Gözlem nedir, ne değildir?

ŞEKER hastalığının basit bir gözlem sonucu bulunduğunu biliyor musunuz?

Hastalığın bilinmediği yıllarda, iki köpeğin idrarından birine sinekler üşüşürken, diğerinden uzak dururlar.

Bu dikkat çekici farkın araştırılması sonucunda şeker hastalığı bulunur.

Newton’un yerçekimi kanununu bulması basit bir gözlemle başlar.

Arşimet’in suyun kaldırma gücünü bulması da aynıdır...

Gözlem önemlidir.

Tespite giden ilk adım gözlemle atılır.

En yalın insan ilişkisinde de bu böyledir. En karmaşık toplumsal olayda da...

Ve fakat tek başına gözlem yetmez.

Bunları niye yazıyorum?

Bazı meslektaşlarımın iktidara ilişkin yazdıklarını okuyunca...

Kanaat getiriyorum ki...

"Yazıyorlar!"

Bazen bu basit bir görevlendirmede oluyor.

Bazen ise, örneğin cumhurbaşkanlığı gibi hepimizi yakından ilgilendiren bir konuda...

* * *

Önce ilk örnek...

Başbakan Erdoğan’ın yurtdışı gezilerinde eskiden sık görülen bazı "danışman" milletvekilleri artık görülmüyorlar.

Böyle olunca gelsin senaryolar...

Okuyunca şaşkınlıktan küçük dilinizi yutmamanız elde değil.

Bilen biliyor ki, zaman zaman farklı sorumlulukları olsa da, "o isimler" Başbakan Erdoğan için önce milletvekilidirler.

Görülmemenin sebebi de diğer milletvekilleriyle ilgili ve oldukça da basittir.

Bu seyahatlere artık "kura"da çıkan milletvekilleri davet ediliyor.

Bugüne kadar bu gezilere adeta "kadrolu" katılanlar mı?

Onların haklarını kullandıkları düşünülüyor.

Ve zaten isimleri kura torbasına konulmuyor ki!

* * *

Cumhurbaşkanlığı artık gündemdeki yerini aldı.

Başbakan Erdoğan ve TBMM Başkanı Arınç gibi, konuşmayı erken bulanların gündeminde de artık bu konu var.

CHP Genel Başkanı Baykal’ın da...

Halkın da...

TBMM tatilde.

Olağanüstü bir gelişme olmadığı takdirde, bu tatil bozulmaz.

Milletvekilleri seçim bölgelerine şimdiden dağıldılar bile.

Tatilde halkın nabzını daha iyi tutacaklar.

Gözlemlerini sonbaharda Ankara’ya taşıyacaklar.

Aday başvurularının yapılacağı nisan ortasına kadar cumhurbaşkanlığı konusu iyice ısınacak, ülkeyi de ısıtacak.

Zaman zaman ipuçları verse de, Başbakan Erdoğan, son ana kadar bu konuda aday olacağına ya da olmayacağına dair kesin bir tavır koymaz.

Bu zaman zarfında, sadece kamuoyuna değil, hiç kimseye bu konudaki düşüncesini açmaz.

Zamanı geldiğinde, parti organlarının ve gerek gördüğü diğer bazı kuruluşların görüşlerini alır.

Adaylığını açıklar ve seçilir.

Son anda aday olmamayı düşünürse, Köşk’e Milli Savunma Bakanı Gönül çıkar.

Bana göre olması gerekene gelince...

Bu seçimin halka yaptırılması daha doğrudur.

Aslında sonuç da değişmez.

İki turlu seçimde halk yine onu seçer.

Ama bu tahmin, onun tarafından böyle okunmaz ve böyle yorumlanmaz.

Başbakan Erdoğan, "ceza sahasına girmişken" daha doğru olur diye "topa basmayı" gereksiz bulur.
Yazarın Tüm Yazıları