Fatih Altaylı: Zayıf hafızalara garantili tazeleme

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

HINCAL Uluç, eski patronunu sevgiyle uğurlarken, yeni patronlarına da sıcak bir ‘‘Hoşgeldiniz’’ yazısı döşenmiş dün.

İşine karışmak haddimiz değil.

Ne yazacağına, nasıl yazacağına kendi karar verir.

Ancak yazısındaki bazı cümleler, alınmama neden oldu.

Sevgili Uluç, bazı yazarların Dinç Bilgin'e saldırdığını, yollarını dinamitlediğini yazıyor.

Ona göre Dinç Bilgin'in ‘‘banka boşaltma operasyonunu’’ yazmak, ‘‘Sabah kapansın cinneti geçirmek’’miş.

Haşa.

Sabah daha da güçlü olsun.

Sadece Sabah mı, daha onlarca, yüzlerce gazete olsun.

Her şey yazılsın, bütün gazeteciler eteklerindeki taşı döksün istiyoruz.

Ama halkın parasını hortumlayıp bunu da gazete paravanı arkasında yapmak olacak iş değil.

Benim tepkim hep buna oldu.

Sabah'ın temiz ellerde yaşamasını istediğimi de yazdım.

Ancak Sevgili Hıncal Abi'mizin hafızasını da biraz tazelemek isterim.

Kapanan gazeteye, zor durumdaki gazete patronuna vurma işinde hiç kimse onun gazetesi kadar önde olamaz.

Hürriyet'in eski sahibi Erol Simavi sadece gazetecilikle bu sektörde ilkesizce yapılan rekabeti sürdüremediği için gazetesini elden çıkardığı günlerde, Sabah'ın yüzde iki yüz gazeteci bu adamın arkasından neler yazdığı hálá hatırımızda.

Sevgili Uluç da bunları hatırlar; çünkü o zaman Sabah'taydı.

Dahasını da söyleyeyim Hıncal Abi.

Asil Nadir. İngiltere'de kazandığı yüz milyonlarca poundu Türkiye'ye yollayıp yatırıma çeviren, burada kazandığını yurtdışına kaçıran değil, oradan buraya getiren, Türk bankalarını hortumlamak yerine, İngiliz bankalarının paralarını Türkiye'ye akıtan ve Türkiye'nin pek çok sektörde önünü açan adam İngiltere'de tutuklandığı ve buradaki gazeteleri zor duruma düştüğü zaman ‘‘Kiralık Alçaklara’’ Asil Nadir aleyhinde dizi yazılar yazdıran gazete de Sabah'tan başkası değildi.

Sevgili Hıncal Abi daktilonun başına oturduğu zaman, hafızasını da yanına alırsa, bizim köşede boşu boşuna yer harcanmasına da neden olmamış olur.

Metin Akpınar canımı sıkmaya başladı!

METİN Akpınar' dan hálá ses yok.

Egebank soygununun çığırtkanlığını yapan bu ‘‘entelektüel tiyatrocu’’ hálá suskun.

Bu suskunluğun sebebini anlamak zor.

Dediğim gibi bir küçük açıklama yeter.

Şu kadar lira aldım.

İşte makbuz veya işte fatura.

Ama Akpınar'dan ses yok.

Hadi Metin Bey...

Size inananlar 650 milyon dolar kaybettiler.

Siz kaç lira kazandınız?

En azından ‘‘resmen’’ aldığınızı açıklayın, gerisini sonra tartışırız.

Bilelim resmi olarak kaç paraya kandırıldığımızı...

Abuzer Kadayıf gündüz profesör, gece kıroydu ama soyguncu değildi.

Değil mi Metin Bey!

ABD'de gayrimenkulü yokmuş

SABAH Gazetesi'nin eski yönetim kurulu başkanı Dinç Bilgin adına bir çalışma arkadaşı düzeltme yollamış.

Dün Dinç Bey'in ceketinin ceplerinde neler olduğunu yazmıştım.

Düzeltme bununla ilgili.

Yazımda Bilgin'in New York'ta, Trump Tower'da dairesi, Londra'da malikánesi, özel jetleri ve dünyanın en büyük yatlarından birini cebine koyduğu bir ceketle Sabah'tan çıktığını yazmıştım.

Bir hata olmuş.

Dinç Bilgin'in Trump Tower'da dairesi olmadığı gibi, Amerika'nın herhangi bir yerinde de bir gayrimenkulü yokmuş.

Bu durumu açığa kavuşturmamı özellikle rica etmiş.

Komünist olmuyorlar ama...

MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un açıklamaları tartışılıyor.

Kimileri prensip olarak, kimileri içerik olarak tartışıyorlar.

Ben prensip olarak bu konuşmayı ilk eleştiren oldum.

Gereksiz ama büyük bir ihtimalle ‘‘emir’’ üzerine yapılmış bir açıklamaydı.

Yadırgadım.

Yarın olsun yine yadırgarım.

İçerik konusunda ise bir itirazım var.

Atasagun, ‘‘Televole izleyenler komünist olur’’ demiş.

Yanılıyor.

Televole izleyenler komünist olmuyor.

Televole izleyenler ya irticacı oluyor, ya PKK'lı.

Ve ne yazık ki, ya da fahişe!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Devleti yönetenler, hatalarının çocuklarımızın geleceğini etkilediğini bilip ona göre hareket ettikleri zaman.

Yazarın Tüm Yazıları