Genlerimizdeki evrensel suçlar

AKADEMİK Kedi İhsan’ın sahiplendirilme sürecini anlatırken söz etmiştim "Sahip Çıkalım" grubundan.

Facebook’taki bu gruptan İpek Ruacan’ın mesajı, atladığım bir haberi hatırlatıyordu.

"Irak’ın başkenti Bağdat’ta, sürüler halinde dolaşan sokak köpeklerinin öldürüleceği açıklandı."

Bağdat Eyalet Meclisi Çevre Sorunları Masası Başkanı Anam Hamid konuşuyor.

Irak İçişleri Bakanlığı bir nişancı, iki asker emeklisi ve bir koruma polisinden oluşan üç ekip kurmuş. Bu katliam ekibi şehrin batısından öldüre öldüre doğusuna geçecekler. Ya silahla vuracaklar ya da zehirli et verecekler.

Şu anda Bağdat’ta binlerce hayvan öldürüleceğinden, katledileceğinden habersiz bekliyor.

Irak size uzak bir memleket ismi gibi gelebilir.

Ama bu katliamlarda isim bazen Bağdat oluyor, bazen Ankara Kutludüğün, kimisinde de çağdaş Avrupa medeniyetinin beşiği Atina.

Unuttunuz mu? Atina’da 2008 Olimpiyatları öncesinde onbinlerce sokak köpeği katledilmişti.

İnsanlığın kimi suçları evrensel.

İster Uzak Asya’da olsun, ister en eski medeniyet beşiği Mezopotamya’da, isterse çağdaş dünya düzeninin ilk tohumlarının atıldığı Altın Çağ yaşamış Yunan yarımadasında.

Bizler aynı suçları genlerinde taşıyan yaratıklarız.

Ve nerede olursak olalım, onbinlerce canlının yaşamını söküp almakta hiçbir utanç duymuyoruz.

Çünkü biz insanoğlu aynı evrensel suçların gen mirasçılarıyız.

Aslında bu katliamlar sadece insanoğlunun zalimliğini anlatmıyor. Aynı zamanda ne kadar kolaycı olduğunu da gösteriyor.

Başa çıkamıyorsan, öldür.

Bir program geliştirip, hayvanların üremesini kontrol altına alarak ve onları sahiplendirerek gidilecek yol, zor olan.

Bütün bu zalimlikler içinde Facebook’ta bir grup hayvansever canla başla evsiz kedi ve köpekleri sahiplendirmeye çalışıyor.

Grubun amacı, şöyle anlatılıyor:

"Sahip Çıkalım, bütün bu kurumların bugüne kadar Türkiye’deki yardıma muhtaç hayvanlar konusunda feci bir biçimde başarısız olduğu inancı ile kurulmuştur. Türkiye’deki hayvan koruma sistemi tek kelime işlemiyor. Sahip Çıkalım, Türkiye’deki yeni bir kuşak hayvansever arasında yeni köprüler kurarak - her seferinde bir hayvan ve her seferinde bir kişi ile- bu eski sistemi geride bırakıyor. Sahip Çıkalım Ankara, özel olarak Ankara ilindeki yardıma muhtaç hayvanlar için kurulmuştur."

Bu hayvanseverler, sahiplendirirken bir dizi kurallar da koyuyorlar.

Örneğin;

En az bir hayvanınız olmalı. Bahçeli evde oturuyorsanız, alacağınız hayvana bahçede değil, evin içinde bakacaksınız. Hayvanın yaşam koşullarını gösteren bir fotoğraf albümü yapıp, diğer kişilerle paylaşacaksınız.

Ve grubun çalışmalarındaki en önemli noktalardan birisi:

"Belirli bir cinste ya da belirli bazı özelliklerde hayvan sahiplenmek isteyen kişilere yardımcı olmamaktadır. Bu ve benzeri nitelikteki taleplere cevap verilmemektedir."

Bağdat’ta katledilen köpekler size uzak gelebilir.

Peki ya Ankara’da yardım bekleyenler?

İsteyenler http://letsadopt.wordpress.com adresinden bilgi alabilirler.

Pimento’nun hazin öyküsü

SAHİP Çıkalım grubu sahip arayan kedi ve köpeklerin fotoğraflarıyla birlikte hikayelerini de yayınlıyor.
/images/100/0x0/55ead1bbf018fbb8f898b76b
Mesela Sasha, dünyalar güzeli bir kangal.

Kimisinin hazin öyküleri var.

Örneğin Pimento.

Pimento Zekeriyaköy’de yabancı bir aile ile birlikte yaşıyordu.

Ailenin iki ferdini yaşamdan söküp götüren trajik bir olay Pimento’nun da yaşamını değiştirdi.

Karadeniz sahillerine giden ailenin küçük oğlu dalgalara kapıldı, baba oğlunu kurtarmak için sulara daldı ancak akıntı çok güçlü dalgalar çok yüksekti ve o da boğuldu.

Sahilde anne ile çaresizce kaldı Pimento. Anne daha sonra evine, Brezilya’ya döndü. Giderken de Pimento’yu bir aile dostuna emanet etti.

Ama Pimento bir süre sonra kaçtı, eski evine koştu. Günlerce bekledi. Aç, susuz. Bu bekleyiş bir komşunun Sarıyer Belediyesi’ne şikayet etmesiyle son buldu. Belediye Pimento’yu yakalayıp kısırlaştırdı ve ormana attı.

Bir ay sonra Pimento yeniden evine döndü. Zayıftı, susuz ve aç kalmıştı. Sahiplerini bekledi. Tekrar belediye geldi. Bu defa ormana atılmak yerine, çelik bir kabloyla bir direğe bağlandı.

Pimento yeniden kaçtı. Bu aşamada Sahip Çıkalım’daki bazı hayvanseverler müdahale edip Pimento’yu aldılar. Pimento için şöyle yazıyor:

"Pimento şimdi bizimle ve ne ilginçtir ki kaçmak için herhangi bir çaba göstermiyor. Bir yıldan fazla zamandır ilk defa ona sevgi ve ilgi gösteren insanların yanında, güvende."

Şimdi yeni bir sahip arıyor Pimento. Tıpkı sol ön ayağı olmayan mavi gözlü Carla gibi.

Ya da üç aylıkken Ümitköy’de sokağa atılan Martin gibi. Sandro, Cookie, Lucky, Johnny ve diğerleri gibi.

Tıpkı sahip bekleyen kediler, Benjamin, Sir Loras, Miyu, Rascal gibi.
Yazarın Tüm Yazıları