Greenpeace

TEMMUZ ayının 6’sında TBMM’nin önünde toplandılar. Salı günü...

Tek bir amaçları vardı: Nükleer enerjiye karşı topladıkları 170 bin imzayı Meclis’e iletmek.
Merdivenlere oturup, imzayı teslim edebilecekleri bir “vekil” beklediler.
Ama onları imzaları verecekleri “muhatap”ları yerine, otobüsler dolusu polisler karşıladı.
Kiminin ağzı kapatıldı, kimi yerde sürüklendi... Gözaltına alındılar.
Ve 58 Greenpeace üyesi hakkında dava açıldı.
* * *
En genci 18, en yaşlısı 70 yaşındaki eylemciler için 3 yıl hapis isteniyor.
Hani o malum “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası”na muhalefetten... “Muhalefet suçu”nun detayları ise şöyle:
* Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelerek... (Demek nifak tohumunu, Türkiye’nin dört bir yanına saçmışlar)
* Nükleer santral karşıtı giysiler giyerek... (Üzerlerindeki Greenpeace tişörtleri yoksa benekli üniformalar mı)
* Ellerindeki dövizlerle... (Slogan atınca ağızlarını kapatmak mümkün ama bir de ellerinde pankartlar var)
* Oturma eylemi gerçekleştirdikleri... (Ayakta/hazırolda bekleyeceklerine laubali laubali oturmuşlar bir de)
* Güvenlik görevlilerinin uyarına rağmen birbirlerine kenetlenerek eylemi sürdürdükleri... (Çil yavrusu gibi dağılmak yerine gönül yoldaşı gibi kenetlenmişler)
* İşbu nedenle “eyleme güvenlik güçlerince güç kullanılarak son verildiği”...
* * *
Aralarında üniversite öğrencileri, kamu emeklileri, avukatlar, mühendisler de bulunan 58 çevreci perşembe sabahı Ankara Adliyesi’nde 3 yıl hapis istemiyle yargılanacaklar.
Duwamish kabilesi reisinin yüz yıllar önce söylediği sözleri, Ankara’nın bugünlerde sık esen yeline bırakıyorum, gezinsin dursun şehirde:
“Sizin şehirlerinizde temiz, sakin, sessiz bir yer yok. Yapraklarının hışırtısını, böcek kanatlarının çıtırtısını dinleyecek bir yer...
Oysa Kızılderili gölün üzerinden kopup gelen rüzgarın yumuşak sesini dinlemeyi, gün ortası yağmurunun temizlediği çam kokularına bulanmış o rüzgarı içine çekmeyi tercih eder. Hava kızılderili için çok kıymetlidir.
Hani öleli günler olmuş cesetler vardır ya kendi kokusuyla başbaşa uzanır, sizin şehirlerinizdeki insanlar da tıpkı öyle. Kötü kokulara alışmış, uyuşmuş vaziyette...”
Yazarın Tüm Yazıları