Gelecekte kanser öldürmeyecek

Bundan 50 yıl sonra hangi hastalıklara yakalanabileceğimizi bilecek, önlem alabileceğiz. Örneğin çağın belası kanser tedavi edilecek, hayatta kalma oranı yükselecek. Giysilerimiz kalp atışımızdan stres hormonuna gözlem yapabilecek. Nasıl mı?

Haberin Devamı

Geçen 50 yılda tıp dünyasında büyük gelişmeler meydana geldi. Bir kalp cerrahı olarak çoğu zaman kendi alanımdaki değişimleri düşünüyorum. 1900’lü yılların ortalarında bir açık kalp ameliyatına girseydiniz cerrahların atmakta olan bir kalbi kalp duvarına dikili bir huniyle ameliyat ettikleri deneysel bir yönteme şahit olurdunuz. Tekniği başarıyla uygulamak ve dikişin doğru yerde olduğundan emin olmak adına el yordamıyla ameliyat yapan cerrah, kendi parmağını iğneyle delmek zorundaydı. Dahası bu esnada siz, kalbiniz onarılırken vücudundaki kanı bedeninize pompalayan cömert bir aile ferdine bağlı olabilirdiniz. Bu prosedürün en büyük dezavantajı, riski hem sizin hem de aile ferdinizin birlikte üstlenmesidir. Fakat yine de bu yöntem ilk harici kan pompalama cihazından daha az riskliydi, öyle ki bu cihazla hastaların yüzde 75’i ölüyordu.
Zamanla teknikler çok gelişti. Çoğu karmaşık prosedür artık müdahaleci radyolojiyle gerçekleştiriliyor. Küçük cihazlar bacaktaki kan damarlarına yerleştiriliyor ve görüntüleme teknolojisiyle kalbe yönlendiriliyor. Burada kapakçıklar göğüste herhangi bir kesit olmadan onarılabiliyor. Diğer sorunlar, hâlâ açık kalp ameliyatına gereksinim duyuyor. Fakat artık hasta ameliyattayken kan pompalayan harika cihazlar var ve hayatta kalma oranları şimdiye kadar olduğunun çok üstünde. Peki sizce ilaçlar bundan 50 yıl sonra nasıl görünecek?

Haberin Devamı

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ İLAÇLAR

Angelina Jolie, ömrü süresince göğüs kanseri geliştirme riskinin haylice yüksek olmasına sebebiyet veren BRCA1 geni taşıdığını bildiğinden yakın geçmişte önleyici mastektomi yaptırdı. Sağlığımız hakkında daha fazla bilgi sahibi oldukça böyle kararları daha sık vermek zorunda kalacağız. Bundan 50 yıl sonra her hastanın, potansiyel zararlı genetik mutasyonlar da dahil tüm DNA dizileri, tıbbi kayıtlarının bir parçası olur diye düşünüyorum. Ayrıca sağlık hizmeti sağlayıcıları genetik bilgisine dayanarak yemek reçeteleriyle bazı hastalıkların ortaya çıkmasını engelleyebilecek.

PEKİ YA KANSER?

Eskiye göre daha sıklıkla kanserler genetik özelliklerine göre diziliyor ve tedaviler kanserin spesifik alt türünü hedef alıyor. Bu tüm kanser vakalarında standart bir hal alacak ve hastalığın daha etkin tedavisini sağlayacak. En iyi haliyle basit kan testleri bile kanımızda kanserin olup olmadığını belirten işaretleri tanımlayabilecek. Immunoterapi ya da başka bir deyişle bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine saldırmasını sağlayan ilaçlar yaygın kullanılacak. Çoğu kanser tedavi edilebilecek ya da hayat boyu kontrol altında tutulup, etkin kronik durumlar haline gelecek. Hayatta kalma oranları buna bağlı olarak çok yükselecek.

Haberin Devamı

BAĞIRSAK BAKTERİLERİ

Şu günlerde araştırmacılar bağırsaklarımız üzerine çalışıyor. Aslında içimizdeki bakteriler asıl hücrelerden 10 kat daha fazla. Obezite, alerji önlenmesi ve hassas bağırsak sendromu gibi birçok farklı durumla ilişkili olduklarını görüyoruz. Örneğin, gastrik bypass ameliyatı olurken kilo kaybının yüzde 20’ye kadarı bağırsak bakterilerinin bileşimi içindeki değişikliklere atfedilebilir görüşü hâkim. 50 yıl sonra içimizdeki bakteri tiplerini doğru şekilde değiştirerek ideal sağlığa erişebilmeyi öğreneceğiz. Buna kilo vermede yardımcı olmak, IBS tedavisi ve alerji önleme de dahil...
Acil tıptaki çoğu olay, bazı açılardan tahmin edilebilir aslında. Fizyolojimizi (kalp atış hızı, kan basıncı, stres hormonları, kan oksijen seviyeleri gibi ölçümler) sürekli olarak gözlemleyen giysiler ya da cihazlar kullanacağız. Bu erken uyarı sistemi sağlayacak ve alerjik reaksiyon, kalp krizi ya da felç gibi ciddi anormallikler yaşamaya başladığımızda iletişim cihazımızı tetikleyerek bizi uyaracak. Bu da sayısız yaşam kurtaracak. Yaşlı vatandaşlarımız için bu cihazlar zayıflık sorunlarını -örneğin zayıflamış kemikler- tanımlayacak, böylece yaralanma olmadan müdahale yapılabilecek.

BEYİN SAĞLIĞI

Haberin Devamı

Bir 50 yıl daha verirsek beynimizin nasıl çalıştığını yönlendiren kodu kırmış olur muyuz?
Umuyorum ki daha da uzun yaşamaya devam ettikçe, otizmden bunamaya geniş bir yaş spektrumunu etkileyen en önemli zihin sağlığı sorunlarımızı çözmek kritik önem taşıyacak. Beyin üzerindeki bilgimiz bize çocukluktaki kritik gelişimsel süreçler sırasında gözlemlemek ve müdahale etmek için daha fazla araç sunarak, ilerleyen yaşlarda zihinsel hastalıkların ortaya çıkmasına engel olabilecek.
Gelecek ayrıca, en azından detaylarını asla tahmin edemeyeceğimiz sağlık sorunlarını da beraberinde getirecek. Yeni bulaşıcı hastalıklar ve yeni birçok çevresel sağlık tehditleri var olacak. Fakat diğer yandan çocuklarımızın bizim asla tahmin edemeyeceğimiz sağlık çözümleri üretecek olmasından cesaret alıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları