerin, kurumların ve özellikle de dinin istismarına tevessül etmeden, toplumun gözü önünde yapmaya çalıştım.

Kimliği meçhul bir okurun iddiaları üzerine konunun tarafıma sorulması ve benim de görüşümün alınması siz de takdir edersiniz ki gazeteciliğin en önde gelen kurallarından bir tanesidir.

Bir asılsız beyan üzerine yazılmış olan bu yazı, beni ayrıca üzmüştür.

Bu açıklamanın Basın Kanunu uyarınca köşenizde yayımlanmasını rica ederim.

Cemil ÇİÇEK-Adalet Bakanı

Kuyumcu yine vergi ertelemesi istiyor


ANKARA'dan İlyas Kum, Ulus'taki kuyumcu esnafı adına konuşuyor:

‘‘Vergi Barışı Kanunu'nun kapsamı içerisinde yer alan işyerlerinde satışa sunulan emtianın maliyet bedellerinin artırılması ve beyan edilecek değer üzerinden %2.5 vergi ödememiz kanunen yasalaşmıştır. Vergiyi ödeme süresi 31.5.2003'te bitmektedir. İçerisinde bulunduğumuz kriz ortamında anılan tarihe kadar tahakkuk eden verginin esnafımızca ödenmesi mümkün görülmemekte, devletimizin bütün mükelleflere sağladığı Vergi Barışı Kanunu sekteye uğramakta ve bir yarar sağlamamaktadır. Kuyumcu esnaflarımızın talebi 4811 sayılı yasanın ilgili maddesinde geçen ‘‘...Beyan edilecek değerleme farkları %2.5 oranında vergiye tabi tutulur. Bu surette tahakkuk ettirilen vergi beyanname verme süresi içinde ödenir’’ bağlayıcı hükmünün değişmesidir. 31.5.2003 olan son ödeme tarihinin 31.12.2003'e uzatılması ve 6 eşit taksit halinde alınmasıdır. Bu konu ile ilgili gerek odamızca ve gerek ferdi olarak Başbakan, Maliye Bakanı ve milletvekillerine sorunumuz bildirilmiştir. Sizin de sorunumuzu gündeme getirmenizi rica ediyoruz.’’

R.T.E.-M.L.K.


TELEVİZYONDA Tayyip Erdoğan'ı dinlerken, aklıma birden ‘‘I have dream’’le başlayan konuşmasıyla Martin Luther King geldi. Her iki devlet adamının arasında belirgin benzerlikler olduğunu keşfettim. Öncelikle her ikisi de zenci... İkisi de devlet adamı ve en önemlisi ikisi de çok iyi hatip... Her ikisinin de hayalleri var. Ancak biri bu hayalleri gerçekleştirmek uğruna canından oldu: Ama tarihe geçti. Sayın Tayyip Erdoğan'a uzun ömürler diliyorum ve kendime şunu sormadan geçemiyorum. Acaba Erdoğan da diğer zenci kardeşi gibi tarihe geçecek hangi adımları atacak...

Hüseyin YILMAZ-ANTALYA

BOTAŞ’ta da atamalara devam


BİR grup BOTAŞ çalışanından, genel müdürlükte neler olduğunu öğrenmek ister misiniz?

AKP atamaları tüm hızıyla devam ediyor. Bu atamalarda Genel Müdürlüğe Mehmet Bilgiç, Genel Müdür Yardımcılıklarına Rıza Çiftçi ve Kerim Taşkıran getirildi. Ayrıca Bakü-Ceyhan Ham Petrol (BTC) Proje Direktörlüğü'ne Doğan Şirikçi atandı. Daha önce TPAO ve BOTAŞ'ta çalışan Şirikçi, Alarko Holding'den transfer... Bilindiği gibi Alarko BTC projesinin LOT-A hattının müteahhididir... BOTAŞ Genel Müdürlüğü yürütülmekte olan önemli projeler nedeniyle büyük holding ve enerji grupları yapılacak atamalarda etkili olmaktadır. Genel Müdür Sayın Bilgiç'in Çalık Enerji'den gelmiş olması ve bu grubun bazı bürokratları görevde tutmak için gayret sarf etmesi neyi amaçlamaktadır? BOTAŞ gibi önemli KİT'leri holdinglerin yönetmesi eskiden süre gelen alışkanlık... Halen görevde olan Genel Müdür Yardımcısı H. Nadir Bıyıkoğlu 'Mavi Akım' sanığı ve Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ‘OHS Konsorsiyumuna’ haksız menfaat sağlamaktan yargılanan sanıklardan sadece biri... Mavi Akım sanığı Genel Müdür Yardımcısı Nadir Bıyıkoğlu nasıl oluyor da yolsuzlukla mücadele eden AKP hükümeti tarafından görevde tutuluyor?

GÜNÜN SÖZÜ


‘‘Türkiye bir cinnet getirdi ve AKP'yi iktidar yaptı. Cinnet tekrar eden bir hastalıktır. Bir başka cinnet getirerek bu kez Cem Uzan'ı da başbakan yaparlarsa hiç şaşırmam.’’

(ANAP'lı eski Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu)

MESAJ


ORDUMUZA bir tek toz kondurmak kimsenin haddine değil. İlk başta ben karşı çıkarım. Ama pazar günü bir arkadaşımın tabip albay olan kayınpederinin cenaze törenine katılmak üzere Kocatepe Camii'ne gittim. Asker bütün ulaşım yollarını kesmişti; otoparka sokulmadım; ilgili asker, elinin tersiyle 'git' diyordu. Ne olur bu tür cenazelere asker daha saygılı olamaz mı?

Yıldırım TUNA-ANKARA
Yazarın Tüm Yazıları