Fatih Altaylı: Kurtköy incelenmesin mi?






Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

İSTANBUL Kurtköy'de yapılan ve Sabiha Gökçen adı verilen havaalanının Ulaştırma Bakanlığı'na devri düşünülüyordu.

Ancak daha sonra vazgeçildi ve bu havaalanının işletmesi, kurulan bir tüzel kişiliğe, daha doğrusu bir şirkete devredildi.

Oysa Türkiye'de devletin yaptığı havalimanlarını ve terminalleri DHMİ işletirdi.

Bu kez öyle olmadı.

Peki Kurtköy'deki Sabiha Gökçen Havalimanı neden Ulaştırma Bakanlığı'na devredilmedi?

Yanıt basit.

Ulaştırma Bakanlığı, havalimanının kendisine devredilmek istenmesi üzerine, ‘‘Olur devralırım ama önce bir inceleme yaptırır ve havalimanın yeterliliğini, maliyetlerini gözden geçiririz. Sonra devralırız’’ yanıtını verdi.

Bu durum hoşa gitmemiş olacak ki, devir gerçekleşmedi.

Şimdi o inceleme yapılsaydı, ortaya ne çıkacaktı diye merak ediyorum.

Názım'ın da umurundaydı!

HÜKÜMETİN yeni çatlağının adı belli oldu: ‘‘Názım Hikmet’’

Kendi kendine sorun yaratma meraklısı olan hükümetimiz, şimdi koalisyon içinde yeni bir gerilim, yeni bir tartışma yaratmanın yolunu buldu.

Názım Hikmet'e Türk vatandaşlığı verelim diyerek kuyuya taşı attılar.

Bakanlar Kurulu'nda kaç akıllı var bilemiyorum ama kırktan az ise iş iyice zor.

Çünkü pek çok MHP'li bakan Názım'a Türk vatandaşlığı verilmesine karşı.

Bununla ilgili kararnameyi imzalamayacaklar.

Durduk yerde sıkıntı olacak, gerilim yaşanacak.

Sanki Türkiye'nin bütün meseleleri bitti, yaşayanlara her türlü hakkı sağladık da, bir Názım kaldı.

Ne anlamsız bir tartışma ve zamanlama.

Yahu Názım'a Türk vatandaşlığı verseniz Názım'a ne, vermeseniz ne?

Adam zaten dünyaca ünlü bir Türk şairi.

Bizim bu hükümet vatandaşlık verse Türklüğü katmerlenecek mi, vermese Çinli bir şair mi olacak!

Yooo!

Maksat gerilim olsun, tartışma olsun, sıkıntı olsun.

Tam ‘‘Şeytan azapta gerek’’ vaziyeti.

Rahat batma sendromu.

Şimdi bakın ne krizler olacak.

Bazı MHP'liler imzalamayacak.

İmzalayan MHP'lilere DYP'liler ‘‘Hain’’ damgası vuracaklar.

DSP'nin içindeki az sayıda solcu ‘‘Názım'a saygı göstermeyen adamlarla koalisyon mu olur?’’ diye bağıracaklar.

Arada biz de bu tartışmaya dalacak, başta Beyaz Enerji olmak üzere, Buffalo, Kasırga, Paraşüt gibi operasyonları unutacağız.

Gaffar Okkan ve arkadaşlarının bir türlü yakalanamayan katillerini, uluslararası alandaki başarısızlıklarımızı unutacağız.

Ve tartışacağız, ‘‘Názım'a vatandaşlık verelim mi, vermeyelim mi?’’

Sonunda Názım bile patlayacak, ‘‘Başlarım ulan sizin vatandaşlığınızdan’’ diyecek..

Ölü bir yurttaşımızı patlatan bu tartışma, biz yaşayanları ne hale getirecek varın siz hesaplayın!

En iyisi bıraksınlar Názım'ın vatandaşlık işini bir kenara.

Siz Türkiye'nin diğer sorunlarını bir çözün hele, Názım'ın işi kolay!

Doktora yakıştı mı?

ESAD Coşan'ın gerçek yüzünü ortaya koymam, bir doktor okurumu kızdırmış.

Dr. Yakup Yıldırım bakın ne yazıyor:

‘‘Ölmüş bir insan hakkında lüzumsuz ve ağır konuşuyorsun. Sen o insandan nefret etsen de, o insanı seven birçok kişiyi rencide ediyorsun. Fakat senin demokrat kafana bunu yerleştirebilmek (nasıl demokratsa) mümkün değil.

İşi gücü bırakıp Musevi ve Hıristiyan vatandaşları koruyorsun. Bunlar bizi son Ermeni olayında nasıl desteklediler, ne gibi tepki verdiler ve aynı olaylar Yahudilerle aramızda olsa nasıl karşılık verirler. Onlar tarafında mı, bizim tarafımızda mı? Bunları bir düşünüp yazmak daha mantıklı değil mi?’’

Ben Esad Coşan'ın Musevi ve Hıristiyan vatandaşlarımıza hakaret yağdırmasını eleştirmişim, doktor okurum bana kızıyor.

O okur demokrat, ben ise değilim.

Yapmayın Sayın Yakup Yıldırım, doktorsunuz.

Bari siz yapmayın!

Rus ise sayılmaz mı?

BİR sanatçımızın hafta sonu yayınlanan dergilerden birinde yer alan beyanatına takıldım.

‘‘Sevgilim beni bir Rus kadınla aldatırsa bunu önemsemem’’ diyordu bu sanatçımız.

‘‘Rus'sa sayılmaz’’ diye özetlenebilecek bir mantık.

Bir milleti bu kadar aşağılayan bir düşünce olamaz.

Bunu bir Türk için bir başkası söylese, koparacağımız kıyameti düşünün.

Ne bileyim, Madonna Türkler için dese ne hissederiz.

Fakat böyle düşünenlere bir tavsiyem var. Eğer kocaları veya sevgilileri onları bir Rus kadınla aldatıyorsa, bunu önemsememezlik etmesinler.

Aksine çok önemsesinler.

Çünkü bizim geçmişimizde, bir Çaykovski, bir Mussorgski, bir Tolstoy, bir Çehov yok.

Bolşoy bir Türk bale topluluğunun adı değil.

Bizden bir Gagarin çıkmadı.

O yüzden Rus'la yatan sevgililerini daha çok kıskansınlar..

Bir bedenle değil, bir kültürle aldatıldıklarını bilsinler!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Devletin şereflendirdiği yerlerin çevresindeki araziler, devleti yönetenlerin akrabaları tarafından kapatılmadığı zaman.

Yazarın Tüm Yazıları