Ertuğrul Özkök: Mehmet Akif'in şapkası

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin açılış dersini veren Prof. Dr. Tuğgeneral Yalçın Işımer'in yaptığı konuşma ile ilgili bir şeyi merak ediyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri bütün seremoni ve törenlerin şekli unsuruna çok dikkat eder.

Bu törenler en ince ayrıntısına kadar karargáhın ‘‘bilgisi dahilinde’’ planlanır.

KOMUTAN GÖRDÜ MÜ

Merak ettiğim konu şu.

Acaba Genelkurmay Başkanlığı, bu konuşmanın metnini daha önceden görüp onaylamış mıydı?

Yapılacak konuşmalar genellikle Genelkurmay'ın onayı ve bilgisi çerçevesinde hazırlanır.

Özellikle önemli günlerdeki konuşmalar mutlaka önceden Komutan'a sunulur.

Ancak konuşmanın yapıldığı yer Gülhane Askeri Tıp Akademisi.

Dolayısıyla akademik bir özelliği de var.

O nedenle konuşmanın önceden görülmemiş olması ihtimali de var.

Yazıyı yazdığım saate kadar bunun cevabını öğrenemedim.

Merakımın sebebi de şu.

Ben bu tür konuşmalarda üsluba çok dikkat edilmesi, polemikçi üsluplardan kaçınılması gerektiğini düşünürüm.

Nitekim Yargıtay Başkanı'nın büyük yankılar uyandıran konuşmasında eleştirdiğim yanlardan biri de buydu.

Aynı düşüncemi, Tuğgeneral Işımer'in konuşması için de tekrarlayacağım.

Konuşmada söylenenlere katılınır veya katılınmaz.

Ancak üslup polemiğe kaydığı zaman, söylenen sözlerin anlamları da kayıyor.

İçerikle ilgili düşüncelerime gelince...

Her şeyden önce şunu merak ediyorum.

Acaba bir komutanın, Türkiye'nin geçmişine mal olmuş, üstelik İstiklal Marşı'nın sözlerini yazmış bir şairle ilgili polemiğe girmesi yararlı mıdır?

Bazı sözler ve yazılar aradan zaman geçince, anlamlarından sıyrılıp, semboller haline gelirler.

MARSEILLAISE

Mesela Fransız milli marşı olan Marseillaise'in sözleri bugünün gözlüğü ile bakıldığında, son derece savaşçı, kan revan içinde sözlerdir.

Ama bu marş artık Fransa'nın milli marşıdır.

Fransa o marşın arkasında milli beraberliğini sağlamış ve yürümektedir.

Mehmet Akif için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.

ASKERİN FİKRİ

İstiklal Marşı'nın sözlerinin yazarı artık tarihe mal olmuş ve marş o gün söylendiği anlamlarının dışında anlamlar kazanmıştır.

Ben başından beri, askerlerin dini meselelerde açıklama yapmaktan mümkün olduğunca kaçınmaları gerektiğini düşünürüm.

Bu sözlerim, askerlerin dini meselelerde görüşlerinin bulunmaması gerektiği anlamına gelmiyor.

Tam aksine, bir toplumda yaşayan her insanın dini ile ilgili düşünceleri bulunması normal ve gereklidir.

Ama laiklik konusundaki hassasiyetlerini tamamıyla paylaştığım askerlerin, dinin kritik ayrıntıları üzerinde fikir açıklamalarını sakıncalı buluyorum.

Üslupta ise, ‘‘bellemek’’ fiiline takıldım.

Tuğgeneral Işımer, Atatürk'e dil uzatanlarla ilgili görüşünü şu sözlerle dile getiriyor:

‘‘Biz bu adamlara adam sen de demeyeceğiz, bu adamları belleyeceğiz.’’

Bu üslup, askeri bir akademik kuruluşun ilk dersinde kullanılacak üslup değil.

Aynı sözleri daha zarif ifade etmek, daha az polemikçi ifadelerle dile getirmek mümkün.

Askerlerin, dinin her tarafa çekilebilen ve çoğu kez rasyonellikle hiç alakası bulunmayan detayları üzerinde polemiğe yol açacak tartışmalara girmeleri doğru değil.

Üstelik bu tür polemiklerin, laik sistemin güçlü bir şekilde savunulmasına hiçbir katkısı da yok.

Eğer dini siyasetin dışında tutmak istiyorsak, aynı dinin askerin tartışma alanına sokulmasına da karşı çıkmamız gerekir.

ŞAİRE SAYGI

Mehmet Akif Üniversitesi kurmak isteyenlere de bir çift sözüm var.

Mehmet Akif adını, bu üniversiteye laik düzene tepkici bir kimlik vermek için kullanmaya kalkışıyorlarsa, yazıklar olsun.

Çünkü Türk şiirinin büyük bir şairini çağdışı bir emele alet ediyorlar demektir.



Yazarın Tüm Yazıları