Gümrüğü 'tek ayakkabı'yla uyuttu trilyonu vurdu

BUGÜNKÜ yazı konumuz olan vurgunu, okuduktan sonra, ‘Adamdaki zekaya bak’ diyeceğinizi ve bayram ziyaretine gelenlere de anlatacağınızı tahmin ediyorum...

Gerçekten, olayımızın kahramanı olan Ankaralı işadamı (C.B)’nin ilginç buluşu, şeytana bile pabucunu ters giydiren cinsten...

İsterseniz sözü uzatmadan hemen konuya girelim.

Olayımız, Çin’den ithal edilen 20 bin çift ayakkabı ile ilgili. Çin’e gidip, 20 bin çift ayakkabı siparişi veren (C.B)’nin, Çinli firmadan şöyle bir talebi olmuş:

‘Ayakkabıların, sağ tekini ayrı, sol tekini ayrı koli yapmanızı istiyorum. Sonra, ayakkabılardan 20 bin adet sağ teki Ankara’daki, 20 bin adet sol teki de aradan 10 gün geçtikten sonra İstanbul’daki adresime göndermenizi rica ediyorum.’

Satıcı firma, istenilenleri aynen yapmış.

GÜMRÜKTEKİ AYAKKABILAR

Bir süre sonra, ayakkabılar Ankara Gümrüğü'ne gidiyor. Gelen koli açılıyor o da ne? Gelen 20 bin ayakkabının tamamı sağ tek. (C.B) ‘Ben bu ayakkabıları ne yapayım. Bedava versem sağ teki olan ayakkabıyı kimse almaz. Geri gönderme ile ilgili uzun formalitelerle de uğraşmak istemiyorum. Bu ayakkabıları, gümrüğe terk ediyorum’ diyor.

Ardından, İstanbul’a gelen 20 bin adet sol tek ayakkabılar içinde, aynı şeyleri söylüyor. Gümrük Kanunu’nun 46. ve Gümrük Yönetmeliği’nin 71. maddelerine göre; Denizyolları ile gelen eşyaların 45 gün, diğer yollarla gelen eşyaların da 20 gün içinde, gümrüğe terk edilmesi gerekiyor. (C.B) de gelen ayakkabıları çekmiyor ve gümrüğe terk ediyor.

AYAKKABILAR SATILIYOR

Ardından, ayakkabılar tasfiye amacıyla, önce Ankara’daki ayakkabılar satışa çıkarılıyor. Satışa çıkarılan, 20 bin adet sağ tek ayakkabıya, bir kişi hariç kimse talip olmuyor. Gerekçesi belli; dünyaca ünlü marka dahi olsa, sağ teki olup sol teki olmayan ayakkabıyı, bedava verseniz kimse almaz. İhaleye giren o bir kişiyi de tahmin ediyorsunuz. Çok sembolik bir fiyata, ayakkabıları alıyor. Ardından, İstanbul’daki ihaleye giriyor ve yine çok sembolik fiyata 20 bin adet sol tek ayakkabıyı da alıyor. Böylelikle, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın gözetiminden ve ayakkabı ithalatı için izin alma zorunluluğundan kurtuluyor. Ayrıca, normal fiyat üzerinden ödeyeceği, yüz milyarlarca lira Gümrük Vergisi ve Katma Değer Vergisi’ni ödemekten de kurtuluyor.

Sonra, 20 bin sağ tek ayakkabı ile 20 bin adet sol tek ayakkabı biraraya getiriliyor. Ardından satış ve dağıtıma başlanıyor...

İki topla maç oynanır mı

BİR
futbol maçında, topla oynanırken tribündeki seyirciler ya da saha kenarındaki ‘top toplayıcı’ çocuklar, sahaya bir top daha atsalar, iki topla maç oynanır mı?

Kuşkusuz hayır... Hakem oyunu durdurup, toplardan birinin oyun alanı dışına çıkarılmasını ister. Ardından, tek topla oyunu devam ettirir. Çünkü, kural bu...

Peki, bir vergi yasasında, aynı maddede iki tane (m) bendi varsa ne olur? Ne olacak, ikisi birden geçerli olmaz, biri kaldırılır.

Yaklaşık bir ay kadar önce yazdık. İki ayrı Kanunla, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun dördüncü maddesine, iki ayrı (m) bendi eklenmiş.

İki topla maç oynanmayacağı gibi, iki (m) bendi bulunan yasa maddesi de olmaz. İki toptan birinin, oyun alanı dışına çıkartıldığı gibi, iki (m)’den birinin de, yasa metninden çıkarılması gerekiyor. Çünkü kural bu...

Temel'in fındık bahçesi

TEMEL
’in Fadime’de gözü vardır ama bu durumu Fadime’ye nasıl açacağını bir türlü bilemez. Birgün fındık bahçesinde dolaşırken;

‘- Bak Fadime, bu finduk bahçesi penum içun çok önemlidur, kim ki buradan bir yaprak koparırsa oracikta işinu bitiriverirum’ der.

Mesajı alan Fadime de biraz sonra bir yaprak koparıverir. Bunun üzerine sinirlenmiş gibi gözüken Temel; ‘- Ula Fadime, sen n’apaysun? Haçan saa demedum mu bir yaprak pile koparanu n’apacağimu’ diyerek emeline ulaşır.

Bu durumdan son derece hoşnut olan Fadime birazdan bir yaprak daha koparır. Temel de aynı tepkiyle; ‘- Ula Fadime az önce senun cezani pildirdum ama hálá akıllanmamişsun’ deyip ikinci kez Fadime ile birlikte olur.

Kendisi de aslında uzun zamandır bu anı bekleyen Fadime çok memnun bir şekilde yürürken bir yaprak daha koparır. Yorgun ve şaşkın durumdaki Temel, erkekliğinden ödün vermemek için birkez daha Fadime’yi cezalandırır. Hızını alamayan Fadime biraz yürüdükten sonra, dördüncü yaprağı da koparınca, Fadime ile başa çıkamayacağını anlayan Temel’in kurtuluşu zor olmaz.

‘- Bak Fadime, buradan sonrasına karişmayrum çünkü bu taraf vakıf malidur.’

(Teşekkürler Cüneyt Yeşilkaya)

Çuvallama buna denir

Kadın: Ben ölürsem ne yaparsın? Tekrar evlenir misin?

Adam: Hayır. Kesinlikle hayır!..

Kadın:
Neden? Evli olmak hoşuna gitmiyor mu?

Adam: Öyle demek istemedim. Tabi ki gidiyor.

Kadın:
O zaman neden tekrar evlenmezsin?

Adam: Tamam, tamam. Evlenirim.

Kadın:
(yüzünde üzgün, kırgın bir ifadeyle) Evlenirsin...

Adam: (ne diyeceğini bilemez ve azıcık kızgın bir iç çeker)

Kadın:
Onunla bizim yatağımızda mı yatarsın?

Adam: Başka nerede yatılabilir ki?

Kadın:
Benim resimleri kaldırıp yerlerine onun resimlerini koyar mısın?

Adam: Sanırım bu yapılacak en iyi şey olur.

Kadın:
O zaman onun ayakkabı koleksiyonumdan ayakkabılar giymesine de izin verirsin?.

Adam: Hayır onun ayakları 37 numara...

Kadın
: ????

(Teşekkürler Reyhan Yıldızhan)

Günün sözü

Ayakkabım yok diye üzülüyordum ayakları olmayan bir çocuk görene kadar...

Anotele France
Yazarın Tüm Yazıları