Görülmemiş skandal!

GEÇENLERDE Balıkesir’de yaşayan aileme AKP Balıkesir AKP İl Başkanı Adil Çelik imzasıyla bir mektup gönderilmiş. Bundan öncesinde şunu ifade etmem gerekiyor; aileme zihinsel engelli ağabeyim için 2007 yılında aylık bağlanmıştı.

Haberin Devamı

Bu mektubunda zat-ı muhterem (kusura bakmayın daha ağır bir şey yazmak istiyorum ama terbiyem elvermiyor) 2007 yılında bağlanan 544 TL aylığı hatırlattıktan sonra referandum için evet demelerini istemiş. Yani “Bu maaşı biz verdik, siz de bize bir şeyler verin” gibi ahlak ve insan haysiyetinin sınırlarını aşan bir ifade kullanılmış. Tek başına oy istense anlayacağım, size bağlanan 544 TL aylık diye paragraf yazmış adam!

Annem ve babam bu mektubu okuyunca ağladılar. Neden mi? Zira çevrelerindeki herkesten sakladıkları bu yardımı bir ilin siyasetçisi kullanarak oy istiyordu. Onlar sanıyorlardı ki adresleri devletin namusunda saklı kalacak... Meğer ki Balıkesir’deki tüm engelli ailelere bu mektup gönderilmiş. Devlet tarafından değil, bir ilin siyasi parti başkanı tarafından!

Merak ediyorum bu yardımı yapan Devlet Bakanlığı’na bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bu adresleri ne hakla 3. kişilere dağıtıyor? Hangi yetkiyle bir il başkanı bu adresleri bilerek alınan yardımı da belirtecek şekilde mektup gonderiyor? Hani fişlemeler bitiyordu?

Bu şekilde insanların duygularını yaralayarak, sömürerek mi demokratik ve özgürlükleri artırdığı söylenen bir anayasayı savunuyorlar? Su ana kadar AKP’den konuyla ilgili bir açıklama duymadım. Muhtemelen “Aferin il başkanına kimsenin aklına gelmeyeni yapmış” diyeceklerdir. Ama ben bu konudaki tüm hukuki ve yasal haklarımı kullanacağım. Lütfen üzüntümüzü anlayın, size yapılsa ne yapardınız?
Süheyla SANVER-İSTANBUL

Haberin Devamı

YSK, hileye karşı uyanık mıdır?

BUSH’a seçim kazandıran program, YSK’nın seçimlerde kullandığı ‘SEÇSİS’ bilgisayar programı için kuşkularımız var. Bu programın ‘şaibeli’ olduğu söyleniyor.

AKP 2007 yılındaki seçimlerde yüzde 47.5 oy alıp yeniden iktidar oldu.

Bu hesaba göre, her iki seçmenden birinin AKP’ye oy verdiği söylendi.

Sokağın nabzı tutulduğunda ise, bunun böyle olmadığının görüldüğü muhalif partiler tarafından ifade edildi hep...

Türkiye’deki bilgisayar yazılım programı sabıkalı bir program... Bu program 2000 yılında ABD’de G. Bush’a seçim kazandıran, Florida’da kullanılan programdır.

Neden Florida’da kullanıldı, çünkü Florida Valisi Bush’un kardeşiydi. Google’da bir tarama yapılırsa, bu programın Yunanistan’da nasıl iptal edildiği öğrenilebilir.

O yazılım programı, iki dönemdir Türkiye’de kullanılıyor. Son seçimde olduğu gibi akşam 19.30’da sonuçları bize duyurdu..

YSK, halkın kuşkularını ve endişelerini gidermelidir.

Haberin Devamı

Truva atları

(İKTİDAR’a) Düşünün ki, bu tablonun ressamları, Marmaris’teki ressamdan daha berbat bir manzara resmi çizmek için şimdi bütün boyaları istiyorlar. Masum isteklerin arasına gizlenmiş Truva atları görünüyor.
(İlhan İREM)

Ecevit-Balbay

“BEDELİNİ ödemeyi göze alanlar için özgürlük her zaman ve her koşulda vardır. Özgürlük bol ve ucuzken bazıları bu özgürlüğü savurganca harcarlar. Ancak bedelini ödemeyi göze alanlar ise her koşulda özgür kalabilirler.

Dışarda bir mahpus gibi yaşamaktansa özgür bir insan olarak bir süre hapiste kalmayı tercih ederim. Artık ulusça bu bedeli ödemeye alışmalıyız. (Bülent Ecevit 3 Aralık 1980 BBC’ye demecinden)

Sayın Mustafa Balbay... Bir ülkede baskıcı ve dikta eğilimler hep iktidar kaynaklıdır bildiğiniz gibi...

Siz yıllar önce bir başka 12 Eylül’e direnen ve sağlığında kıymetini kimsenin bilmediği rahmetli Bülent Ecevit’in dediği gibi bir bedel ödüyorsunuz.

Ama sizin alnınız ak, yüreğiniz pek ve duygularınız her şeye rağmen şiircedir. Umutsuz olmamak lazım. Daha özgür günlere doğru hızla yol alıyoruz.
Çetin SÜMER-İSTANBUL

Haberin Devamı

Devlet hastanesinden bir doktor: Artık bir işe yaramıyoruz

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, uzman doktorların ne yaptığını merak ediyor mu?

Batı bölgesinde bir doktorun yazısından öğrenebilir.

“Eskiden muayenehanemiz varken öğlen üzeri kendi istirahatımızdan feragat ederek, öğle yemeği de yemeyerek muayenehanemize koşardık. İnsanlara orada bir saat kadar hizmet etmeye çalışırdık. Akşam 16.00’dan sonra aynı şekilde çalışırdık. Hastane kuyruklarında dertlerini anlatamayan, karmaşık problemlerini çözemeyen insanlara yardım etmeye çalışırdık. Devletten beş kuruş almazdık. Tabii bu arada bıçak parası vs. fazla ücret alanlar da çıkardı.

Şimdi öğlen gelince 10 dakika yemek dışında orada burada uyuyarak, yakın bir kahvede laflayarak, akşam 16.00’dan sonra ise bir spor kulübüne, bir kahvehaneye takılarak vakit geçiriyoruz. İcapçı değilsek telefonumuzu bir hastaya açamıyoruz. Yani tamamen atılız. Hiçbir işe yaramıyoruz. Devlet bizden faydalanamıyor. Tam gün çalışarak fazla hasta da bakamıyoruz. Peki boşluğumuz nasıl dolduruluyor.

Özel hastanelerle oradaki doktorlar çok çalışıyor. Çok hasta bakıyor. Ama tüm baktıkları hastalar devlete kuruşu kuruşuna fatura ediliyor. Nereden biliyorsunuz demeyin. Çünkü devlet hastanesinden özel hastaneye transfer olan bir uzman yaklaşık 10-13 bin TL aylıkla anlaşıyor. Bu para ve özel hastanelerin tüm giderleri devletten çıkıyor. Halbuki biz uzmanların devlete maliyetimiz 1.500 liraydı. Sadece muayenehanede çalışmak istiyorduk. Devlete yük olmuyorduk. Dürüst çalışmayana devlet ayrıca önlem alabilirdi. Bunu yapmadılar.

İşte bizim halimiz böyle sayın bakanım.

Balıkesir de bir uzman hekim grubu (Malumunuz başımıza bir şey gelebilir diye ismimizi vermeyiniz.)

Yazarın Tüm Yazıları