Fatih Altaylı: Tanrı, Uluğbay'ı korudu

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Türkiye'de Türkiye düşmanlığı yapmak serbest olduğu için, mürteci taifesi alçakça yayın yapma özgürlüğüne sahiptir.

Bunlar cumhuriyete sövme yarışı yaparlar. Tabii bu arada cumhuriyeti korumaya çalışanlar da bunların hedefidir.

Hikmet Uluğbay'a da 8 yıllık eğitim nedeniyle epey sövdüler zamanında.

Hikmet Uluğbay'ın intihar girişiminden sonra ise neredeyse zil takıp oynamaya kalktılar.

Ve akıl bakımından fukara oldukları için şöyle yazdılar:

‘‘8 yıllık eğitimle din düşmanlığı yaptığı için Allah onu cezalandırdı.’’

Bunlar öyle aşağılık ve aslında öyle imansız bir güruh ki, Allah'ın buradaki sözcülüğünü yapmakta bile sakınca görmüyorlar.

Bu imansızlara göre Uluğbay'ın intihar girişimi cezaydı.

Beyinsizler...

Ben ise tam aksini düşünüyorum.

Eğer iş onların dediği gibi Tanrısal bir mesaj içeriyorsa, mesaj onların düşündüğünün tam tersi.

Hikmet Uluğbay intihar etmek için tabancayı kafasına dayayıp tetiği çekti.

Ancak ölmedi.

Çünkü Tanrı, dünyada onun adını kullanarak her türlü iğrençliği yapan imansız din tacirleriyle yaptığı mücadeleyi sürdürmesi için Uluğbay'ın yaşaması gerektiğini düşündü.

Beynine kurşun sıktığı halde hayatta kalmayı ben de böyle izah ediyorum din tacirleri.

Hadi sıkın beyninize kurşunu. Bakalım hayatta kalacak mısınız?

SSK'yı batıranlar suçu çalışana atıyor

Bilmeden yorum yanlış iş.Kimileri diyor ki, ‘‘40 yaşında emeklilik nerede var?’’

Doğru, hiçbir yerde yok. Ama zaten Türkiye'de de yok ki!

Bakın sevgili okurlar, bu siyasilerin kopardığı kıyamete aldanmayın.

Türkiye'de yasanın getirdiği alt sınırda emekli olanların sayısı, toplam emekli olan sayısının yüzde biri. Evet evet, yüzde 1... Bir, bir... Yüzde 1.

Yani istatistiki olarak ‘‘yok sayılabilecek’’ kadar düşük bir oran.

Şimdi bu yüzde 1, SSK'nın batma nedeni olarak gösteriliyor.

Oysa SSK'da ortalama emekli olma yaşı 57.

Ortalama ölüm yaşı ise 64.

Yani SSK'nın batma nedeni erken emeklilik değil...

Zaten bu yapılacak sözde reform ile sorunun yüzde 5'i hallolabilecek.

2.5 milyar dolarlık sorunun 125 milyon dolarlık bölümü çözülüyor.

O da hemen değil, yıllarla.

Geriye kalıyor 2 milyar 375 milyon dolarlık sorun.

Peki o nasıl çözülecek?..

Yanıt yok.

Çünkü, işçileri 1000 yaşında emekli etseniz bile o sorunu çözemiyorsunuz.

Çünkü, o sorun siyasi.

SSK'nın fonlarını devlet bankalarında enflasyonun dörtte biri faizle nemalandırırsanız, SSK'nın birikimlerini babanızın bütçesi gibi kullanırsanız, 5 milyona yakın çalışanın kaçak çalışmasına göz yumarsanız, kamu kuruluşları ve belediyeler bile SSK'ya prim borçlarını ödemezlerse, hükümetler SSK borçlarını affeden yasalar çıkarırlarsa, 2 milyar 375 milyon dolarlık bölümü çözemezsiniz.

Kimse erken emeklilik falan demesin.

SSK'nın batma nedeni belli.

Hiç emekli olmasak yine batacak.

Mesut Cindoruk

Mesut Yılmaz'da Cindoruk sendromları başgösterdi.

Yemin ederim aynı Cindoruk.

Bir yandan hükümet ortağı, diğer yandan hükümete veryansın.

Bir yandan Ecevit'le el ele, diğer yandan Başbakan'a demediği kalmıyor.

Aynı DTP'nin eski genel başkanı Cindoruk.

Bol eleştiri, az icraat.

Kapı arkasında bol dedikodu, kapı önünde el sıkışma.

Aynı Cindoruk.

Herhalde bir dahaki seçimi takiben de Cindoruk'u taklit edecek.

Ne adil memleketiz

Yeni Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edildi.

Tasarı, çalışanların yaklaşık 38 yıl aralıksız çalışmaları halinde emekli olmalarına imkán tanıyor.

Türk insanını çalışmaya teşvik eden ve ölmez sağ kalırsa 40 yıl sonra emekli olmasını sağlayacak bu tasarı Meclis'te oylanacak.

Kimler tarafından mı?

2 yıl çalıştıktan sonra emekli olmalarına imkán tanıyan özel yasayı her yıl yeniden gündeme getirip yasalaştıran milletvekilleri tarafından.

Onlar iki yılda emekli olup 700 milyon lira civarı maaş alacaklar.

Biz 40 yıl çalışıp 80 milyon lira maaş alacağız.

Hep söylüyorum, Türkiye tipik bir sosyal devlet. Hatta sosyal adalet devleti.

Yeter ki, terazinin ayarı elinizde olsun.

NOT: Terazi elinizde olsa da fark etmiyor. Hákim ve savcıların durumu farklı değil.

Savcılar, eylemciden yana

Önceki gün çok değerli bir savcı dostumla konuşuyorum.

Konu maaş zamları. Yani yüzde 20.

Savcı kararlı.

‘‘Bak Fatih, bu zamlarla ilgili benim bir şey yapmam mükün değil. Yasa adamıyım. Sokağa dökülemem. Ama işçiler, memurlar dökülecek. Polis de onları toplayıp buraya giterecek.

Yemin ediyorum, gelenlerden birini tutuklarsam, biri hakkında işlem yaparsam şerefsizim. Hepsini salıvereceğim. Haklı adam hakkında nasıl işlem yaparım. Hem bakarsın bize de faydaları dokunur.’’

Memurlara ve işçilere duyurulur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Samimiyeti, enseye tokat atmak zannetmediğimiz zaman.



Yazarın Tüm Yazıları