Gila Benmayor: Yunanlı Varveris, ‘yaşam kalitesi’ satmaya geliyor


Gila BENMAYOR
Haberin Devamı

GEÇEN hafta sonu bir grup gazeteci arkadaş ve mimarla Atina'daydık.

Kendisini ‘‘Yunanlılar'a yaşam kalitesini sunan kişi’’ olarak tanıtan Yunanlı işadamı Nikos Varveris'in konuklarıydık hepimiz.

Yunanistan'ın 30 yerinde satış noktaları olan Varveris, mutfak, banyo, ev ve ofis dekorasyonunda ülkesinde tanınmış önemli bir isim. İtalya, Almanya, Belçika gibi ülkelerden biraraya getirdiği malzeme ve aksesuvarlarının sergilendiği ‘‘Moda Bagno, İnterni’’ mağazalarını Atina'da gezdik. Bu işten anlayan gruptaki mimar ve içmimarlara göre, Nikos Varveris'in bizzat show room'ları gezerek topladığı ürünler çok kaliteli.

Varveris bu pazartesi günü de İstanbul'da, Levent'te Moda Bagno'yu açıyor. 1800 metrekarelik Moda Bagno İstanbul'a 1,5 milyon dolarlık bir yatırım yapmış.

Varveris'e ‘‘Niçin İstanbul’’ diye soruyorum ve ekliyorum ‘‘Ekonomik krizden ürkmüyor musunuz?’’

Yunanlı işadamı ilginç biri.

Yaklaşık 25 yıl önce iş hayatına seramik satarak başlıyor. Şimdi yanında çalışanların sayısı dörtyüze yakın.

Dünyanın her yerinde, kendi elleriyle yemek pişirdiği dostları var. Biz de sevimli villasında, hepimizin önünde büyük bir zevkle yaptığı paella ile pesto soslu pilicini tattık.

Atina'da eski bir iççamaşırı atölyesinden lokantaya dönüştürdüğü ‘‘İnterni’’ New York havasında, son derece sofistike bir mekan.

Varveris bu arada İstanbul'a gerçekten tutkun.

Moda Bagno'dan önce, Gümüşsuyu'nda bir otel projesiyle ilgilenmiş. Armani dükkanlarının dekorasyonunu yapan İtalyan bir içmimarla birlikte bu ‘‘butik-otel’’ için epey uğraşmış ancak son dakikada mal sahibiyle anlaşamamış.

Neticede otel olmamış ama 1,5 milyon dolarlık başka bir yatırım gerçekleşmiş.

‘‘Niçin İstanbul’’ sorusuna dönersek cevabı şöyle ‘‘İstanbul inanılmaz dinamik, yaşayan bir yer. Üstelik bana neredeyse Selanik kadar yakın. Yunanistan'ın dışında yapacağım ilk yatırımın İstanbul olmasını özellikle istedim.’’

Varveris'in gözünü ekonomik kriz asla korkutmuyor. ‘‘Çünkü’’ diyor ‘‘kaliteli ürünün müşterisi daima vardır.’’

Yunanlılar harcamayı seviyor

Varveris'in ‘‘Yunanlılar kaliteli mala gözlerini kırpmadan para veriyorlar’’ tespiti doğru galiba.

Çünkü Atina'ya giderken, Herald Tribune Gazetesi ile birlikte verilen, Katimerini Gazetesi'nin İngilizce sayısında şöyle bir başlık dikkatimi çekiyor: ''Yunanlılar’ın iyi yaşıyorlar.''

Avrupa Birliği'nin istatistik bürosu Eurostat'ın verilerine göre, 1 Ocak tarihinde euroya geçen Yunanistan’ın (fiyatlar artık hem drahmi, hem euro olarak veriliyor vitrinlerde) kişi başına geliri diğer 12 AB ülkesinin hala yüzde 32 altında.

Ne var ki harcama konusunda ilginç bir tablo çıkıyor ortaya. Çünkü Yunanistan AB ülkeleri arasında en fazla harcayanlar arasında. Özellikle ev harcamaları AB ortalamasının yüzde 16 üzerinde.

Yine giysi ve ayakkabı harcamasında neredeyse birinci sırada.

Yatırımların yıllık büyüme hızı da diğer AB ülkelerinin üzerinde.

Bu arada yatırımdan laf açılmışken küçük bir parantez, Yunanistan şimdi harıl harıl turizm sektörüne yatırımcı arıyor.

Yunanlı turizm yetkilileri ülke çapında 300 noktanın geliştirilmesi için 470 milyon dolarlık yabancı yatırım peşindeymiş.

Amaç 2004 Olimpiyatlarına kadar alt yapının iyice elden geçirilmesi gibi görünüyor.

Yahya'nın kızı Trump Tower'da

OTEL ve gazinolar kralı olarak da bilinen Amerikalı emlakçı Donald Trump'ın en prestijli yapılarından bir tanesi de, New York'ta 5. Cadde'deki Trump Tower'dır.

Daha önce bu görkemli binada daire alan bazı Türklerin adları anılmıştı hatırladığıma göre.

Ancak edindiğim bilgilere göre, bu binada oturanlar arasında 22-23 yaşlarında genç bir kızımız var.

Türkiye'nin ilk hayali ihracatçısı olarak bilinen Yahya Demirel'in kızı Hande Demirel.

New York Üniversitesi'nden mezun olan Hande Demirel binanın 60. katında oturuyor. Üstelik dairesi tam Central Park'a bakan dairelerden. Halen bir danışmanlık şirketinde çalışan ve Türkiye'ye dönme planları yapan Hande Demirel'in ev sahibi mi, yoksa kiracı mı olduğunu öğrenemedim. Ancak New York'ta oturan arkadaşlarıma göre, Trump Tower'da, sadece aylık masraf 2 bin 500 ila 3 bin dolar civarında. Eğer kiradaysa aylık masraflarını aklıma bile getirmek istemiyorum.

Davos'a karşı

Porto Alegre

DÜNYA Ekonomik Forumu'nun basın bültenlerinden biri dikkatimi çekiyor. Çünkü bültenin neredeyse tümü Davos'ta boy gösterecek olan sivil toplum kuruluşlarına ayrılmıştı.

Bu yıl Davos'a STK'ların 59 temsilcisi katılacak. Oysa geçen yıl katılanların sayısı 34'tü. Yani Davos'un organizatörleri sivil topluma giderek daha fazla kulak veriyorlar.

Çünkü bu yıl liberalleşme karşıtları tam Davos'ta Ekonomik Forum'un yapıldığı tarihlerde Brezilya'nın Porto Alegre şehrinde toplanıyorlar.

Peki Brezilya'daki foruma kimler katılıyor?

Mesela geçen yıl Davos'ta STK'ların yanında yer alan Fransız Köylü Konfederasyonu Jose Bove bu yıl Brezilya'da.

Fransa Davos'a ekonomi ve Avrupa İşlerinden sorumlu bakanlarını Laurent Fabius ile Pierre Moscovici gönderirken, Porto Alegre'ye de dış ticaretten sorumlu bakanı François Huwart'ı göndermekten geri kalmıyor.

Ben Davos'tayım ama doğrusu gönlüm Porto Alegre'den yana.

Yazarın Tüm Yazıları